EN sonda söyleyeceğimi
en başta belirteyim: Evet, yine Türkiye’ye karşı bir operasyon var!
Bu
sefer operasyonun adı, “Sedat Peker”.
Operasyonun
nihaî hedefi, “Sayın Cumhurbaşkanı ve Türkiye”.
Bunu
söylediğinizde, özellikle muhalif kesim hemen ayağa kalkıyor: “Yok efendim,
iddiaları görmüyor musun? Yok efendim, kimler neler yapmış, duymuyor musun?”
Evet,
elbette görüyor ve duyuyorum. Ancak şu fark var ki, ben ayrıca düşünüyorum! Düşünüyorum
ve diyorum ki, “Evet, birtakım çok ciddî iddia, suçlama ve kendince karanlık
ilişkileri ifşa var. Ancak düşününce ve tarafsız bir gözle baktığınızda bile
olayın kurgusu, zamanlaması, şekli bile olayın apaçık bir operasyon olduğunu
gösteriyor”.
Olaylara,
kişilere ve iddiaların derinine girmeye bile gerek yok. Adım adım gidelim…
Öncelikle,
iddia sahibi kim? Sedat Peker.
Bu
Sedat Peker kim?
Sedat
Peker, “çıkar amaçlı suç
örgütü kurmak ve yönetmek, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak, evrakta sahtecilik”
gibi suçlardan hüküm giymiş bir mafya lideri. Bir suçlu. Düne kadar muhalifler aleyhinde
açıklamalar yaptığında yerden yere vurulan, dalga geçilen, ciddîye bile
alınmayan, yok sayılan bu adam, bir anda çok kıymetli ve değerli bir figür oluverdi.
Bakınız,
bu adam bir suçlu! Bu adam, videolarında da açıkça görüldüğü gibi uyuşturucu ve
alkol kullanmadan konuşamayan, ekranlara çıkamayan bir bağımlı. Akıl, beden ve
ruh sağlığı normal olmayan böyle bir adamın yaptığı açıklamalar ne kadar tarafsız
ve güvenilir olabilir?
Bakınız,
bu adam bir siyâsetçi değil, bir kamu görevlisi değil, bir kanaat önderi değil,
bir parti mensubu değil, bir gazeteci değil, bir aydın ya da sanatçı değil; o,
suçu kesinleşmiş, hüküm giymiş bir suç örgütü lideri.
***
Pek
çok kişinin ilk ve en önemli yanılgısı şu: Sedat Peker’i bir suç örgütünün
lideri değil de sanki devletin bir adamı, gizli elemanı, illegal işlerini yaptırdığı,
derin devletle bağlantılı biri gibi görüyorlar. Hatta pek çok kişi bu yanılgı
ile “Devlet yıllarca kullandı, şimdi attı” diye düşünüyor.
İşte
tam da Sedat Peker’in beslendiği, insanların gözünde onu büyüten ve önemli
kılan gerçek bu!
Devlet
böyle bir adamı kullanmaz. Alenen mafyacılık yapan, gizlenmeyi değil de açıkça
göz önünde olmayı seven, adı birileri ile sürekli manşetlere çıkan, her
fırsatta her ünlü ile fotoğraf çektirmeyi marifet sayan, her türlü pisliğe bulaşmış,
ne dediği ve ne yaptığı belli olmayan birini devlet niçin ve nasıl kullansın?
Peki,
Sedat Peker kullanılmadı mı? Evet, kullanıldı. Ama onu kullanan devlet değildi.
Onu, illegal işlerini yaptırmak isteyen herkes kullandı. Birtakım
politikacılar, siyâsiler, gazeteciler, iş adamları, sanatçılar onu ve gücünü kullandı.
Birtakım güçlü siyâsî figürlerle zaman zaman bir araya geldi. Ama bu tür
kişisel ilişkilerle devleti bağdaştıramazsınız.
***
Pek
çok kişinin ikinci yanılgısı şu: Sedat Peker’i büyük bir vatansever, Ülkücü,
Turancı, milliyetçi bir dâvâ adamı sanıyorlar. Ve şöyle düşünüyor birçok kişi:
“Her ne kadar yanlış işler yapmışsa da yurt dışında şuralara yardım gönderdi, şunları
söyledi, bunları yaptı…”
Söyleyin
Allah aşkına, milliyetçilik, Turancılık, Ülkücülük böyle bir adama mı kaldı? Böyle
mi örnek olunur topluma? Gençler bu adamı mı takip edecek? İllegal ve haram
yollardan kazanılan paralar kime ne hayır getirecek?
İşte
asıl bu tip karakterler milliyetçilik dâvâsına, dinimize, nihayetinde ülkemize
yıllarca zarar verdi! Böyle bir adamı rol model görmek, rahmetli dâvâ
büyüklerimize, onların sıkıntılı mücadelelerine hakaret olmayacak mı?
***
Pek
çok kişinin üçüncü yanılgısı şu: Bu olayı geçmişteki Susurluk Olayı’na
benzetiyorlar. Çatlı ile sosyete mafyası Peker’i kıyaslayın ve siz karar verin!
Bu
adam, yeni değil, uzun yıllardır konuşuyor. Yaklaşık iki yıldır yurt dışında
yaşıyor. Hakkındaki suçlamalar ve dâvâlar yüzünden yurt dışına kaçtığı
söyleniyor. Devlet de nihayetinde örgütüne yönelik bir operasyon başlatıyor. Ve
bu adam, ailesini yanına aldıktan sonra konuşmaya başlıyor. “Niye şimdi konuşuyorsun?”
diye soranlara, “Ailem ellerindeydi, nasıl konuşabilirdim?” şeklinde
açıklama yapıyor.
Peki,
ailesi şimdi kendi yanında da özgür mü?
Hemen
cevap verelim: Bu adam şu an Türkiye’ye açıkça düşman olan, Türkiye’ye
saldırmak için her fırsatı kullanan bir ülkenin elinde. Türkiye’ye ve Türklere
düşmanlığını açıkça ilân etmiş bir işadamının otelinde. Türkiye’ye savaş açmış
gizli istihbarat örgütlerinin kucağında. Yani bu adam özgür değil! Hem kendisi,
hem de ailesi şimdi birilerinin elinde! Bu adamın, kimin kucağında ise ona göre
konuşacağı açık değil mi? Tıpkı Fetullah Gülen gibi, yeni sahibine göre
konuşuyor.
Fetullah
Gülen demişken, bu şahsın Fetullah Gülen ile -inkâr etse de- geçmişte olan ilişkisi
ortada. Daha önemlisi, şimdiki iddialarının birçoğunun kaynağı zaten orası.
Yaptığı ve kendine göre ifşa ettiği iddiaların bir kısmı aylar önce FETÖ
tetikçileri tarafından dillendirilmeye başlanmıştı. Kamuoyunun dikkatini
çekmedi. Zira kaynak ve amaç belliydi. Ama aynı benzer iddiaları Peker yapınca
dikkat çekti.
Efendim,
malûm şahısla ilgisi olan, iş yaptığı, ilişki içinde olan, başta siyâsiler
olmak üzere, o gazetecilerin, sanatçıların, iş adamlarının hiç mi suçu yok?
Evet, elbette var! İllegal ve karanlık işlere bulaşmış, hükümlü, mafya olduğu
belli bu tip adamların sağladığı güce kananlar, birtakım işleri için bu tipleri
kullananlar, bu ahlâksızlıklara ortak olmuşlardır. Bunlara da, kim olurlarsa
olsunlar, gereken soruşturmaların ve cezalandırmanın yapılması şart! Bu olay,
başta siyâsiler olmak üzere herkese ders olmalı. Kimlerle yola çıkıldığına
dikkat edilmeli.
***
Sonuç
olarak Sedat Peker, birtakım yabancı istihbarat örgütlerinin, Türkiye’ye
düşmanlık yapmak için fırsat kollayan ülkelerin ve FETÖ’nün eline düşmüş bir
piyondur. Amaç, geçmişte, özellikle bazı politikacılarla kurduğu birtakım
ilişkileri ve onun toplumda sağlamış olduğu imajı kullanarak ülkeyi karıştırmak
ve kaosa sürüklemektir. Yapılanların 17-25 Aralık, R. Zerrap-Halkbank ya da Gezi
provokasyonlarından bir farkı yoktur. Hedef bazı bakanlar ve siyâsiler üzerinde
şaibe oluşturup Hükûmet’i, nihayetinde Sayın Erdoğan ve Türkiye’yi zor durumda
bırakmaktır. Nihaî hedef, 2023 adımlarına ilerleyen Erdoğan başkanlığındaki
Türkiye’dir.
İlânihaye,
yine başaramayacaklar. Tüm diğer algı operasyonları gibi Sedat Peker operasyonu
da başarısız olacak.