Sezen okudu, iyi mi?

12 Eylül Referandumu öncesinde FETÖ, referandumun “Evet” ile geçmesi için çok uğraşmıştı. Zaman gazetesi, Sezen Aksu ile bir röportaj yapmış, Aksu, sözde AK Parti taraftarı bile olmuştu. Ama bilinmeli ki, Aksu AK Parti taraftarı filan olmadı, sadece FETÖ’nün isteğini yerine getirmişti.

“TÜRK müziğinin dehâsı”… Ortada Türk müziği bırakmış gibi sırf içinde Türkçe bazı kelimeler de terennüm ettiği için Türk müziğinin bir sanatçısı, hatta dehâsı olarak lânse edilen kimseleri dinlemekle geçti ömrümüz.

Sezen Aksu da bu isimlerden biri…

Yaşım onu eskisiyle tanımaya yetmiyor ama sanat bilgim ve ilgim bu yorumu yapma imkânı sağlıyor.

Onno Tunç ve Goran Bregoviç sayesinde müzik yapma eylemiyle tanışan birinden söz ediyoruz sadece, o kadar!

Son günlerde Hazreti Âdem ile Hazreti Havva’ya “cahil” dediği için tepki alıyormuş Minik Serçe.

“Minik Serçe” demişken, kulaklarının büyüklüğü nedeniyle bir insana neden serçe denir, anlamış değilim.

Neyse…

Bu “cahil” ifadesinin yer aldığı şarkı da kendisine ait değil. Oradan buradan terennüm apardığı sözleri kastetmiyorum, zira sözleri kendisine ait olan şarkılarının dünyaya sanat adına bıraktığı hiçbir detay yok.

Benim kastım güfte ve düzenleme hakkında…

Fransa’da yaşayan dünyaca ünlü Cezayirli şarkıcı Khaled’in söylediği, Khayat Nadir ile Bilal Hajji’nin düzenlemesini yaptığı “C’est La Vie” adlı şarkıyı uyarlamış Minik Serçe. İşte müzik bilgisi bu kadar!

Sözler şöyle:

“Acısıyla, tatlısıyla

Ne şahane bir şey yaşamak

Dibe vurmak, dimdik durmak

Bin bahane, bin oyun kurmak

Binmişiz bir alâmete

Gidiyoruz kıyamete

Selâm söyleyin o cahil

Havva ile Âdem’e…”

Dedim ya, şiir bakımından hiçbir ifade beyan etmeyen bu sözlerden Hazreti Âdem ile Hazreti Havva’ya ettiği hakareti çıkartabilmiş halkımız, çok şükür. Ben Sezen Aksu dinlediğimde çoğu zaman sözleri anlamıyorum. Galiba dâhi olduğu kısmı da burası. Yani anlaşılmamak…

Bugüne kadar değer bırakmayıp her birine küfrederken tam da burada yakalanmak ne acayip iş!

Bir enteresan detayı ayrıca paylaşayım…

FETÖ’nün “cemaat” diye bilindiği yıllarda, FETÖ’nün ilk kolaji olan Yamanlar Koleji’nin kurucu müdürü ve şu an Denizli’de tutuklu Kudret Gezer ile tanışıklığım olmuştu. Onun bulunduğu bir ortamda Sami Yıldırım’dan bahsedilmişti.

Sami Yıldırım kim mi?

Sezen Aksu’nun FETÖ’cü babası…

Derlerdi ki cemaat (!) içinde, “Sezen Aksu’nun babası muhteşem bir şakirttir. Sezen Aksu, Müslümanca yaşamadığı için evlatlıktan reddir”.

Sezen Aksu’nun evlatlıktan reddolunmadığını, geçtiğimiz yıl babası vefat edip de cenazesinde taziyeleri kabul ederken gördük.

Peki, bu dedikodu işi neydi?

Evet, bile isteye böyle bir dedikodu yayılmıştı. Kimlik gizlemek için...

12 Eylül Referandumu öncesinde FETÖ, referandumun “Evet” ile geçmesi için çok uğraşmıştı. Zaman gazetesi, Sezen Aksu ile bir röportaj yapmış, Aksu, sözde AK Parti taraftarı bile olmuştu. Ama bilinmeli ki, Aksu AK Parti taraftarı filan olmadı, sadece FETÖ’nün isteğini yerine getirmişti.