Sam’ın nesli: İbrani mitolojisi

İbrani mitolojisi, dinî motifleri olduğu gibi günümüzde de yansıtması hasebiyle kaynağını kutsal kitaplar olarak belirlemekte. Biz de oradan hareketle birkaç kavram ve özelliğe değinmek istedik. Elbette İbrani-Yahudi tarihini birkaç sayfa ile anlatamazdık ve bundan geri durduk.

İNSANLIK tarihinin her döneminde varlık gösteren İbraniler, 6 bin yıl kadarlık geçmişleriyle refah ve zirve dönemleri yaşadıkları gibi, tarih içerisinde uzun yılları zillet bir durumda ve esaret altında geçirmişlerdir. Her ne kadar bu duruma sık sık maruz kalsalar da bilgi ve yönetim felsefeleri sayesinde varlıklarını idame ettirebilmişlerdir.

Hazreti Nuh’un oğlu Sam’ın soyundan geldikleri bilinen İbranilerin tarihini net verilere ulaşabilmek için Tevrat’tan yola çıkarak Milât öncesi 1800 tarihine kadar götürebiliriz. Hazreti İbrahim’in Filistin’e gelmesiyle başlayan dönemde bu kavme, bölgenin sakinleri olan Kenanlılar tarafından “nehri aşan” anlamında “İbrani” adı verilir. Göçebe bir toplum olan İbraniler, yerleşik hayata geçtikleri ara dönemde “göçebe” anlamına da gelen “ibri” kelimesinden nefretle “İsrailoğulları” adını tercih etmişlerdir.

İbrani tarihine kısaca giriş yapmak gerekirse, Tevrat’ın “Yaratılış” kısmına ait olan “Genesis”e bakmalıyız. Buna göre Yahudiliğin başlangıcı İbrani kavmidir ve dinin kurucusu Abraham’dır. Kuzey Sami kavimlerinin atası sayılan ve İbrahim’in soyundan geldiği kabul edilen İbraniler, kendilerini “Tanrı’nın seçilmiş ırkı” olarak görmektedirler. Aynı inanca göre onlarla yapılan ahde binaen, onları yalnızca Kendisine tapınmakla görevlendirmiş olan Rab, İbrahim’i de tanrısal gerçeklikleri dünyanın bütün kavimlerine yayması için seçmiştir.

İbrani tarihinin bölümlendirilerek incelenmesi adına maddeler şu şekilde sıralanabilir: Göç hayatı ve ilk sürgün; Mısır’dan çıkış ve Filistin’e yerleşme; kurulan devletler; devletlerin parçalanmaları ve ikinci esaret dönemi; Babil’den çıkış; çöküş ve dünyaya yayılış; İsrail’in kuruluşu…

İbrani tarihi bir yana, İbrani mitolojisine geçelim şimdi de… Bu anlamda dikkatleri, İbrani mitolojisinin diğer mitolojilere göre farklılık gösteren bir noktasına çekerek başlamayı arzu ederiz. Bu yazıda da mitolojik bir yaklaşımla size sunacağımız bilgiler, aslında Yahudiler tarafından kültürel anlatı değil, dinî öğreti olarak kabul edilir. Yani başka bir yaklaşımla İbrani mitolojisi, bir dinin temsili ya da bir bölümüdür.

Bir mitolojiye sahip hemen her milletin yaratılış üzerine destanlarının mevcûdiyeti söz konusudur. İbrani mitolojisinde ise anlatılar “Başlangıç, Cennet’ten Kovulma, Birinci ve İkinci Sürgün” şeklindedir. Ancak meselâ Türk mitolojisinde bulunan destanlarla karşılaştırma yapacak olursak aradaki farkı, İbraniler için “dinî özellikli”, Türkler için “millî özellikli” şeklinde açıklayabiliriz. Tabiî geçen süreçle birlikte İbrani mitolojisi, dinsel niteliğinin yanı sıra ırksal bir nitelik de kazanmıştır.

Günümüze kadar var olmalarındaki sırra binaen sürekli sürgün yemiş bir kavmin mitoloji hususunda Sümer ve çevre kavimlerin kökenlerine dayalı mitleri derleyerek kendi amaç ve çıkarları doğrultusunda değişikliğe gitmesinin de payı epeyce olmuştur. Bu hususla alâkalı kanaatimize göre, kayıp 13’üncü kabile olarak aranan şeyin aslında “bilgi” olduğu, günümüz uzmanları arasında birkaç kişiyle dillendirilmeye başlanmış bir gerçekliktir.

Var olmanın sırrını mitolojik bilgiler, “İbrani tanrısı Yehova’nın İbrani halkını kutsadığı ve yükselttiği yerde diğer toplumları lânetlediği” şeklinde açıklar. Ve eklemek elzemdir ki, Yahudiler dinî unsur olarak gördükleri mitolojilerini sürekli idame (ibadet şeklinde) ettirdikleri için diğer toplumlar gibi statik bir durum sergilememiş ve sürekli canlılık gösteren dinamiğin faydası ile hareket etmişlerdir.

Bir başka husus olarak “ırkî inanç” noktasında ise, Tevrat’a göre İbranilere Kabbala, Tevrat ve Tesniye inmeden evvel yedi temel ilke ile hitap edilmiştir. “Nuh’un Evrensel Yasaları” olarak isimlendirilen bu 7 ilke şunlardır: “Tanrı’nın ismini mübarek kılmak, puta tapmamak, cinayet işlememek, hırsızlık yapmamak, cinsel ahlâksızlıkta bulunmamak, adil bir yargı sistemi, canlı bir hayvanın etini kopararak yememek”...

İbrani mitolojisinin kaynağı olan incelemeler, “Tora” adı altında toplanmış beş kitaptan oluşmaktadır. Aslında mitolojik bölüm ise Tekvin kısmıdır. Tekvin ise “yaratılış, başlangıç, ilk olanlar” anlamlarına gelmektedir.

Belirttiğimiz üzere İbrani mitolojisi, dinî motifleri olduğu gibi günümüzde de yansıtması hasebiyle kaynağını kutsal kitaplar olarak belirlemekte. Biz de oradan hareketle birkaç kavram ve özelliğe değinmek istedik. Elbette İbrani-Yahudi tarihini birkaç sayfa ile anlatamazdık ve bundan geri durduk.