ÇIKMIŞ ekran bülbülleri
Öter “Seçim” deyu deyu…
Epeyce öttüler. Aylar ayları kovaladı. “Erken seçim”
için çok çırpındılar. Netice? Sıfıra sıfır, elde var sıfır!
Nasıl da emin görünüyorlardı hâlbuki. Tuttuklarını
koparacaklardı. İstekleri çok karmaşık bir şey değildi, sadece seçimin erkene
alınmasıydı.
Ama bir noksanlık vardı; henüz adaylarının kim
olacağını bilen yoktu. Çünkü belli değildi. Bir isim etrafında anlaşma
sağlanmamıştı.
Yine de onlar öttüler, öttüler…
Yalnız seçim konusunda değil, her alanda…
Bülbüllerden biri şöyle söyledi: “CHP ‘Suriye’den
askerimizi çekelim’ dedi mi?”
Duyduk ve hayretle yüzüne baktık. Gayet ciddi
görünüyordu.
Başka bir âlemde mi yaşıyor, bizi çok mu saf sanıyor,
anlayamadık.
“Suriye’de ne işimiz var” sözünü bu topraklarda
yaşayan herkes duymuştur.
Bu cümle, bir soru cümlesi değildir.
Sonunda kasap çengeli gibi soru işareti yoktur.
CHP’lilerin ve özellikle genel başkan koltuğunda
oturan zât-ı muhteremin ağzından defalarca çıkan bu cümlenin sonundaki işaret, “ünlemdir”.
Amuda kalkmış “İ” harfi diyelim.
Baş aşağı durunca, nokta alta geliyor.
Şeklen böyle. Anlam bakımından ise, “Askerimiz orada
olmasın, var olanı da çekelim” demek.
Ama o ekran bülbülü, partisinin böyle söylemediğini
iddia etmeye çalışıyordu.
Askerimiz nereye gittiyse, oraya her aşamasında itiraz
ettiler.
Gitmeden önce, giderken, gittikten sonra hep aynı
çatlak sesler çıkmaya devam etti.
Bu yüzden “nokta noktada ne işimiz var”, CHP mahreçli
bir kalıp oldu. Târihteki yerini aldı.
Suriye, Libya, Akdeniz, Irak, Karabağ…
Günün birinde, “Askerimizin Türkiye’de ne işi var”
bile diyebilirler.
Bu da “Asker ülkeyi savunmasın” demektir ki 15 Temmuz
darbe teşebbüsünü “tiyatro” diye anmak ve o gece sergilenen tavır, başka anlama
gelmez.
*
Gelecek sene FIFA Dünya Kupası Katar’da düzenlenecek.
32 takım, 64 maç yapacak.
Katar Futbol Federasyonu tarafından organize edilecek
turnuva, Orta Doğu’da yapılan ilk turnuva olacak.
“Budûlet-ü Ke’sil Âlemî li Kûrret-il Qadem 2022 Katar”
(2022 FIFA Dünya Kupası, Katar.)
Organizasyonun güvenliği Türk polisine emanet.
Katar’da görev yapacak Çevik Kuvvet polisleri için de
o dingildeklerin çıkıp “Ne işimiz var Katar’da” diye feryat etmelerini
beklemeli miyiz?
Esasen geç bile kaldılar.
*
Aziz arkadaşım Şaban Abak, bir Erzurum türküsüne
işaret etti:
“Bülbülün göğsü al olur…”
Bir açıklama da yazmış altına: “Gerçekten çok eski;
Selçuklu yüzyıllarından kalma bir Erzurum türküsü bu. Elazığlı Adile Kurt
Karatepe, türküyü bilen ve söyleyen tek sanatçı ve çok başarılı. Çocukluğumda
halktan kişilerden dinlemişimdir.”
Adile Hanım ne söylese büyük bir ustalıkla söyler.
“Bülbülün göğsü al olur
Etrafı hal hal olur
Sen ağlama, bir hal olur
Yanağı gül, saçı sümbül
Demağı gül, her yanı gül
Bülbül ağlar, derdi bir gül
Bülbülümün göğsü sarı
Ben ağlarım zarı zarı
Yitirmişem nazlı yâri…”
Yârini yitirenlere Cenab-ı Allah sabır versin.
Türkünün güzelliği hemen fark ediliyor. Bulmak zor değil artık. Dinleyince
hak verirsiniz.
Burada dikkat çekildiği gibi, bülbüller arasında göğsü
al olanı da var, sarı olanı da.
Bizim baştan beri andığımız ekran bülbülleri de çeşit
çeşit.
*
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bağımsız aday olmak isteyen
biri, (göğsünün rengini göremedik) geçenlerde şöyle bir lâkırdı etti:
“Cumhuriyette başkanlık sistemi olmaz.”
Manitu Manitu…
Nasıl yani?
Araya bir müzik dalış yaptı, inletiyor ortalığı:
“Hayda rinna, rinna nina nay…” (Haydar, bu konunun seninle alâkası yok.)
Adam rahatlıkla, çocuk kandırır gibi, “Cumhuriyette
başkanlık sistemi olmaz” diyor.
Kim dedi? Ne zaman dedi? Niçin olmaz?
Pekâlâ olur. Olmuştur. Hemi de olmaktadır. Olacaktır
da.
Cumhuriyetin ilk yıllarına bak. Çok iyi bildiğini
düşündüğün o ilk on beş yıla…
Biraz daha yaklaşarak bak.
Atatürk’ün uygulamalarını enine boyuna incele.
Eğer yine de ikna olmazsan, git benden selâm söyle,
Doç. Dr. Hulki Cevizoğlu’na danış. Ya da Cevizoğlu’ya…
Diyelim kesmedi, bir sağlam destek daha istedin.
O zaman da Engin Ardıç’a başvur.
De ki, “Hacı abi, benim kafam karıştı. Bir de sen izah
eder misin?”.
Oturtsun seni dizinin dibine, tek tek anlatsın.
Örneklerle işlesin, fıkralarla süslesin.
Aklına yatıp da ayrılma zamanı gelince, teşekkür
etmeyi unutma.