Şehir hastanelerine dair

Cumhurbaşkanımızın “Hayâlimdi” dediği şehir hastaneleri için, “Bu kadar büyük olmasına ne gerek var?” diyenler, aynı zamanda şehir hastanelerinin kamuya getireceği yükü hesap etmeye durdular. Hasta garantisi verilmesine karşılık, “Bu ülkede hastalık yoksa ne olacak?” diyenlerle bugünlerde “Vaka sayısı artarsa hastanelerde yatak yetecek mi?” telâşına düşenler aynı mı ki?

GEÇTİĞİMİZ yıl 14 Mart Tıp Bayramı’nda, Avrupa’nın en büyüğü, dünyanın üçüncü büyük hastanesi olan Ankara Şehir Hastanesi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle resmen açılmıştı.

Hasta ziyareti için gittiğimde, gördüğüm kadarıyla sadece bir hastane olmaktan öte, hastaneler şehri demek daha doğru burası için. Çünkü bir tane değil, her biri kendi alanında özelleşmiş hastanelerden oluşmakta.

1 milyon 312 bin metrekare kapalı alana sahip 8 ayrı hastane… 3 bin 704 nitelikli yatak kapasitesine sahip ve 674 adet yoğun bakım yatağı, 131 tam donanımlı ameliyathane ile günde 30 bin hastaya hizmet için yapılmış devâsa hizmetlerden sadece biri…

Ankara Şehir Hastanesi dışında hizmette olanlar; Adana, Mersin, Isparta, Yozgat, Kayseri, Manisa, Elazığ, Eskişehir ve Bursa Şehir Hastaneleri… Tabiî bunlarla sınırlı değil, açılma yolunda olanlar var.

***

“Ne gerek vardı?” diye düşünenlere, eleştiri konusu yapanlara, “Niçin gerek varmış, bakın!” demeden önce, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmasındaki şu ifadesini yazmadan geçemem doğrusu: “Şehir hastaneleri, sağlık sistemimizin zirvesi olarak gördüğüm hayâlimdi.”

Ne kadar şanslıyız ülke ve millet olarak!

Bu ülkenin büyük düşünen, büyük hayâlleri olan bir Cumhurbaşkanı var.

Dünyanın bir pandemi ile mücadele verdiği şu günlerde, İtalya, yapılan açıklamalarda sağlık sisteminin yetersizliği nedeniyle hayat kurtarıcı tedavileri kimlere uygulayıp uygulamayacağını seçmek zorunda kaldığını söylüyor. Ülkede gerek yatak, gerekse solunum cihazı ve doktorların yeterli olmadığını dile getiriyorlar.

İtalya’da sağlık sistemi çökmüş durumda; İngiliz ve Fransız Hükûmetleri de sağlık sistemlerinin yeterli olmayacağı konusunda vatandaşlarını uyarıyor. İspanya’da da durum pek farklı değil…

Hakikaten, bunlara şâhit olmak, insanın yüreğini derinden yaralayan, son derece üzücü hâdiseler… Bizde de geçmiş yıllarda durum bundan pek farklı değildi. Hastane köşelerinde tedavi olmayı bekleyenler, ilâç kuyrukları, ameliyat için aylar sonrasına verilen günler ve dahası…

Sıralamak istemiyorum, canım yanıyor!

***

Bütün bunların hepsini geride bırakan bir Türkiye var artık. Özel hastaneler ve devlet hastaneleri olağanüstü bir noktada! Tıp fakültelerine her geçen gün yenilerinin eklenmesiyle birlikte, hemen hemen her ilimizde çok sayıda özel hastane, klinik, sağlık merkezi ve tabiî ki şehir hastanelerimiz yükseliyor.

Cumhurbaşkanımızın “Hayâlimdi” dediği şehir hastaneleri için, “Bu kadar büyük olmasına ne gerek var?” diyenler, aynı zamanda şehir hastanelerinin kamuya getireceği yükü hesap etmeye durdular. Hasta garantisi verilmesine karşılık, “Bu ülkede hastalık yoksa ne olacak?” diyenlerle bugünlerde “Vaka sayısı artarsa hastanelerde yatak yetecek mi?” telâşına düşenler aynı mı ki?

Endişeye mahâl yok! Türkiye, nüfusa göre hastane yatak kapasitesi bakımından ABD, İngiltere, hattâ Kanada gibi birçok ülkenin önünde…

TÜİK 2018 verilerine göre, Türkiye’de sağlık kurumlarının toplam yatak sayısı son yıllarda artarak (ki bu artışta şehir hastanelerinin payı önemli), bunlardan yaklaşık yüzde 21’i özel, yüzde 18’i üniversite, yüzde 60’ı Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler olmak üzere toplamda 231 binin üzerine ulaşmış durumda.

Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü verilerine göre, bunların içerisinde 13 binden fazlası, şu anda hizmet veren şehir hastanelerinin yatak kapasitesi... 2020 ve 2021’de hizmete girmesi plânlanan şehir hastaneleri ile birlikte bu rakam 27 binin üzerine çıkacak.

***

Bir diğer eleştiri konusu, şehir hastanelerinin merkeze uzak yerlere yapıldığı yönündeydi. Oysa amaç, hastaların özellikle büyük şehirlerde hastaneden hastaneye dolaşması yerine tek bir yerde bütün sorularına cevap bulabilmesi adına tasarlanmış olmasıydı.

Şehir hastanelerinin kiminin şehitliğe, kiminin bataklığın üzerine yapıldığı, hele Ankara’nın dere yatağına kurulduğu söylemleri, hakikaten karalama kampanyasında zirve, bir o kadar da gülünüp geçilesi…

Türkiye, dünyada da sağlık sektöründe doktor, hastane ve tedavi imkânları açısından önemli noktada. Farklı branşlarda, Avrupa ve birçok Orta Doğu ülkesinin sağlık anlamında tercihinin Türkiye olması, bunun en güzel kanıtı olsa gerek.

Şehir hastaneleriyle ilgili konuşulanlar şu günlerde şehir efsanesi olmuş durumda. Artık hastanelerde büyük bir özveri ile hastasını ailesinin önüne koyarak gecesini gündüz eden fedâkâr doktorlarımızı konuşuyor ve alkışlıyoruz…

Bütün dikkatimizle her an gözümüz kulağımız, Sağlık Bakanımızın vereceği rakamlarda…

Özellikle bugünlerde hastaneye ihtiyacınız olmaması dileğiyle…