Soyunma odası

Soyunma odasına giderken ağlamak, bir özeleştiri ritüelidir. Kendini yetersiz görme ya da takım olarak rakipten daha az koştuklarını itiraf etmektir. Kaçırılan şansın büyük olduğunu stada ve ekran başındakilere fısıldamaktır. Nedamettir. Yaptığı işi sevmenin adıdır.

KATAR’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası Şampiyonası’nda sona gelinirken, Türkiye’nin organizasyonda yer almaması nedeniyle duyduğumuz üzüntü ilk günkü tazeliğinde. Yılların deneyimini elinde bulunduran kaptan Burak Yılmaz’ın penaltıyı kullanma isteği, topu ve hayâllerimizi aynı noktaya diktiği Portekiz maçını unutamıyorum. Tıpkı Fransa önünde yarı finali aralamak isteyen son Avrupa Şampiyonası’nın finalisti İngiltere’nin en skorer oyuncusu ve kaptanı Harry Kane gibi… Hem nasıl unutulsun ki?

Bize geçit vermeyen o Portekiz, son Avrupa Şampiyonu İtalya’yı saf dışı bırakarak Dünya Şampiyonası’na katılma başarısı elde etmiş, çeyrek finalde ise asırlarca sömürülen Afrika’nın kara elması hükmündeki Fas Millî Takımına mağlûp olarak sahadan boynu bükük ayrılmıştı.

Pele-Maradona ikilisinden Messi-Cristiano Ronaldo rekabetine uzanan rekabet, dünyanın ilgisini çekmeye devam ediyordu. Ronaldo, Portekiz-Fas maçında ilerleyen yaşı nedeniyle bir sonraki karşılaşmada yer alamayacağı için kariyerini Dünya Kapası ile kapatamayacak olmanın üzüntüsü ile soyunma odasına gözyaşları arasında gitmişti.

Aynı kaderi, Neymar’lı Brezilya yaşadı ki şampiyonanın en büyük favorileri arasında gösteriliyordu. Neymar da Silva Santos’da tıpkı Cristiano Ronaldo gibi ağlamıştı. Ama o, kariyerinin en verimli döneminde ve muhtemelen Kylian Mbappe ile birkaç şampiyona daha göreceği için umudunu sürdürecektir.

Arjantin’e diş geçiremeyen Hırvatistan’ın en önemli oyuncusu Luka Modric, soğukkanlılığını koruyarak saha içinde ağlamasa da üzüntüsünü gizleyemedi. Teknik direktörleri onu, stadı dolduran on binlere alkışlatarak uğurladı futbol arenasından. Hakeza Polonyalı Robert Lewandowski de başarısını kupa ile taçlandırma isteğinde olan ama bunu başaramayan futbolculardandı.

Dört yılda bir yaz aylarında gerçekleşen Dünya Kupaları, Katar’ın 2022’ye talip olması nedeniyle bu yıl kış mevsiminde oynandı.

Kupayı ilginç kılan, alınan sürpriz sonuçlardı; şampiyonada Suudi Arabistan, İran, Fas ve Japonya Millî Takımlarının dişli rakipleri önünde elde ettiği zaferler uzun yıllar akıllardan çıkmayacaktır.

Almanya ve Belçika gruplardan çıkamazken, İspanya ve Japonya son 16 turunda elenmişlerdi. Başta Afrika ülkeleri olmak üzere, katılamadığımız kupada Fas’ın elde ettiği başarı tek tesellimiz oldu.

Sömürgecilikle hesaplaşma

Yazımın yayına hazırlandığı sırada Fransa ile Fas arasında oynanacak olan ve futbolun ötesindeki yarı final karşılaması için bir tahminde bulunmak zor ama sömürgeye “Dur!” diyen direnişin yeşil zeminde haklı bir galibiyet ile tescillenmesi temennimizdir.

Yarı final maçında adını finale yazdıracak olan takımın oyuncuları ve teknik ekibi soyunma odasına coşku ile girerken, sahadan mağlûbiyetle ayrılacak olan rakip takımın oyuncuları ise kısa süreli bir şok yaşayacak, ardından çimlere yayılacak ve kimi alenen gözyaşı dökecek, kimi de içten içe gözyaşı dökecek. Ama ağlamak için ünlü olmaya gerek kalmayacak o karşılaşmanın sonunda.

İki yılı aşkın bir sürenin sonunda kıtalar arasında gerçekleşen grup eleme maçlarında ilk iki sırayı elde eden takımların, katıldıkları bu turnuvada grup maçlarından çıktıktan sonra adlarını çeyrek ve yarı final maçlarına yazdırmayı hayâl etmeleri kadar finali arzulamaları ve kupayı kaldırmayı hayâl etmeleri de bir o kadar normal.

Azim ve mücadele ruhuna sahip, disiplinden taviz vermeyen prensip sahibi futbolcular ve teknik ekipler bunun karşılığını, en önemli şampiyonada kupayı havaya kaldırmanın haklı gururunu da yaşayacaklar.

Soyunma odasına giderken ağlamak, bir özeleştiri ritüelidir. Kendini yetersiz görme ya da takım olarak rakipten daha az koştuklarını itiraf etmektir. Kaçırılan şansın büyük olduğunu stada ve ekran başındakilere fısıldamaktır. Nedamettir. Yaptığı işi sevmenin adıdır. Önemsemenin belirtisidir. “Hatalardan ders çıkardım” demenin diğer adıdır. Profesyonelliktir ve sorumluk duymaktır. Peki, ya ağlamayanlar, nedamet duymayanlar, ders çıkarmayanlar?

Katar’da 20 Aralık günü start alan organizasyon, 18 Aralık günü oynanacak olan final maçı ile sona erecek. O gün, son dünya şampiyonu da belli olacak.  Finalin adının “Arjantin-Fas” mı, yoksa “Arjantin-Fransa” mı olacağını yazımızı okurken bilmiş olacaksınız.

İlginç ve duygusal mücadelelere sahne olan 2022 Dünya Şampiyonası geride kalacak ve millî takımlar, dört yıl sonraki kupayı kaldırmak için yeniden işe koyulacaklar. Umarım bir sonraki şampiyonada Türk Millî takımı da olur ve heyecan uyandıran bahsini ettiğimiz o soyunma odalarından umutla çıkar, sahadan ayrılırken hep sevinç gözyaşları dökerler. Tabiî onlarla beraber ekran başındaki bizler ve statta olma şansı elde eden taraftarlar da…