Sosyal medya, kadınlar ve hiper cinselleştirme

Kadınlar aile, eğitim ve sosyal yaşam başta olmak üzere hayatın tüm alanlarında çok farklı roller üstleniyorlar. Ama sosyal medyadaki kadın sunumları ve bu sunumlar üzerinden inşâ edilen kadın kimliğinde kadınların bu yönleri üzerinden hemen hemen hiçbir sunum ve kimlik inşâsı söz konusu olmuyor.

SOSYAL medyanın kadınlar üzerine etkilerini kaleme aldığım son yazıda, sosyal medyanın kadınların güvenlik algılarını negatif etkilediğine, sosyal medyanın kadınları güvensizlik duygusuna sürüklediğine ve sürekli kontrol etme duygusunun ilişkileri çıkmaza soktuğuna değinmiştim.

Bu yazıda ise sosyal medyanın kadın kimliği üzerine etkilerini ele almaya çalışacağım.

Beden ve cinsellik dışındaki diğer ögeler yok sayılıyor

Medyanın tüm alanlarında, özellikle de sosyal medyada kadın kimliği, başka özellikleri yokmuş gibi dişiliği ve cinselliği ile öne çıkarılıyor. Öyle ki, uzmanlar görselliğin daha önde olduğu medya platformlarında kadın kimliğine ilişkin sunumların azımsanmayacak kısmının kadın bedeni üzerinden inşâ edildiğini söylüyorlar.

Klasik medyada bile kadınların sunumlarında ideal kadın; güzel, alımlı, ideal beden ölçülerine sahip kıstaslarla sunuluyor. Yani kadın kimliği görsellik, beden ve cinsellik üzerinden inşâ ediliyor. Kadın kimliğine yönelik bu tür bir inşâ ve sunum, kadın bedenini nesneleştirdiği gibi, kadın kimliğini tekdüze hâle getiriyor.

Hâlbuki kadınlar aile, eğitim ve sosyal yaşam başta olmak üzere hayatın tüm alanlarında çok farklı roller üstleniyorlar. Ama sosyal medyadaki kadın sunumları ve bu sunumlar üzerinden inşâ edilen kadın kimliğinde kadınların bu yönleri üzerinden hemen hemen hiçbir sunum ve kimlik inşâsı söz konusu olmuyor. Hatta kadın kimliğinin beden, görsellik ve cinsellik üzerinden inşâ edildiği bir ortamda, kadınların kendi kimliklerini oluşturan, gerçek yaşamda ise çok farklı ve derin etkileri olan diğer kimlik özelliklerinin aşınmasına yol açıyor. Bunun sonucunda da kadın kimliği sadece beden, görsellik ve cinselliğe indirgeniyor.

Uzmanlar, bilinçli bir sosyal medya kullanımının sosyalleşmeye önemli katkılar sunduğunu vurguluyorlar. Fakat kadın kimliğine yönelik sosyal medyada meydana gelen bu indirgemenin bir yansıması olarak kadınların sadece bu yönüyle sosyalleşmeye zorlandığının da altını çiziyorlar.

Hiper cinselleştirme, aile ile sosyal hayatı tehdit ediyor

Bazı uzmanların “hiper cinselleştirme” olarak kavramlaşlaştırdığı bu durum, kadın kimliğini var eden beden, görsellik ve cinsellik dışındaki ögeleri silikleştirdiği için aile yaşamı ile sosyal yaşamın da bundan negatif etkilendiği ifade ediliyor.

Öyle ki, bazı kadınlar, “beden kusuru oluşturur” endişesiyle çocuklarını emzirmiyorlar. Hatta çocuk doğurmayı reddedebiliyorlar.

Sadece bu iki örnek bile kadın kimliğinin hiper cinselleştirme üzerinden inşâsının ne kadar büyük problemler doğurabileceğini gösteriyor.