Simge, sembol, ideoloji ve bilinç ışığında iletişim olgusuna farklı bir bakış

İletişim türü olarak kişi içi iletişim, kişiler arası iletişim, uluslararası iletişim, sözlü iletişim, sözsüz iletişim, kitle iletişimi vb. onlarca iletişim türü sayılabilir. Bu iletişim türleri arasında teknoloji ile kuşatılmış bir yaşamın tam ortasında olduğumuzdan dolayı kitle iletişimi, iletişim türleri içerisinde en çok kafa yorulan iletişim türü olarak karşımıza çıkmaktadır.

DİNAMİK bir kavram olmasından dolayı üzerinde farklı biçimlerde tanımlanan “iletişim” kavramını, kısaca kaynak ve alıcı arasındaki her türlü enformasyon veya bu sürecin adı olarak tanımlayabiliriz. İletişim kavramı, insanın sosyal, siyasal, kültürel ve psikolojik varlığını devam ettirmesi, kendisi ve dış dünyasıyla etkileşim içinde olmasına yani iletişim kurmasına bağlıdır.

Her iletişim sürecinin kendine özgü bir dili vardır. Sınıfsal ve kültürel özellikler, iletişimin nasıl biçimleneceğini, ne ile aracılanacağını belirleyen en temel özelliklerdir. İletişim, aynı zamanda ortak bir metin, ortak simgeler ve sembollerle anlam üretme işidir.

Bu özelliklerin yanı sıra iletişim, sembolik ve simgeseldir. Bağlama göre değişiklik gösteren simgelerin aksine semboller bağlama göre değişiklik göstermezler. Semboller daha doğal göstergelerdir. Daha evrensel anlamlar çağrıştırırlar. Örneğin, doğanın yeşermesi, ilkbaharın habercisi olarak düşünülür.

Simgeler ise duyularla algılayamadığımız duygu ve düşüncelerin yerini tutar. Simgeler, sembollerden farklı olarak bağlama göre anlam kazanırlar. Simgeler, sınıfsal ve kültürel normlara bağlı olarak anlam değişimine uğrayabilirler. Örneğin renklere yüklenen anlam her kültürde farklı olabilir. Bir kültürde siyah, “asaletin” simgesi iken, başka bir kültürde “yas” anlamına gelebilir. Gül, en nihayetinde bir bitki olmasına rağmen sevginin ve aşkın simgesi olabilmektedir. Birine gül vermek “Seni seviyorum” demeye eş değerdir. Yani gül “seni seviyorum”un simgesi durumundadır. Negatif anlam içeren bir örnek verecek olursak, birine muz atmak, muz atılan kişiye “maymun” demenin diğer adıdır. Muz bu durumda “maymun”u simgelemektedir. Birine “seni öldürürüm” demek yerine, kurşun vermek de aynı anlama gelir. Bıyığın, sakalın şekli bile siyasal simge olabiliyor. Simgeler sadece bunlarla sınırlı değildir. Bazen dinî, tarihî, siyâsî kişilikler bile simge olabilir.  Özellikle kitle iletişiminde sıklıkla simgeler kullanılır. Simgeler, çoğu zaman aidiyetleri de betimlerler.

En sıradan iletişim biçimleri bile ideolojik pratikler içerir

İletişim kurulurken ister bilinçli isterse de bilinçsiz olarak ideolojik anlamlar ve mesajlar muhataba aktarılır. En sıradan gözüken iletişim biçimlerinde bile ideolojik aktarım ve ideolojik pratiklerin taşınması söz konusudur. Örneğin “günaydın” demek, daha seküler bir ifade tarzı iken, günaydın ile aynı bağlamda söylenen “hayırlı sabahlar” daha manevî bir anlam taşır. “Merhaba” ve “Selamunaleyküm” kavramlarının günlük kullanımını da bu tür örnekler arasında sayabiliriz. Kullandığımız kavramlar ister bilinçli ister bilinçsiz olsun karşı tarafa bir ideoloji aktarır. Hele ki siyasal ve sosyal hayatın çok fazla politize olduğu dönemlerde bu durum kendini daha belirgin bir şekilde hissettirir. Sağ-sol çatışmasının olduğu dönemlerde üniversite öğrencileri sınav sorularını cevaplarken/yanıtlarken bir taraf “yanıt” kelimesini kullanırken diğer taraf “cevap” kelimesini kullanırmış. Sınav kâğıtlarını okuyan hocalar da öğrencileri bu şekilde değerlendirirmiş. Bunlar uç örnekler gibi gözükse de sağlaması hayat pratikleri içerisinde rahatlıkla yapılabilir. İnsanoğlu bu tür kavramları kullanırken hem kendini biçimlendirip bu biçimlendirme ile kendini var eden şeyleri sürdürme pratiği içine girer, hem de bu biçimlendirmeyi iletişim kurarken karşı tarafa aktarır.

Kitle iletişim araçları bilinç üretirler

İnsan ister kendi iç dünyasıyla kurduğu iletişimde, ister kişiler arası iletişimde, isterse de siyasal ve kitle iletişimde olsun bu özelliklerin çoğunu bir arada kullanarak iletişim kurar.

İletişim türü olarak kişi içi iletişim, kişiler arası iletişim, uluslararası iletişim, sözlü iletişim, sözsüz iletişim, kitle iletişimi vb. onlarca iletişim türü sayılabilir. Bu iletişim türleri arasında teknoloji ile kuşatılmış bir yaşamın tam ortasında olduğumuzdan dolayı kitle iletişimi, iletişim türleri içerisinde en çok kafa yorulan iletişim türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Kitle iletişimi, kitle iletişim araçlarıyla yapılan iletişim biçimidir.

Kitle iletişim araçları sayesinde ihata edebildiğimiz alan, dünyanın tamamını kapsıyor. Günümüzde kitle iletişim araçları sayesinde yerimizden hiç kıpırdamadan tüm dünyayı seyredebilme, dünyanın birçok noktasına aynı anda konaklama imkânına sahibiz.

Sıradan bireylerin yanı sıra kitleler ile iletişim kurma ihtiyacı hisseden politikacılar ile ulusal ve küresel şirketler de kitle iletişim araçlarını kullanırlar. Ulusal ve küresel şirketler ürünlerini pazarlamak için kitle iletişim araçlarını kullanırken, politikacılar kitlelere ulaşmak, onlarla iletişim kurmak, onların kanaatlerini değiştirmek, kanaatlerini pekiştirmek, kitleler nezdinde ürettikleri politikalara meşruiyet kazandırmak, rıza üretmek, karşıtlık oluşturmak için kitle iletişim araçlarını kullanırlar. Kitle iletişim araçlarının içeriğini oluşturanlar, bu amaçlar doğrultusunda doğru-yanlış ya da eksik bilinç üretirler. Bilinç üretilirken de sıklıkla simgeler, ideolojik yakınlık veya ideolojik uzaklığı ifade eden metaforik kavramlar kullanılırlar. O nedenle bu tür medya içerikleri daha bilinçli bir bakış açısıyla tüketilmelidir.