“Satılmış” muhalefet

Ruhunu 1 dolara FETÖ’ye satan ve 15 Temmuz gecesi 251 insanımızı şehit eden vatan hainleri için bırakınız “Satılmış” demeyi, bu alçakları o günden bugüne dek savunmak, muhalefetimizin esas görevlerinden biridir âdeta. Muhalefet ille de bir “satılmış” arıyorsa, milletvekillerini köle tacirleri gibi sıra sıra dizip Meral Apla’ya veren Genel Müdürlerine yahut millî iradeyi Biden’e satmaya kalkan Ünal Çeviköz’e bakmalıdır evvelâ!

GENELKURMAY Başkanı siyâsetin alanına girmesinmiş...

Kim diyor bunu? Ana muhalefet partisinin Genel Müdürü ve onun eczacı Grup Başkan Vekili.

Ellerinin ayalarını göstererek de “Dur!” işareti yapıyorlar.

Bu yazıyı okuyan değerli okurlarımıza ya da yoldan çevirdiğimiz insanlara soracak olsak, kâhir-i ekserîsi mevcût Genelkurmay Başkanımızın adını bile bilmezler.

Oysa aynı kişilerden bildikleri Genelkurmay Başkanı isimlerini saymalarını istesek, bir çırpıda İlker Başbuğ’u, Yaşar Büyükanıt’ı, Hüseyin Kıvrıkoğlu’nu, İsmail Hakkı Karadayı’yı sayacaklardır.

Peki, bu isimleri neden ve nasıl hatırlayabiliyoruz?

Bu isimler, Genelkurmay Başkanlığı yaptıkları dönemlerde Başbakanlardan, Cumhurbaşkanlarından daha çok ekranlarda görünür ve aslında geri plânda defakto olarak ülkeyi yönetirlerdi.

Gerektiğinde “siyâsete balans ayarı verir”, e-muhtıralar yayınlar, hükûmeti tehdit eder, Yüksek Askerî Şûrâlarda başbakanlara talimatlarını iletir, halka ve bu halkın seçtiği yöneticilere parmak sallar, gerekmesi durumunda da “anayasanın kendilerine verdiği yönetime el koyma hakkını” joker gibi ceplerinde taşırlardı.

Bugün “Ordu siyâsetin alanına girmesin” diye ünleyenlerin, daha düne kadar ellerinde “Ordu göreve!” pankartları ile meydanlarda arz-ı endam ettiklerini de sanırım hiçbirimiz unutmadık.

Ordu siyâsetin alanına girmesinmiş… Sevsinler sizi e mi!

Peki, Genelkurmay Başkanı (inanınız ismini şu an Google’den bakıp yazıyorum) Orgeneral Yaşar Güler, neden “siyâsetin alanına girdi”; girdi de ne yaptı?

Muhalefet partisinin çapsız, gevşek ve oynak bir vekilinin Kahraman Ordumuz hakkında kullandığı “Satılmış” ifadesi üzerinden rahatsızlığını dile getirdi, hepsi bu!

Yani bir yerde söz hakkını kullandı.

Çapsız muhalefetimiz için -maalesef ve filhakika- ordunun darbe yapanı, e-muhtıra vereni, halka ve yöneticilere parmak sallayanı, vırt zırt meşru hükûmet aleyhine açıklama yapanı makbuldür.

Ordu, ille de siyâsetin alanına girecekse işte tam da bu kulvardan girmeli!

Muhalefetin Kahraman Ordumuza karşı hislerinin, tevil etme gereği duymadan çevresinden dolaştıkları “Satılmış” mesabesinde olduğu öteden beri ayan beyan ortada.

Kahraman Ordumuzun canıyla, kanıyla destan yazdığı yakın dönemdeki tüm operasyonlar hakkında muhalefetin aldığı pozisyona ve söylemlerine şöyle bir bakmak yeterlidir bu kanaatin sağlanması için.

Ülkemizin güneydoğusunda şehirler hendeklerle, barikatlarla, çatışmalarla yaşanmaz hâle getirilmişken, hendek kazan teröristlere “Arkadaşlar” diye hitap ediyordu Genel Müdür.

Barış Pınarı, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekâtları boyunca “Ne işimiz var Suriye’de?” diye ortalığı inletmemişler miydi? Ne olacaktı yahu, PYD ülkemize mi saldıracaktı?

Libya’ya giden askerlerimiz onların gözünde birer “lejyoner” idi. Hâlâ bu ifade hakkında özür ya da düzeltme yapmış değiller!

Pençe Operasyonları ile ilgili haber duymaktan utanan, bunu da açık açık söyleyebilen nur “topu” gibi bir Ayşegül Arslan’ımız var elde!

Sınırımızda ve ötesinde teröristlerle yaptığımız mücadelede kullandığımız silahlardan rahatsız olan muhalif milletvekilimiz bile var ki artık önüne SİHA koymadan anmaz olduk adını: “SİHA Sezgin”…

Ve biliyorsunuz, muhalefetimiz Kahraman Türk Ordusunun Azerbaycan’a verdiği destekten de rahatsız; “maalesef” Azerbaycan’a silah yardımında bulunuyormuşuz, cihatçı gönderiyormuşuz.

Konu, Ermenistan’a destek için giden PKK’lı, PYD’li teröristler olunca muhalefet kanadından şekvacı olanına asla ve kat’a rastlayamazsınız.

Hattâ ruhunu 1 dolara FETÖ’ye satan ve 15 Temmuz gecesi 251 insanımızı şehit eden vatan hainleri için bırakınız “Satılmış” demeyi, bu alçakları o günden bugüne dek savunmak, muhalefetimizin esas görevlerinden biridir âdeta.

Muhalefet ille de bir “satılmış” arıyorsa, milletvekillerini köle tacirleri gibi sıra sıra dizip Meral Apla’ya veren Genel Müdürlerine yahut millî iradeyi Biden’e satmaya kalkan Ünal Çeviköz’e bakmalıdır evvelâ!

 

Açık kaynaklardan pekâlâ gerçek bilgilere ulaşabilecekleri hâlde, hâlâ yalanlarla Tank Paleti Fabrikası üzerinden Orduya ve Hükûmete saldıran CHP, daha önce de defalarca yazıp çizdiğim gibi muhalefet pozisyonundan çıkmış ve bir “millî güvenlik meselesi” hâline gelmiştir!

Allah, askerinin düşmanı, düşmanının askeri böyle bir muhalefete fırsat vermesin inşallah!

Kalınız duâ ve sağlıcakla efendim…