İNTERNETİN hayatımıza
girmesiyle birlikte hayatımız topyekûn değişikliğe uğradı. Özellikle gençlerimiz
internet odaklı yaşar hâle geldiler.
Bazılarınca
gençliğin veya genç görünmenin en önemli belirlenimlerinden biri olarak kabul
edilen beğenilme ve dikkat çekme güdüsü, sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle
birlikte kendini gerçekleştirme zemini buldu.
Gençlerimizin
azımsanmayacak bir kısmı, sosyal medya plâtformlarından sürekli beğeni almayı
ve dikkat çekmeyi o kadar önemsiyor ki yeterince beğeni alamadığını düşünmeye
başladığında psikolojik hastalıklara maruz kalıyor.
Sürekli
beğenilme, dikkat çekme, ön plâna çıkma ve ilgiyi benliğine yöneltme düşüncesi,
takdir edilme ve sosyal medya odaklı yaşayan gençlerimizi adeta esir aldı. Bu
arzu tatmin edilmediğinde gençler kişilik bozuklukları yaşamaya başladılar.
Bunlardan biri de “Histrionik Kişilik Bozukluğu”...
Histrionik
kişilik bozukluğu, sürekli beğenilme arzusu, duygularını aşırı ifâde etme,
kışkırtıcı olma ve sıradan hâllerde bile dikkat çekme gibi durumlara tutulma hâli
olarak tanımlanıyor.
Uzmanlara
göre sosyal medya, insanlara kendileriyle ilgili resim ve görüntüleri paylaşma,
gösteriş yapma ve dikkat çekme olanağı sunduğu için bu bozukluğun tetiklenmesinde
önemli bir işlev görüyor. Öyle ki, sosyal medyada beğeni alamayan, yeterince
ilgi ve takdir görmeyen, yeterince ön plânda olduğunu düşünmeyen gençlerde
davranış bozuklukları meydana geliyor.
Beğeni
almayınca rahatsızlık duyan bu gençler, beğenilme arzusuna eşlik eden baştan
çıkarma arzusunu devreye sokarak ihtiyaç duyduğu ilgiyi edinmeye çalışıyorlar.
Bunun için de gençler, fiziksel görünümlerine büyük önem veriyorlar.
Bu
gençler için görünüm her şey demek. Çünkü baştan çıkarma eylemi en kolay ve en
kısa şekilde fiziksel görünümle mümkün oluyor. Abartılı bir gösterişin eşlik
ettiği fiziksel gösteriyi sosyal medyada kullanıma sokan genç, çok geçmeden
beklediği ilgiyi görmeye başlıyor.
Her
insanda beğenme ve beğenilme güdüsü vardır. Fakat histrionik kişilik bozukluğuna
yatkın kişiler, sosyal medyadaki etkileşimlere gerçekte olduğundan daha fazla
anlam yükler ve sosyal medya ortamını daha samîmi görürler. Bu yanılsanmış hissin
semptomları her geçen gün artırıyor. Çoğu zaman bu kişiler, histrionik kişilik
bozukluğuna yakalandıklarını anlamıyor ve bunu şiddetle reddediyorlar. Hâttâ
birçoğu, yaptığı eylemi kutsayarak bu durumu kamufle etmeye çalışıyor.
Yatkınlığı
olan gençler, sosyal medyadaki dikkat çekme ve ilgi görme için yaptıkları çoğu
şeyi zararsız olarak görüyorlar. Özellikle fiziksel özellikleri ile âdeta bir
gösterideymiş gibi sosyal medyaya görüntü ve fotoğraf aktaranlarda yatkınlık
daha fazla. Bu davranışlar kontrol edilmediğinde histrionik kişilik bozukluğu
belirgin hâle gelmeye başlıyor.
Tabiî
“Her fotoğraf paylaşımı yapan ya da hayatlarının bir kesimini sosyal medyaya
taşıyan ve bunlardan beğeni alma arzusu içerisine giren herkeste bu bozukluk
vardır” demek büyük bir yanılgıdır.
Uzmanlara
göre bu bozukluğun en belirgin yanı, sosyal medyada sergilenen şeylerin teşhircilik
boyutunda kışkırtıcı ve baştan çıkarmaya yönelik olmasıdır. Ayrıca sunum biçiminin
abartılı bir şekilde şaşaa ve ihtişam barındırması da bir başka özelliktir.
Uzmanlara
göre, gösterime sundukları görüntü ve karelerin aldığı beğeni sayısını
fazlasıyla önemsemek, beğeni alınan görüntü ve fotoğraflara benzer görüntü ve
fotoğraf yayınlamaya çalışmak, başkalarının beğeni alan sunum biçimleri gibi
bir sunum tarzıyla sosyal medyada görüntü ve fotoğraf paylaşmak, başkalarının
beğeni aldığı mekânları ziyaret ederek buralardan benzer kareleri yayınlamak da
bir başka belirti olarak öne çıkıyor.
Yapılan
araştırmalar, Histrionik Kişilik Bozukluğu belirtilerinden sayılan dikkat
çekme, beğeni alma, toplumsal onay alma, takdir edilme ve beğenilme arzusu ile
sosyal medya kullanımı arasında sıkı bir ilişki olduğunu gösteriyor. Ayrıca
araştırmalar söz konusu gençler olduğunda bu bağın daha da güçlendiğine işâret
ediyor.
Tüm
bunlar, özellikle gençlerin ne denli psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını
gösteriyor.
Bunun
önüne geçmenin yolu, bilinçli bir medya okuryazarı olmak ve sosyal medyayı
doğru kullanmaktan geçiyor. Ama bu konuda hiç de mahir bir sosyal medya
kullanıcı profiline sahip olduğumuz söylenemez.