AKDENIZ, cadı kazanının kaynadığı yer!
Nazarların
buraya çevrildiğinden kimsenin şüphesi yok. Türkiye haklı olarak burada; hem de
bütün uluslararası kurallara uygun olarak. Fransa, Almanya, Birleşik Amerika, Birleşik
Krallık ve Rusya da… Sahi, bunlar neden buradalar?
Bundan önceki
üç yazımızın birinde, Lübnan’daki patlamayı Batılıların Akdeniz’e gelmek için
bahane olarak kullanmak üzere bilerek yaptıklarını ve Türkiye’yi burada boğmak
istediklerini ifade etmiştik.
Sonraki
yazıda Birleşik Amerika’nın, yapılacak seçimde Joe Biden’i kuvvetle muhtemel
başkan seçmek durumunda olduğunu dile getirdik. Joe Biden’in, Birleşik Amerikalıları
kendileri açısından ancak “kurtarabilir” olduğunu da ifade ettik. Bunun için de
Joe Biden’in başkan olduğunda yapmak zorunda olduklarını yedi madde ile
okuyucularımızla paylaştık.
Bunlar
arasında Biden’in Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığından rahatsız olduğunu,
Yunanistan’a bu nedenle destek verdiğini, Trump’un rakibi olmasına rağmen
Almanya üzerinden Yunanistan’a silah yığılmasını desteklediğini açıkça belirttik.
Bundan önceki
son yazımızda ise, “Karadeniz’de doğalgaz
bulanması, esas Akdeniz’de savaş gemileri bulunduran Batı devletleri üzerinde
deprem etkisi oluşturdu” ifadesini açıkça kullandık.
Geri dönüp baktığımızda
karşımıza şu çıkıyor: Lübnan’daki patlama normal değil! Anlaşılan o ki, daha millet
müjdeyi almadan, Karadeniz’de doğalgazın bulunduğu Birleşik Amerika tarafından
biliniyor olmalı. Zira Amerika’nın Libya Büyükelçisi, müjde açıklanmadan önce
Türkiye’ye geldi.
Yanlış
anlaşılmasın, burada belirtilmek istenen, “Karadeniz ve Akdeniz’de Türkiye’siz
bir oyun oynanamayacağı” ve Amerika, Avrupa ve Rusya’nın bunu biliyor
olmasıdır.
Tekrar
belirtelim; Lübnan’daki patlayıcıların Rus bir firmadan kaynaklı olduğu tespit
edildi ve Libya konusunda Rusya, Türkiye’nin karşısında yer aldı. Diğer bir
ifadeyle, sıcak denizlere inen Rusya, Akdeniz’de Türkiye gibi bir güç
istemiyor.
Türkiye’nin
Karadeniz’de doğalgaz bulmasını engellemek için önce Lübnan’da patlama yaptılar,
ardından Akdeniz’de Lübnan’ı kurtarma bahanesiyle Türkiye’nin önüne dikilmek
istediler. Türkiye’nin Kardeniz’de gerçekten doğalgaz bulma başarısını
gösterdiğinde ise Türkiye’nin yeni bir düzeye çıktığını görüp telâşa düştüler.
Evet, Türkiye,
Akdeniz’de de doğalgaz ya da petrol bulursa, enerji koridoru ve demir İpekyolu
ile birlikte Batı’yı parmaklıklar ardına itebilir. Bunu gören Avrupa devletleri,
haksız, hukuksuz ve uluslararası anlaşmalara aykırı olarak Yunanistan’ı şartlı
destekliyorlar.
Şimdi kritik
eşikteyiz! Lâkin bu eşiği Türkiye önceden görüp oyun kurucu rolünü
gerçekleştirdi. Bu tarz devam ederse sıkıntılar aşılabilir, ancak ciddî
yıpratmalar da yanında gelir. Hiçbir kurala uymadan Yunanistan’ın
desteklenmesi, Almanya üzerinden Amerika’nın Yunanistan’a silah yığması ve
Libya’da karşımıza Rusya’nın dikilmesi zor bir sürece girildiğini gösteriyor.
Bireyler
mikro, devletler ise makro politikayla yol alırlar. Mikro politikada caydırıcı
ve aldatıcı yol izleyen Avrupa ve Amerika istediğini alamıyor. Türkiye tek
başına hepsine ânında ve istendik cevapları şamar gibi indiriyor. Avrupa,
Amerika ve Rusya’nın Türkiye’nin güçlenmesinden hoşnut olmadıkları gibi bir de 15
Temmuz’da yapılamayanı yeniden mikro ve yumuşak politikalarla yapma derdine
düştüklerini görüyoruz.
Bir savaş çıkar
mı? Artık yeni Haçlılar, fiilî savaş yapmadan bütün zorluğu önümüze koyacaklar.
En az iki yıl sürecek büyük bir şeytanî plân kurdular. Plânlarına içeriden de
destek buldular. İçeridekiler en az bir yıl hiç renk vermeyecekler. Ama tamamen
dışarıdakilerle birlikte çalışacaklar. Batı, içeriden aldığı bu bilgilere göre
Türkiye’nin sürekli zayıf karnını arayacak ve satın alabildikleriyle yoluna
devam edecek.
Özellikle
Yunanistan ve içerideki işbirlikçileri üzerinden mikro politikalar ile
Türkiye’yi bir yıl zora sokmak için her yolu deneyecekler. İşbirlikçiler, iki
yılın sonunda yorulmuş bir Türkiye görür ve kendilerinden emin olurlarsa ortaya
çıkacaklar; hem de parlementonun tamamına alternatif olarak…
Dışarıda
Türkiye’nin ciddî hatâlar yapmasına ve Türkiye karşıtı blokları çoğaltmaya
çalışacaklar. Amerika bu uğurda asla Çin ile savaşmayacak. Rusya bizimle yol
yürümeye devam edecek, lâkin Akdeniz konusunda asla Türkiye’nin yanında
durmayacak!
Joe Biden’in
Türkiye’yi yenme hakkında söylediği şey, tam da bu içerideki işbirlikçilerdir! Dijital
veriler üzerinden gerçekleştirmek istedikleri plânlarını bu kez Joe Biden
desteğiyle yapma hırsına düştüler.
Türkiye’ye
diz çöktürmek için her türlü yolu deneyecekler. İki yıl bu zorlu sürecin
dışarıda Yunanistan üzerinden operasyon ve şeytanî plânları uygulanırken,
içeriden de beslemeleri büyütülecek.
Sonuç olarak,
Avrupa ve Amerika stratejisi iki yıllık
plânları, Akdeniz’de Türkiye’nin ciddî
hatâları ve içerideki beslemeleri üzerine inşâ edilmiş durumdadır. Türkiye
için çok ciddî bir sürece girilmesine rağmen, biz hatâ yapmadıkça ve istenmedik
olaylar tezâhür etmedikçe kuvvetle muhtemel savaş çıkmaz. Ancak dışarıda “şavaş
tellallığı” altında “Kuşa bak!” görüntüsü veren bir Haçlı manzarası var.
Dışarıdaki durum fark edilmiş olurken, içerideki işbirlikçilerin küçümsenmemesi,
tedbir alınması veya politika üretilmesi gerekir.