Sonu gelmeli!

Yeni yılda yeni diyetler, yeni dilekler, başlangıç plânları yapanlardan mısınız bilmem ama ben bu yıl tersi dahi âdetim olmasa da yapılmaz olasıca şeyleri yazmak istiyorum; meselâ geride kalması gerekenleri...

HER yeni yılda yeni kararlar alıp umutla bakanlardan olamadım hiç. Nihâyetinde bir takvim başlangıcı idi ve başlayan yeni bir günden, haftadan, aydan farklı değildi. Umutsuz yaşanmaz kuşkusuz, bu nedenle yeni yıl coşkusu yaşayanları anlasam da, her gün doğan güneşten daha umut aşılayıcı gelmiyor bana…

Yeni yılda yeni diyetler, yeni dilekler, başlangıç plânları yapanlardan mısınız bilmem ama ben bu yıl tersi dahi âdetim olmasa da yapılmaz olasıca şeyleri yazmak istiyorum; meselâ geride kalması gerekenleri...

Her fırsatta din, dil, ırk üzerinden siyâset yapılmaması meselâ. (Bunun artık rağbet gören bir şey olmaktan çıkacağı bir zihinsel/pratik politik seviyenin oluşmasını dilemek, galiba Kovid-19’un bir gecede yok olmasını dilemek gibi.)

“Siyâset” deyince bende doğrudan çağrışım yapan yandaş/muhalif etiketlerinden medet umarak saldırı savunma basitliği, politik anlayışın sadece yandaş yahut muhalif olmaya indirgenmesi, Sağcısından Solcusundan fışkıran “Bizimkiler yaptı ise doğrudur” saçmalığı, gündelik hayatta dahi argo sayılacak ifadeleri milyonlara ileten kamera ve mikrofonların önünde kullanmaktan çekinmeyen siyâset ve sanat (bazıları sözde sanat) erbâbı dâhil edep ve haysiyet yoksunu her türlü kişiliğin ve eylemlerinin prim yapması, şiddet karşıtı gibi görünerek bizzat bu karşıtlıktan beslenenlerin edebiyatları, Covid-19 sebepli sosyolojik tespitlerde insanların acizliğini bir anda kavrayarak bir tür aydınlanma yaşadıklarına dair her türlü hikâye, varsayım ve analiz...

Yahut da yine Korona’dan sebeple insanların eşitliğine dair yapılan her türlü gönderme…

(İster hastalık ânı, ister karantina yahut diğer bütün kişisel, toplumsal önlemden söz edelim, nihâyet hepsi sınıfsal ayrımların netliğince, şiddetince yaşanıyor. Bilhassa ekonomik seviyeniz ne kadar düşükse pandeminin olumsuz etkileri o oranda pik yapıyor. “Hepimiz kardeşiz, ölümde eşitiz” esprisi niye sadece Corona için geçerli imişiz gibi bu denli romantik bir sunum kazandı, meraktayım!)

Çok okur (!) bazı kişilerin her hikâye yahut durumda kahve, kitap resimlemeye çalışmaları… (Elbette okudukları merak ediliyor olabilir ama sürekli farklı fincanlar ve dekoratif objelerle kitaptan daha çok merak edilecek/edilen bir sürü şey yaratmak da okur yaratıcılığı mıdır, sormak isterim…)

“Milletin parası” edebiyatı yaparak çarşaf çarşaf israf haberi yapan, yaptıranların ilk fırsatta eskiyi mumla aratacak icraatları (siz örnek ve faillerini biliyorsunuz)…

Her türlü kadın cinayetinde reyting kaygısıyla yapılan sözde haber örnekleri, hangi alanda olduğunun önemi olmaksızın ünlü olmanın mahrem alanı yok saymaya yetmesi, deprem gibi afet ve kazâlar; cinâyetler dâhil, sıradan insanların da en mahrem hâllerinin ve özel yaşama dair hakların ihlâl edilmesi; konu ne olursa olsun, gerçek bilgilendirme yerine insanları yanlış bilgi kaynaklarına yönlendirecek yönetim anlayışı; sağlık, ekonomi, eğitim gibi alanlarda çarpıtılarak, değiştirilerek verilen veriler, gizlenen gerçekler ve çoğunluğu sınavlarda derece yapmış akıllı/çalışkan gençlerin bile siyâsete alet edilmesi, çıkarlar için kullanımı…

Sanat, siyâset ve mizah anlamında çeşitli kılığa bürünmüş şekillerde terörün desteklenmesi, bu ülkeye ya da yaşama, olan bitene dair her türlü endişenin dile getirilmesinde “komplo teorisi” yaftası ile gerçeklerin üstünün kolayca örtülüvermesi; iyilik ve hakikat gibi kadim ve benzersiz kavramların anlamından habersiz ve daha kötüsü bilhassa yanlış, yetersiz mânâlara sebep olacak şekilde kullanımı; “sağlıklı yaşam” adı altında pompalanan her türlü dayatma ve sığ yaşam algısı; “hayvan sevgisi” başlığında bolca örneğini gördüğümüz sevgisiz tutumlar; hayvanı insandan kıymetli gördüğünü söyleyen çok hayvansever bazılarının gerçek sevgiden ve evrendeki kapsamından bîhaber tavırları; her yerde, her konumda, her adımda ayağımıza sıkan, enerjimizi çalan adam kayırmacılık ve “Adam sen de!” kolaycılığının sonu gelmeli!

Dünde, geçmişte, bir zamanların hikâyelerinde kalmalı!