TARİHE
ve bugüne baktığımızda, insanın bir şeye net şekilde şahit olduğunu görüyoruz:
Manipülasyon her devrin psikolojik silahı…
Rusya-Ukrayna Savaşı henüz başlamadan piyasada ön alarak
hububat ve enerji alanlarında bütün dünyada yapay enflasyonlara sebep olanlar,
Avrupa başta olmak üzere bütün dünya ülkelerinde istediklerini aldılar.
Bugün Almanya’da klimaların kapatılması veya İspanya’nın
sıcaklara özüm olarak kravat takmamayı tartışması dahi bunun en basit
örneklerinden…
Ekim ilâ Kasım arasına hazırlanan yapay ve hatta sanal kriz
mimarları, bu kez de tedarik piyasası üzerinden voleyi vurma derdindeler. Bu
anlamda Türkiye’de olduğu gibi bütün dünyada yine Çin Halk Cumhuriyeti’nin
Tayvan’ı işgal edeceğine yönelik haberler yayınlandı.
Bir de Balkanlarda, Kosova’nın kuzeyinde, Kosova-Sırbistan sınır
bölgesinde Kosova’daki Sırpların provokasyonlarının üzerine Kosova polisinin
sınırda tedbir alması üzerine Pasifik’ten Balkanlara bir gecede bütün medya üzerinden
“üçüncü dünya savaşı” etiketine kilitlenildi.
Çin’in Tayvan’ı işgal edeceğine yönelik haberlerin Türkiye’de
yapıldığı kadar Tayvan’da yapılmadığını biliyorum, bunu defalarca yazdık da burada.
Çok bariz bir eylem olarak birilerinin sırf piyasada ön almak için bu tür yalan
haberlere giriştiklerini görmemiz mümkün. Ve maalesef ABD Temsilciler Meclisi
Başkanı Nancy Pelosi’nin sözde Tayvan’ın yanında olduğunu göstermek üzere Tayvan’a
gideceğini açıklaması, bu gerilimle birlikte söz konusu piyasa baykuşlarının
iştahlarını kabartıyor.
ABD’de Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamaları,
Pelosi’nin girişiminin bütün ABD’yi devlet olarak ilgilendirmediğini ve Pelosi’nin
söylem ve eyleminin sadece kendisini bağladığını ifade ediyor. Öyleyse Pelosi
kime çalışıyor? Küreselizmin çetelerine mi? Küreselciler bu tür
manipülasyonlarla dünyadaki hiçbir ülkenin insanının ve hiçbir insanın güvenliğinin,
haklarının ve sağlığının kendileri için önemli olmadığını açıkça gösteriyorlar.
Hâlbuki bir ülkede savaş çığırtkanlığı yapmak ya da başka bir
ülkede çıkmış olan veya çıkması beklenen bir savaş hakkında konuşmak için bin defa
düşünmeli insan. O ülkedeki insanların psikolojilerinin ne hâle geldiğini, ne
hâle geleceğini görüp anlamalı.
Hatta örneğin daha önce başka insanların canını yakmış bir
ülkenin başına kötü şeyler geldiğinde o ülke için hesapsızca “İyi oluyor”
dememeli. Öyle ya, meselâ Almanya’ya kötü bir şey olsa ilk kimin canı yanar?
Bizim! Çünkü neredeyse buradan her ailenin bir akrabası var orada.
Bu yüzden savaş çığırtkanlığı, en az savaş kadar alçakçadır!
Söz konusu savaş çığırtkanı haberlerin Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun açıklamalarının hemen üzerine pompalanması bu noktada oldukça manidardır. Zira buraya kadar yazdıklarımın en başına döndürerek bütün bir yazıyı bir değirmene çevirmemiz mümkün…