YAZMASI zor da olsa
Pazartesi yazılarımızı kısa yazmaya devam ediyoruz.
Bugün
“Diyanet’in Zulmü” başlığıyla başka bir konuyu ele alacaktım lâkin bu haftaki
gelişmelere dair bazı bilgiler gelince bu konuyu haftaya ertelemiş olduk.
Bugünse
seslerle ve yazılarla meydana getirdiğimiz “söz havuzu”ndan bahsedeceğiz…
***
Her
ne kadar sayısını bilemesem de, sayılabilir bir miktarda sesli ve yazılı sözün
olduğunu düşünüyorum.
Uğraşılsa
üç aşağı beş yukarı bu sözlerin sayısını çıkarmak da mümkün.
Şu
an için bizi ilgilendiren şu: Bu sözlerin ne kadarı iyi ve güzel, ne kadarı
kötü ve çirkin?
Dünyadaki
herkesin ağzından, kaleminden, bilgisayarından, hattâ işaret dilinden çıkan
sözlerin bir havuza döküldüğünü varsayalım. Şimdi geliyoruz o acı soruyu
sormaya: “Acaba söz havuzundaki sözlerin
ne kadarı iyi ve güzeldir? Biz o iyi ve güzel sözlerin sayısının daha yüksek olmasına
ne kadar katkı sağlıyoruz?”
Katkımız
doğrudan bizim sözlerimizle olmuyor elbette. Paylaştığımız, ilettiğimiz sosyal
medya mecralarındaki unsurlarla da oluyor. Belki ibret alınsın diye iletiyoruz,
ancak “söz havuzu”ndaki kötü ve çirkinlerin sayısını da artırıyoruz.
@erenbilal
adlı sosyal medya (Twitter) hesabının mesajlarında yazdığı sözlerin 10’nda
9’unun gerçek olmadığını düşünürseniz, oransal olarak gayet net bir manzara
ortadadır.
Sosyal
medyada gerçek dışı şeyler yazıp söyleyenler, sosyal medya dışında ne kadar
doğru konuşuyorlardır acaba? Sanki aynı oran orada da geçerli gibi geliyor bana…
Netîce
olarak, kanaatimizce şu anda “söz havuzu”nun çoğu kötü ve çirkin sözlerden meydana
geliyor.
Bu
sözlerin çoğunluğunu ileterek ve paylaşarak yanlışa katkı yapıyor olma
tehlikesi var! Gırtlağımıza kadar yükselmiş kötü ve çirkin sözlerin insanları
nasıl etkileyeceğini sizin muhayyilenize bırakıyorum.
Hava kirliliğine Coronavirüs bir süre de olsa engel olabilmişti. Söz dünyamızın kirlenmesini engellemek için de bir virüs gerekmez inşallah!