Sosyal medya orucu

Oruç ayı yaklaşıyor. Bizler oruç ayını sosyal medya orucuyla karşılarsak, kim bilir, belki de oruç ayına kendimizle daha barışık hâlde girer ve oruç ayında kendi değerlerimizle kurduğumuz bağı güçlendirebiliriz.

SOSYAL medya, ironik bir tabirle bebesinden dedesine kadar herkesin kullandığı bir mecra hâline gelmiş durumda.

Ânında iletişim kurabilme olanağı, aranılan herhangi bir bilgiye ânında ulaşabilme özelliği, olay-olgu ve fikirler üzerinde ne tür kanaatlerin olduğuna dair ânında doneler bulabilme imkânı gibi çok sayıda özelliği ile sosyal medya, hayatımızı kolaylaştırıyor. Yani doğru kullanıldığında sosyal medya, insanlara fazlasıyla faydalar sunuyor. Ama bilinçsiz kullanıldığında insana zarar verebiliyor.

İnsan neden beğeni almak istiyor?

Sosyal medyadaki kesitlere baktığımızda, hemen hemen bütün paylaşımlarda değerli ve ayrıcalıklı görülen hayat kesitlerinin sosyal medyaya taşındığını görmekteyiz.

Sosyal medya paylaşımlarında herkes başkalarının gıpta ile bakacağını düşündüğü kareleri hikâyelerine, paylaşımlarına taşıyor. İnsanlar, lüks mekânlardan sayısızca paylaşım yaparak kendi hayatlarının ne kadar değerli olduğunu muhataplarına hissettirmek istiyorlar. Kısıtlı imkânlara sahip olanlar ise ne kadar keyifli anlar geçirdiklerini kanıtlamak istercesine en sıradan anlarını dahi yücelterek paylaşıyor.

Bazı kullanıcılar da kendilerinin ne kadar kusursuz bir bedene sahip olduklarını göstermek için binbir dalavere ile vücutlarına şekil verip sonra da izlenime sunuyorlar. Üstelik bunların çoğu profesyonel olmayan sıradan kullanıcılar.

Sosyal medyada sunulan ideal ve kusursuz -daha doğrusu kusursuzlaştırılmış- bedenlere bakarak insanlar kendinden nefret noktasına gelebiliyorlar. Hâlbuki sosyal medyanın sunduğu kusursuz bedenler gerçek hayatta yoklar. Çünkü o bedenler, bir sürü filtreden geçerek bize ulaşıyor.

Beğenilerin çoğu sahte

Mesele sadece paylaşımlarla bitmiyor! O paylaşımlar sıklıkla kontrol altında tutularak ne kadar kişinin paylaşımı beğendiği ve ne kadar kişinin paylaşıma yorum yaptığı da takip ediliyor. Beğeni ve olumlu yorum sayısı arttıkça benzer paylaşımların sayısı da artıyor.

Eğer muhataplarından birileri paylaşımları beğenmiyor, olumsuz yorum yapıyor ya da negatif semboller kullanıyorsa, o kişiler platformun dışına itiliyor. Kullanıcılar, bunu yapan insanlara karşı zihinlerinde olumsuz, hatta takıntılı düşünceler oluşturabiliyorlar. Yani insanlar sürekli beğeni almak istiyorlar.

Beğeni almadığı için kavga çıkaran ve küslük yaşayanlar o kadar fazla ki, insanlar bu tür kişilerle sorun yaşamamak için çoğu zaman zoraki ve sahte beğenilerde bulunuyorlar.

Gerçek yaşamda karşılığı yok

Kendini olduğundan farklı ya da daha yükseklerde gösterme çabası o kadar belirleyici olmuş durumda ki insanlar, hayatlarını artık buna göre dizayn ediyorlar. Kullanıcılar, birileri onları beğensin veya insanlar onları takip etsin diye zaman ve para yönetimini ona göre yapıyorlar. Maddî imkânlarını bu yönde olabildiğince zorlayarak lüks mekânlardan, tatil yerlerinden kareler paylaşıyor, gereksiz lüks tüketim maddelerine yönelebiliyorlar.

Hayâlini kurduğumuz yaşamları birileri yaşıyor olabilir, sahip olmak istediğimiz kusursuz bedenler birilerinde olabilir ama emin olun, bunların sayısı sosyal medyadakilerin çok çok azına tekabül ediyor.  Zaten bunlara sahip olanlar, profesyonel değillerse, çoğu hayatlarını sosyal medyadan yayınlamıyorlar.

Sosyal medya orucu çare olur mu?

Uzmanlar beğeni alma, takipçi toplama, kendini mükemmel bir yaşamın öznesi olarak tanıtma çabasını kendini değersiz görme duygusu ile açıklıyorlar. Maalesef bu tespitin ihata ettiği alan giderek genişliyor.

Sosyal medya odaklı yaşam ve kendi yaşamını buradaki yaşamlar gibi dizayn etme çabası ve bu çabanın çoğu zaman gerçekleşmemesi, insanlarda yetersizlik, değersizlik ve yalnızlık duygularına itiyor. Üstüne üstlük hasetlik, kıskançlık ve nefret gibi duygular yaşamda daha baskın hâle geliyor.

Bunun önüne geçmek için biraz sosyal medya orucu tutmak, kendi dünyamızla barışmak ve kendi değerlerimizle sıkı bir bağ kurmak gerekiyor.

Oruç ayı yaklaşıyor. Bizler oruç ayını sosyal medya orucuyla karşılarsak, kim bilir, belki de oruç ayına kendimizle daha barışık hâlde girer ve oruç ayında kendi değerlerimizle kurduğumuz bağı güçlendirebiliriz.