
ÜLKEMİZİN adından ve kendi adımızdan nasıl eminsek, aynı ölçüde şundan da eminiz: Anti Semitik değiliz. Hiçbir zaman olmadık. Zaten en başta inancımıza ters. Zorla anti Semitik olunmaz ki.
Ama anti sırıtık olduğumuz doğrudur. Gülecek hâlimiz yok, sırıtacak hâlimiz hiç yok. Tebessüm bile zor bugünlerde.
İsrail, dünyada herkesi anti Semitik göstermek istiyor. Ayrıca bütün insanların anti Semitik safta yer alması için elinden geleni yapıyor.
Herkese öyle bir yafta asmak istiyorlar.
Bütün dünya anti Semitik görünsün, o kapsama dâhil edilsin ki kendileri rahat etsinler, yaptıkları bütün insanlık dışı hareketlere meşru zemin bulunsun.
*
Son aylarda dünyada en çok satılan, her yerde en çok sallanan bayrak, Filistin bayrağı.
Caddelerde, meydanlarda yapılan en meşhur dans, Filistin dansı.
Her yerde söylenen şarkı, “Yaşa Filistin” şarkısı.
Bütün dünyanın dilindeki slogan ise “Özgür Filistin”.
İsrail ve Batı’daki destekçileri, o bayrağı sallayanları, sokaklarda o dansa katılanları, o şarkıyı söyleyenleri, o sloganı haykıranları bütünüyle anti Semitik ilân etmekte kararlı davranıyorlar. Bu maksatla kanunlar çıkarıyorlar.
Bugüne kadar görülmemiş bu tavrın sahipleri, tarihe “ahmak” olarak geçecekler. Çaresi ve ilacı olmayan bir hastalıktır ahmaklık. Pişmanlığının da çok ağır olacağını tahmin etmek zor değil.
*
Yıllar öncesine gidelim…
1982’de İsrail Lübnan’a saldırır. Beyrut’taki Filistin Kurtuluş Örgütü merkezini bombalar. Öncesinde ise oradaki belgeleri kaçırır. El koyduğu dokümanlar arasında, on yıldır radyolarda ve televizyonlarda çalınıp söylenen ve çok beğenilen bir klip de vardır; Zeynep Şath’ın (Zeinab Shaath) 18 yaşında çektiği “Filistin’in Feryadı” (The Urgent Call of Palestine)…
Elinde gitarı, boynunda kefiyesiyle zeytin ağaçları arasında İngilizce söylediği şarkıda şöyle seslenir: “Filistin’in feryadını duymuyor musunuz?/ Filistin, eziyet çekmiş, işkence görmüş, yaralanmış ve hırpalanmış/ Ve tüm oğulları ve kızları dağılmış…”
Kıvanç Eliaçık’ın Birgün’de yayınlanan “İsrail ordusunun susturamadığı şarkı” başlıklı yazısından öğrendik ki İsrail, ortadan kaldırdığını zannettiği o klibi yok edememiş.
İsrail ordusu arşivinde araştırma yapan sanatçı-küratör Rona Sela, o klibi bulmuş ve ABD’de tekrar yayınlamış.
https://www.google.com/search?q=Zeynep+Shaath&sca
Buradan o şarkıya ve yapılan röportaja ulaşmak mümkün.
(O kadar çok beğenilen klibin başka bir yerde kopyasının olmayışı da ayrı bir garabet. Konunun uzmanlarının bile cevaplamakta zorlanacağı türden.)
*
Görüyoruz ki ne kırk yıl, ne elli yıl… Yetmiş beş yıl da geçse, İsrail’in Filistin’e uyguladığı baskı değişmiyor. Aksine, artarak devam ediyor. Baskı zulme dönüşüyor, sonra katliama, oradan da soykırıma varıyor.
Son Filistinli çocuğu da öldürdüklerinde “Bitti” diye düşüneceklerini kimse aklından geçirmesin. Siyonistlerin plânı daha büyük, daha geniş. Üstelik kimseden gizlemiyor, kimseden sakınmıyorlar. Niyetleri ve hedefleri açık. Yöntemleri ortada.
Biz de burada oturup dua ediyor, Siyonistlerin cezasını bulacakları günü bekliyoruz. Ve maalesef hiçbirimiz ne kadar bekleyeceğimizi bilmiyor. Godot belki daha önce gelecek.