HDP, Biden’den önce
soykırımı ilân eden PKK’nın siyâsî uzantısı bir parti. Millet İttifakı’nın
“imzasız-ilânsız müttefiki” olan HDP, “Biz güçlü olursak PKK silahı bırakacak.
PKK’nın devam nedeni Devlet ve Erdoğan!” diyerek bir seçmen kitlesini konsolide
eden bir örgüt. Ve sırtını Biden’e yaslamış bir parti. Dolayısıyla Biden başkan
adayı iken “Erdoğan’ı devirmek lâzım, muhalefete destek vermek gerekir” derken
elçi-saha lejyonu olarak HDP’yi kullanacağını açıkça söylemiştir.
“Açıkça”
diyorum, çünkü cümlelerinin devamı ve konuşma bağlamında PKK-PYD desteğini
sürdüreceğini ve onlara butik bir devlet kurmak gerektiğini söylemiştir. HDP’nin
Biden’den önce soykırım ilânı yapma cesareti bundan!
1915
yani yüz yıl önce savaş dönemine ilişkin bir soykırım kabulü bugünün
siyâsetinde hem iç, hem de dış siyâsette kime ne yarar veya zarar sağlar?
Meselâ Türkiye, ABD’nin Kızılderililere soykırım yapıldığını Meclis kararıyla
kabul etse veya konuşmalarında Cumhurbaşkanımız bunu her fırsatta dillendirse,
kime ne fayda sağlayacak veya ABD’ye ne kadar zarar verebilir?
Öncelikle
“soykırım” ifadesinin siyâsî ve hukukî sonuçları “tarihte yargılamak ve
hafızalarda mahkûm etmek” gibi yani “O zaman yaşandı, bir daha olmasın” tavsiyesini
aşan bir ifadedir. Yani yüz yıl önceki bir olaya soykırım demek, bugüne ve geleceğe
dair işlevi olan bir “siyâsî ve hukukî dâvâ” özelliği taşımaktadır. Meselâ “azınlık”
ifadesi de böyledir. 1915 olaylarına soykırım diyen ABD ve AB, bir ara vatanın
öz evlatları, kardeşleri olan Kürtlere de “azınlık” dediler ve bunun üzerinden
federasyon ve butik devlet hedefine doğru bir sürü adım attılar. Özellikle
soykırım sicili kabarık olan Fransa buna öncülük etti uzun bir süre.
Peki,
önceki ABD başkanları bu ifadeyi kullanmamışken, Biden neden kullandı?
Çok
basit: PKK-PYD’ye Kuzey Suriye’de butik bir devlet kurdurmak, Türkiye-Rusya
ilişkilerini bozmak için Ermenistan kartını elde mobilize kullanmak ve tabiî ki
Erdoğan’ı devirmek için HDP öncülüğünde Millet İttifakı’nı yönetmek için!
Nitekim
HDP, Biden iktidara gelince heyecanlanmış, bu gelişmelerin olacağı noktasında
önceden bilgilendirilmiş ve bunlardan cesaret alarak başta CHP olmak üzere
Millet İttifakı’nı hizaya getirmek için “ABD sopası” misyonuna soyunmuştur.
CHP
veya İyi Parti’nin açıklamalarını takip edin, “Yanlıştır” ve “Kabul edilemez”
ile sınırlı “politik demeçler” vereceklerdir ve bununla yetineceklerdir. Konuyu
da “Erdoğan yüzünden bu oldu! Dünyada itibarımız bozulduğu için böyle oldu!”
diyerek iktidarın sahasında top çevirip aşmaya çalışacaklardır. Fakat Biden’den
önce soykırımı ilân eden HDP’ye yönelik tavır geliştirmeyeceklerdir.
Çünkü artık HDP, Millet İttifakı’yla ABD arasında gizli elçidir.
HDP’li
milletvekili Garo Paylan’ın, “Türkiye soykırımı kabul etsin ve Meclis’te bunu
karara bağlayarak adaletin gereğini yapsın!” çağrısı ise HDP’nin “Amerika Partisi”
gibi hareket edeceğini ilân etmektedir. HDP’nin ABD aleyhinde tek bir sözü ve
iması bile olmayacaktır. Çünkü sırtını PKK-PYD’ye yaslamıştır ve ABD tonlarca
silah vermektedir bu terör örgütlerine.
Bu
nedenle CHP ve İyi Parti bu gündemin çok kısa sürede zayıflamasını, başaramazsa
eğer konunun iktidar alanında kalmasını sağlayarak sıyrılmaya ve özellikle HDP
konusunda sorulara muhatap olmamaya çalışacaktır. Dolayısıyla odaklanılması
gereken adres ABD değil, HDP’dir; kamuoyu, ABD sözcüsü HDP dönemine tanık
olacaktır Biden döneminde.
Yani
konu 1915 değil, 2023 seçimleridir ve Erdoğan’ı devirmek için ABD’nin Millet İttifakı’yla
girişeceği iş birliğinin HDP üzerinden örgütleneceğine işarettir. CHP ise
HDP’nin soykırımı kabul etmesine yönelik hiçbir şey yapamayacaktır. İyi Parti de
HDP ile arasına mesafe koyup koymamak konusunda akla karayı seçecektir. İyi
Parti bu aşamadan sonra Cumhur İttifakı’na yanaşamayacağına göre, Gelecek ve
DEVA Partileri gibi küçük oluşumların “Maral ablası” olma seçeneğini şimdiden
plânlayacaktır.
AK Parti ise bu arka plân hamlelerini mutlaka görmüştür; değilse, meselenin 1915 olmadığını bilecek ve tedbir alacak kadar tecrübelidir. Ancak tecrübe yetmez, bir de milletin desteği ile kudret gerekir. Pandemi sürecini Ramazan sonrası doğru yönetemezse, işte o zaman 1915 tarih saati hızla 2023’e dönüşecek şekilde çalışmaya başlayacaktır.