ÇAĞIMIZDA spor hem bireysel, hem toplumsal, hem de siyasal olarak hayatımızın her
alanında önemli bir yer tutmaktadır. Öyle ki, toplumsal ayrışma ve birleşme
noktasında da önemli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Siyasal gerginliklerin ve kutuplaşmaların olduğu
dönemlerde millî takımlar düzeyinde alınan galibiyetler, toplumsal tabakaları
birleştiren en önemli unsur olarak kendini gösterir. Siyasal arenada ise spor,
bir propaganda aracı olarak kullanılmaktadır. Özellikle uluslararası spor
organizasyonları bu bağlamda önemli işlevler görmektedir.
Fakat spor karşılaşmaları çoğu zaman bu birleştirici
rolüyle değil de sportif şiddet görüntüleri ile kamuoyunda yer edinmektedir.
Spor ve şiddet, yan yana gelmemesi gereken iki
kavranmış gibi tahayyül edilir. Ama gerçekte durum böyle değildir. Özellikle
takım sporlarında ortaya çıkan şiddet olgusunun sosyolojik, psikolojik,
ekonomik, kültürel, siyasal ve toplumsal birçok nedeni bulunmaktadır.
İster bireysel, ister takım düzeyinde olsun, spor,
içinde mücadele olgusunu barındıran bir olgudur. Mücadelenin olduğu her yerde
şiddetin az veya çok olacağı da göz önünde bulundurulmalıdır.
İdeolojiler
ve aidiyetlerin mücadele sahası olarak spor
Bireyin kişisel, sosyal ve kimlik gelişiminde bir
spor kulübü veya bir spor branşının sembolleri, bireyin aidiyetleri arasında
yer alabilir. Yani birey, bir spor dalı ve bir spor kulübünün renkleri veya
diğer sembollerini kendi benlik tanımlamaları içerisinde görebilir.
Bu şekilde benlik tanımlaması olan insanlar, sporu
bir oyun olmaktan, spor rûhunu da “fair play”den öte, bir mücadele ve kendi
benliğini yüceltme ve üste çıkarma şeklinde algılayabilirler. Sporu bu şekilde
tasavvur eden bireyler, hâliyle şiddete eğilimli olacaklardır.
Bu tür kişilikler, spor müsabakası sonunda
istedikleri sonucu elde edemediklerinde saldırganlık göstereceklerdir. Çünkü bu
tür kişilikler bir spor dalı veya bir spor kulübünün renklerini kendi benlik
duyguları ile eş değer görmektedirler.
Spor holiganizmi, bu tür kişiliklerin ortaya
çıkardığı bir olgudur. Taraftarı olduğu takıma veya takım sembollerine ölesiye
bağlı olan bu holiganik kişilikler, verilen yanlış bir hakem kararı, rakip
takım yöneticilerinin demeçleri, medyada yer alan kışkırtıcı bir haber veya
karşılaşma sonunda istenmeyen bir sonuç ortaya çıktığında şiddet eğilimi
gösterebilmektedir.
Bu tür kişilikler hakkında genellikle
karşılaşmalardan önce alkol aldıkları yönünde medyaya yansıyan haberler de
görülebilmektedir. Zaten duygularını kontrol etmekte ve denetlemekte zorlanan
bu tür kişilikler alkol aldıklarında, otokontrol mekanizmalarını tamamen
yitirebilmekteler.
Ülkemizde derbiler arasında daha çok şehirlerarası
rekabet spora yansır. Ama çok sayıda ülkede ideolojik rekabet sporla iç içe
geçmiştir.
Spor müsabakalarında tarafların verdiği mücadeleye,
onları seyredenler tarafından farklı anlamlar yüklenebilmekte, spordaki
mücadele milliyetçi, dinî, etnik, siyasal ya da sınıfsal mücadelenin parçası
olarak görülebilmektedir. Bu da sporu bir oyun olmaktan çıkarmaktadır.
Dünyada bunun çok sayıda örneği vardır. Örneğin
Barcelona-Real Madrid derbisi, İspanya milliyetçiliği ile Katalan
milliyetçiliğinin mücadelesi olarak görülür. Real Madrid İspanyol
milliyetçiliğini, Barcelona ise Katalan milliyetçiliğini temsil eder.
İtalyan derbilerinden Lazio-Roma derbisi de
ideolojik anlamlar yüklenen derbilerden biridir. Lazio sağ, Roma sol ideolojiyi
temsil eder. Yine İtalya’da Milan-Inter derbisi, işçiler ile aristokların
derbisi olarak bilinir. Milan işçilerin, Inter aristokratların takımıdır.
Ya da İskoçya’daki Celtic-Glasgow Rangers derbisi,
mezhepsel bir mücadelenin bir parçası olarak algılanır. Celtic Katolikleri,
Rangers ise Protestanları temsil eder.
Yani ideolojiler ve aidiyetler spor üzerinden
hesaplaşır. Bu nedenle bazen şiddet, sahayı ve de saha dışını esir alır. Bazen
şiddet, ölümlere yani cinayetlere sebebiyet verir. Bu kadar keskin ayrışmaların
olduğu yerlerde bazı odaklar bu ayrışmaları sürekli diri tutmaya çalışır. Çünkü
onlara göre, statların dolması, formaların ve bilumum takım ürünü satışlarının
devamı yani taraftar desteği için bu şarttır.
Görüldüğü gibi sportif şiddetin altında, geçmişten
gelen ve ideolojik temelli çok sayıda neden vardır. Bu nedenler var olduğu
müddetçe sporu şiddetten arındırmak zor olacaktır.
(Devam edecek…)