ŞEYTANIN rengârenk,
parıltılı, davetkâr, tezyin edilmiş, şatafatlı, canlı bir görüntüsü olduğunu
biliyor muydun?
Hani
filmlerde, kitaplarda ve sohbetlerde varsaydığın o çirkin, itici, kötülüğü
andıran betimlemesi ve kötülüğün yüz bulmuş hâliyle zihninde beliren şeytan
silueti var ya, insana görünürken tam tersinde bir güzelliği vaat eder.
Şeytan
özünde tüm bu muhayyileleri aşan bir göz yakıcılıkta, bütün çirkinliğiyle var
olabilir. Fakat nefse çelme taktığı anlarda çeşitli renklere ve göz alıcı
şenliklerin karakterine bürünmüş olacaktır.
Şeytanı
çirkin görebilmek de ancak ibadet ve zikirle mümkün olabilir.
Bir
özlem vardır insanın içinde. Kalp gözü açıklığı… Bu herkesçe şöyle kabul görür.
Bir insanın kalp gözü açıldığında, bütün manevî güzellikleri ve sırlı, gizli
anlamları görecek bir yol açılır önünde.
Evet,
belki de bu böyledir. Bu, insanı elbette maneviyatın kararlı istikametinde
sabit kılar. Belki bu görme eylemiyle insan, keşfedilmemiş anlamları bulur ve
onları ömrüne giydirir. Fakat kalp gözünün açılması bundan da fazlası olsa
gerek. İnsan sadece güzeli görmekle insan kalamaz. Aslında çok daha elzem
olanı, çirkini çirkin olarak görebilmektir.
Şeytanın
cismanî varlığını çirkin ve karanlık sıfatlarla kavrayan nice insan, onun renge
ve şekle bürünmüş aldatıcılığında sahte güzellikleri var sanmaktan
kurtulamıyor.
Meselâ
para ve zenginlik… İşte bu, sıklıkla şeytanın insana güzel göründüğü mâkâmlardan
biridir. Şeytan tam burada insanın en sevdiği renktir, en özlem duyduğu hayatın
kokusu ve bu uğurda yapılabilecek sahtekârlıklar için cesaret verici bir gizli
güçtür. Hak edilmemişe, sahip olunmayana el uzattıracak bir parıltıdır şeytan.
Tüm hakikî çirkinliğinin üzerine yaldızlı parıltılar serpilmiş bir hazinenin
göz alıcılığıyla karşında durur. Şeytan gafletteki insana hiç öyle gerçek
suretiyle görünmez. Cenneti arayan ve ona ulaşmada bütün gereklilikleri yerine
getirmeye çalışan insan, onun bu fâni âlemdeki sahte ışıltısını cennet
zanneder.
Bazen
bir gece âlemidir şeytan. Normalde insanların aşırıya kaçtığı, haram zevklerle
ruhunu kirlettiği tüm bu meclisleri, rengârenk ve saadetli bir hayat formatında
sunar şeytan. İnsanı yine ve yine aldatır.
Ne
kadar insanı insanlıktan çıkaran çirkinlik varsa, şeytanın göz oyunlarıyla
çekici hâle gelir. Bu aldanmışlık ömür boyu sürecek bir gafletin kapısını
aralar. Bütün haramlar, ziyanlar ve günahlar, sanki hayatın en tatlı
meyveleriymiş gibi kalbe yerleşir. Bunlara baktıkça ve temas ettikçe yaşadığını
zanneden gafil insan, hepsinin birer şeytan görüntüsü olduğunu anlayamaz. Çünkü
zihnindeki şeytan, çirkin, soğuk, ateşten ve katı bir cisimdir. Fakat tüm bu
haramlar renkli, aydınlık ve baş döndürücü bir parıltıdadır. Günah ile şeytanı
bir göremeyen ruh, günahları ve haramları aklar zihninde…
Bazen
şeytan bir içkidir. Tüm dertleri unutturacak, aklın zorunlu düşünce eylemlerini
durduracak ve insana devasa bir cüret katacak bir bardak içkidir şeytan. Kendi
aciz ve çirkin varlığını kamufle eder. Tatlı, akıl mayıştıran, rahatlatan ve
dinginleştiren bir surete bürünür. Öyle görünür. İnsan, onu bir bardak içecek
zanneder. O bir bardak şeytandır.
Haram
aşklar da böyledir. İnsana helâl olmayan sevgiler, şeytanın kadın ve erkeği
aşka benzettiği bir aldatmacadır. Kalp titreten, tutkuya benzeyen ve insanın
tüm varlığını kuşatan aşk duygusu, ne zaman ki insana sınırları aştıracak ve
haram bir hayata geçişini sağlayacak şartlara erişirse orada sevilen ve tutkuyla
anılan, bir kadın ya da bir erkek değil, şeytandır.
Şeytan
önündeki nimetin şekline bürünmez de bir başkasının sahip olduklarında göz
alıcı bir görünüm sergiler. Sen bir mal, para ya da mâkâm görürsün, ona erişmek
için çabalarsın, seni bu süslü bataklığa çağıran şeytandır. Fakat şeytanın
kamuflaj mahareti yine devrededir.
Şeytan
bir bataklıktır, doğru. Fakat yanlış olan şu ki, şeytan bataklık olarak zuhur
etmez. Bataklığa gül suyu döker, üzerine manzara çizer, seni öyle davet eder.
Şeytanı ötekileştirmemek lâzım. Bütün o süslü günahlar, şatafatlı haramlar, kalp kuşatan haram aşklar, hak edilmemiş nimetler, şişe şişe içkiler, âlemler, zevkler ve hırslar, hepsi şeytanla bir. Şeytan bataklığı gül bahçesi gösterebilir, bu konuda oldukça beceriklidir. Fakat insan besmeleyle ve salih niyetle adım attığında, o gül bahçesinin kenarından köşesinden yükselen bataklık kokusunu duyar ve hakikî gülistanlara rota çevirir.