
AJANDA Yayınlar Grubu, Haber Ajanda dergisi ile yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren necip milletimizi ve bütün Ümmet-i Muhammed’i (sav) ilgilendiren her kritik durumda hakkı ve sabrı tavsiye eden doğru tavrı göstermek ve hakkı gözetip kaldırmak yolunda daima ilkeye tâbi oldu.
Geçtiğimiz yıllarda hem ülkemize, hem Ümmet-i Muhammed’e (sav), hem de dünyanın pek çok coğrafyasında mazlumlara karşı yürütülen zulüm operasyonlarına karşı sesimizi en gür biçimde yükseltmeye gayret ettik. Bu tavır daima sürecek, ant olsun!
Doğu Türkistan’dan (ki ulusal dergi ve mecmualar arasında doğrudan Doğu Türkistan dâvâmıza yıllardır aralıksız hizmet eden sanırım tek yayın organıyız) Somali’ye, Arakan’dan Filistin’e, Kosova’dan Libya’ya tüm ümmet sorunlarıyla ilgilenen, darbelere, vesayet rejiminin ürünü hâdiselere veya hukuksuz yaptırım girişimlerine karşı pek çok dosyaya imza attık. Hamdolsun.
Daha evvel Filistin hakkında da çokça dosya çalışması yapan Haber Ajanda, 8 Ekim 2023 günü itibariyle Siyonist terör rejiminin başlattığı soykırım harekâtına karşı da kıymetli yazarlarıyla zulme karşı “nehy-i ani’l-münker” ilkesine uyan bir dosyalar bütünü hazırladı.
Bu dosyalarla sadece Filistin dâvâsına bakışımızı veya Siyonist teröre karşı öfkemizi dillendirmedik, özellikle bir şuur inşâ etmeye çalıştık. Zira inanıyoruz ki, bu dâvâyı güderken pek çok dil yanlışına düşülüyor ve yanlış söylemler istemeden dahi dillere pelesenk edilebiliyor.
Bu anlamda başlangıçta “İsrail” kelimesiyle “Siyonizm” kelimesi arasındaki farktan bahsetmeliyiz. Ki bu nedenle “Yahudi” başka, “Siyonist” başka. Bu nedenle “Filistin” dahi başka, “Mescid-i Aksa” yahut “Mescidü’l-Kuds” ve “Kudüs” başka. Bu nedenle söz konusu bölgedeki terörist kim, devlet kim, yerleşimci kim, saldırgan kim, çok ama çok mühim. Zira bunları yerli yerine oturtmadan Gazze’de bugün yaşanan soykırımı tarif etmek de, anlamak da, anlatmak da imkânsız.
Maalesef yerli ve millî medyamızın kalemleri ve haber bültenlerini hazırlayan metin yazarları ile editörleri dahi bu yanlışa ya bu bilinçten mahrum olarak ya da bile isteye çanak tutuyorlar.
Evvelâ İsrail, kuruluşu öncesi defakto bir göçe dayanan, kuruluşu sonrası ise terör örgütleriyle toprak gaspı yapan bir işgalcidir. Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin o günkü (1948) idarecileri tarafından sözde Türk milleti adına tanınarak kabul edilmiş olsa da yaptıkları asla kabul edilemeyecek bir yapıdır. Filistin topraklarında işgal hâlindedir. Bu işgal 1967’den bugüne hâlâ devam etmektedir. Süren bu işgal sırasında sözde iskân faaliyeti güderek sözde kendi vatandaşlarını Filistin topraklarına yerleştiren İsrail’e bağlı kimselere büyük bir gaflet içinde “yerleşimci” denilmektedir.
Her yanından uydurma bir kelime olan bu “yerleşimci” kelimesi, dünyanın hiçbir yerinde ve tarihin hiçbir kesitinde kullanılmış değildir. Yaptığı işgali meşrulaştırmak üzere Siyonist sözlüğünden çıkma bu kelimeyle terörist gaspçılar Filistinlilerin evlerini, tarlalarını, dükkânlarını ve bütün kaynaklarını silahlı terörle ele geçirirlerken, bu gerçeğe rağmen medyamız bu gaspçı teröristleri “yerleşimci” gibi suçtan uzak bir ifadeyle masumlaştırmakta ve böylece tanımlamaktadır.
Bunun yanında haklarını arayan Filistinlilerden ateşe karşı ateşle cevap vermek gereğini yerine getiren ve meşru müdafaa içinde olan insanlara ve kuruluşlara “terörist, terör örgütü” ya da “militan” gibi unvanların reva görülmesi, hakkını arayan bir milletin en basit şekliyle moralini bozmaktadır. Kimin gaspçı/işgalci terörist, kimin toprağın gerçek sahibi olduğu ortadayken medyanın yaptığı bu tanımlama zafiyeti, meseleyi ancak medya aracılığıyla okuyup ancak medya aracılığıyla konudan haberdar olacak tüm dünya kamuoyunu yanlış algı ve yorumlara yönlendirmektedir.
Dünyanın paraya tapan ülkelerinde Filistin dâvâsı zaten tanınmayarak Siyonist rejimin yaptığı bütün zulümler meşrulaştırılmaya, çocuk ölümleri bile alelâde hâdiseler nedeniyle gerçekleşiyormuş gibi bir algıya teslim edilmeye çalışılıyorken, biz Türk medyası olarak bu oyuna alet olamayız. Bu yüzden Haber Ajanda olarak hakkın yanında doğru tanımlarla durmaya devam edeceğiz.
Yaşasın işgalcilere karşı bağımsızlık dâvâsıyla gayret edenlerin kardeşliği!