Seçim senin neyine?

Milletin kararına sonuna kadar saygılı olmak gerekir. Sandıktan çıkan, herkesin başının üstündedir. İşte o yüzden erken seçim yanlış! Millet vaktiyle sandığa gitti, “Şu kadar sene için sen yönet” dedi, oy verdi. Milletin kararına “sonuna kadar” saygı göstermek demek, bu karara uymak demektir.

“KURGUSAL karakter” olarak bilinen Efendi Toranaga, bir vakittir erken seçim istiyor.

Tutturdu seçim de seçim.

İlle de erken olsun. Çamurdanına râzı...

Ne işine yarayacaksa?!

Güzel insan Anjinsan da ona destek verme sevdâsında.

Sözün başında “kurgusal karakter” dedik, bu kendi yakıştırmam değil. Tırnak içinde olmasından kasıt odur. Birileri onu tanımlarken öyle söylüyor. İsimlendirecek olsam, “kurgu karakteri” demeyi tercih ederim. Bu sallı selli lakırdılardan zerre kadar bile hoşlanmıyorum.

Efendi Toranaga’dan da hiç hazzetmem. Sesi de itici, görüntüsü de, düşünceleri de.

Cümlenin sonundaki “erken seçim” ise bugün için en gereksiz talep.

Görüyorsunuz, en başta öyle bir cümle kurmuş bulunduk ki içinde üç tane unsur var hoş bulmadığım.

Geriye ne kaldı?

Hiç!

Bir hiç için o kadar patırtıya ne lüzum var?

Anlaşılmaz bir çıkış.

Gören duyan da sanacak ki, büyük umutlar besliyor.

Seçim dediğine göre, bir bildiği var.

Herhâlde seçimden birinci çıkmayı hayâl etmekte. Bugüne kadar herhangi bir seçimi kazandığı görülmemişse de, bu sefer şansını yüksek görüyor olabilir.

Ne diyordu Liza Minelli, meşhur şarkısında?

“Maybe this time I’ll be lucky…”

(Belki bu sefer şanslı olacağım…)

He gülüm he!

Yine bir izahta bulunalım; bu sözü de Liza için söyledik. Ötekinin gülle mülle alâkası yok. Varsa da Gül ile alâkası var.

En azından ilgi duyuyor, alâka gösteriyor. Gönlünde yatan aslan olduğunu belli ediyor. Zaten bilmeyen de yok. Püskülünü sevsinler, Mısır’daki Sisi bile duymuştur.

Burada ise neye dikkat etmemiz gerekiyor? Büyük harfle yazmakla küçük harfle yazmanın farkına... Edelim lütfen! Etmeyenler etsin, etmeyenleri ettirsin. Gül ayrı, gül ayrı!

Efendi Toranaga ateşli şekilde “erken seçim” diye tempo tutarken; tanımayanlar, bilmeyenler, geçmiş seçimlerden haberi olmayanlar ya da az buçuk bilenler bakıp diyecekler ki, “Adam bu defa kazanacak galiba”...

Yanılmak insana mahsustur. Beşer şaşar. Garipsemeyelim öyle zannedenleri.

Mevcût seçim sisteminde, eskisi gibi, yüzde 21 alarak tek başına iktidara gelmek yok. 34 alarak da “Seçimi kazandım” diyemez kimse. Yüzde 49,9 bile kazandırmaz. Aksine, tam anlamıyla kaybetmek demektir.

Yüzde 50 alacaksın, üstüne de en az 1 oy eklenmiş olacak.

Bazıları yüzde 51 anlamış da o yüzden bir oyluk farkın önemini açıkladık.

Toranaga bunu bildiği için kendisi çıkıp aday olmuyor. Olursa seçilemeyecek. Milletvekilliğini de kaybetmiş olacak. Suyu alınmış, posası çıkarılmış üzüm gibi ortada kalacak.

O durumda genel başkan olsa ne, derebeyi olsa ne?

En fazla, bir süre daha koltuğunda oturur ama kimseye sözünü dinletemez. Hem dokunulmazlığı kalmaz, hem maaş gider.

O yüzden başka isimleri aday gösterme niyeti var ki bu cümlenin bir yerine “yine” kelimesini eklemek gerekir.

Evvelce Ekmelettin Bey tecrübesi yaşadık.

Muharrem İnce, “Gel bakalım Muharrem” ile sahneye çıktı. Aday oldu, seçilemedi. Yine aday olmak için memleketin tozlu yollarını turluyor. Toz, lâfın gelişi elbette…

Fakat o adaylığa sıcak bakmıyor Toranaga. Niye baksın? Her şeyden önce hoşlanmıyor. Adam muhalif bir defa! Kazara seçilirse, koltuk da gider günün birinde.

O yüzden, “Gül” deniliyor, “Ali Baba” deniliyor… Kırk Haramiler bile zikredilebilir, şaşırmayız. Bir tek Toranaga kendi ismini orada anmaz, andırmaz, andırtmaz.

Öyleyse… Çıkıp “Seçim senin neyine?” diye sormak hakkımız değil mi?

Böyle bir soruyla karşılaştığında, “Benim neyim yok ki!” diyebilir, “Ayrıca ney üflemeyi de bilmem… Neyzen mi sandınız beni?”.

Çok abarttığımı sanmayın.

Vallahi az abarttım!

Şayet hatırlamıyorsanız, evvelce yaptığı açıklamalara bakın, on yıldır ne harika (!) cevaplar verdiğini göreceksiniz.

“Millî iradeden niye korkuyorsunuz? Erken seçimden niye çekiniyorsunuz? Milletin kararına saygılı değil misiniz?”

Bu minvâlde cümleler kuruyor seçimin erken olmasını isterken.

İyi, güzel...

Millî irade önemli.

Millet ne derse odur.

Milletin kararına sonuna kadar saygılı olmak gerekir.

Sandıktan çıkan, herkesin başının üstündedir.

İşte o yüzden erken seçim yanlış!

Millet vaktiyle sandığa gitti, “Şu kadar sene için sen yönet” dedi, oy verdi.

Milletin kararına “sonuna kadar” saygı göstermek demek, bu karara uymak demektir.

Günün birinde, durup dururken, bayram değil seyran değilken, daha seçim vaktine epeyce zaman varken, “Canım sıkıldı”, “Avuçlarım kaşındı”, “Gözüm seğiriyor”, “Kalbim pıt pıt atıyor”, “Seçimim geldi” diye seçime gidilmez ki.

Çocuk oyunu mu bu?

Milletin işi gücü var.

Dahası, kararı var! Vaktiyle vermiş o kararı. Bunu söylemiştik, önemine binaen tekrarladık. O kararın kısa ifadesi şudur:

Seçim 2023’te!

Hoşuna gitse de, gitmese de…

Ülkemizin güneyinde sınır ötesi operasyonlar devam ederken, Libya dâvâsı henüz netleşmemişken, Akdeniz’de sular kaynama noktasına yaklaşmışken, Yunanistan kudurmak için saatinin saniyelerini saymaktayken, Ermenistan kudurmuşken ve üstelik seçime daha üç yıl varken, hangi seçimden bahsediyorsunuz?

Kafayı bir yere mi vurdunuz?

Bu kadar kritik bir zamanda, seçimin normal vakti gelse bile Toranaga’nın seçime karşı çıkması gerekir.

“Aman gözünüzü seveyim bırakmayın, biz bu kadar karışık işlerin içinden çıkamayız, ne olur bir süre daha devam edin” demesi beklenir ki memleketin iyiliğini önceliyorsa…

Yani koltuk peşinde değilse…

Yani onlar için ülke menfaati, parti menfaatinin üstündeyse…

Farkındayım, olmayacak bir şey bu. Daha üç yıl varken seçim isteyen, vakti gelince ne yapmaz!

Önümüzdeki günlerde daha fazla tekrarlayabilir bu talebini. Destekleyenler de çıkabilir. Hiç fark etmez.

“Çok istiyorlarsa, Efendi Toranaga ve saz arkadaşları her tarafa sandık koyup bir seçim yapsınlar” diyeceğim, o da abes olur.

Abes mabes, o muhteremin taktığı mı var böyle şeyleri?

Varsayalım heves ettiler, nefsi köreltmek için denemeye kalktılar.

İllerde, ilçelerde sandıkları dizdiler.

Oy kullanma kabinlerini, mühürleri hazırladılar.

Parti üyelerine gel gel ettiler.

Sadece kendi teşkilâtlarında seçim yapsalar, emin olun, Toranaga onu bile kazanamaz.

Aha buraya yazdım. İnanmayan denesin!