“Sen” adlı şiirimin hikâyesi

Şiirim, başlıkla beraber yüz kelimeden oluşmuştu. Arkadaşlar bu şiirin çok ilginç olduğunu ve mutlaka bir dergide yayımlatmamı istediler. Şiir, “Gençlik” dergisinde “Sırrı Er’den İlginç Bir Aliterasyon Örneği” üst başlığıyla yayımlandı ve oldukça beğenildi.

UZUN yıllar önce… O hafta edebiyat dersinde işlenecek konu, “Şiirde ahenk unsurları”… Dersin sıkıcı olmaması ve konunun iyi anlaşılması için güzel örnekler arıyorum fakat bulduklarımı beğenmiyorum.

Aradığım ne? Aliterasyon… Kelimenin anlamını bilmeyenler için tanımlamak gerekirse, “şiirde bir ahenk oluşturmak için bir ünsüz harfin dikkat çekecek kadar çok kullanılması” demek aliterasyon. “Madem hoşuma giden örnek bulamadım, kendim bir örnek yazayım” dedim. Biraz beyin jimnastiği yaptıktan sonra bütün kelimeleri “s” harfiyle başlayan şu dizeleri yazdım:

“Serin sonbahar sabahında

Saçların savrulurken senin

Sahilde sular saçılır

Serin serin

Sanki sularda senin sesin

Susun sular, susun

Sadece sevdiğim söylesin…”

Öğrencilerim örneği çok beğendiler ve “Mutlaka bunun devamını yazın” diyerek beni heveslendirdiler. Aradan bir hafta geçti, bir bölüm daha yazdım:

“Sonbahar sabahında

Sedir soğuk, sümbül sarı

Sofra sensiz, sokak sessiz

Sabahın seherinde

Simitçinin sesi sokağı sarıyor

Sesleniyorum

Seviniyor simitçi

Serin sonbahar sabahında…”

Sonraki günlerde fırsat buldukça yeni dizeler yazarak şiiri uzattım. Yazdıkça benim de hoşuma gitmeye başladı. Sonraki dizeler de şunlar oldu:

“Sen salınan servi, sen sırma saçlı

Sen solmayan sümbülümsün

Söylediğim serenatlar sanadır

Sakın söyleme sırrımızı

Sînende sakla

Seni sormasınlar sokakta

Sahte sarışınlar, suratsız sarhoşlar

Saklan seni sevmeyenlerden

Sevgiler sonuçsuz, sevdalar sahteyse

Sorumluyuz, suçluyuz…

Sen suskun, sen sakin

Sözlerin sımsıcak

Saçılır sineme

Sağanak sağanak

Senelerce sabrettim

Sanki sahâbe sabrı

Sırlarım sende saklı

Sahildeki su sesi

Saklasın sevgimizi…”

Şiirimin yazımı bitmişti. Başlık “Sen” oldu. Şiirin altına sadece adımı yazdım. Soyadımı yazmadım. Şiirimi okuduğum arkadaşlar çok beğendiklerini söylüyorlardı. Yaptığım bir araştırma sonunda, edebiyatımızda bu tarzda yazılmış bir şiirin olmadığını öğrendim. Sadece Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir dizesi vardı aynı harflerle başlayan: “Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.”

Benim şiirim, başlıkla beraber yüz kelimeden oluşmuştu. Arkadaşlar bu şiirin çok ilginç olduğunu ve mutlaka bir dergide yayımlatmamı istediler. Şiir, “Gençlik” dergisinde “Sırrı Er’den İlginç Bir Aliterasyon Örneği” üst başlığıyla yayımlandı ve oldukça beğenildi.

M. Şamil Baş isimli ilâhiyatçı bir akademisyen, dergideki şiiri okumuş, beğenmiş ve bütün kelimeleri “B” ile başlayan bir şiir yazmış ve şiiri bana ithaf etmiş. Bu ilgi karşısında sevinmediğimi söylesem yalan olur.

Arkadaşlar bu sefer de “Bir şiir sitesine gönder” diye istekte bulundular. O yıllarda çok tanınan bir siteye gönderdik. Sitede 30 bin şiir varmış, benim şiir iki ayda 27’nci sıraya yükselmiş. Kimin nereden haberi olur böyle bir şiir eklendiğinden, hâlâ anlayabilmiş değilim.

Bir öğrencim şiiri sesli ve görüntülü olarak hazırladı. Başka bir öğrencim Youtube sitesine yükledi. Şiiri dinlemek isteyenler, “Sırrı Er Sen Şiiri” yazarak dinleyebilirler.

İlginç şiirimin hikâyesi budur efendim!