TARİH: 2 Eylül 2020…
Bilim
Kurulu toplantısı sonrası Sağlık Bakanımızın açıklamasındaki şu cümleye dikkat:
“Şu ana kadar 29 bin 865 sağlık
çalışanımız Koronavirüse yakalandı.”
Bizler
sokağa çıkma yasağı ve kısıtlamalar nedeniyle evde kalırken, bu süreçte en çok
mesai yapan ve en çok risk altında olan meslek grubu, doktorlar ve sağlık
çalışanlarıydı. Salgının yayılması ile birlikte tüm dünyada olduğu gibi
ülkemizde de iş yükü ve sorumlulukları artan sağlık çalışanları, büyük bir
özveri ile çalışmaya devam etmekte.
Mesleğe
adım atarken zorlu bir hayata başladığının bilincinde olan doktorlarımız ve
hemşirelerimizin fedakârlığını sorumsuzca davranışlarla hebâ etme gayreti
içinde olanlara sesleniyorum:
Kamuda
esnek çalışma uygulamasına geçildiği şu günlerde esnek çalışma lüksü olmayan, birçoğumuzun
“Aman, salgın var! İşe gitmeyelim, evden
çalışalım” dediği dönemde gece gündüz görevine devam eden sağlık çalışanlarımızı
alkışlamak yetmez!
Koronavirüs
tanısı konulmuş veya şüphesi olan hastalarla yakın temasta bulunmaları
nedeniyle hastalığın kendilerine bulaşmasını önlemek amacıyla birtakım koruyucu
tedbirler almalarına rağmen bu virüse yakalananlar var.
Bulaş
riskine karşı kendilerini izole etmek durumunda kalarak evden ayrılıyor veya ailelerini
başka yere gönderiyorlar. Tıpkı Gonca Hemşire gibi…
Bir
ay kadar önce hastaneye gidişimde bir hemşirenin bir taraftan hastalarına
yetişmeye çalışırken diğer taraftan kendisini özlediğini ve ne zaman geleceğini
soran küçük kızına teselli cümleleri kurduğuna şâhit olduğumda çok üzüldüm. “Kızın
evde mi?” diye sorduğumda, “Hayır, çok
daha uzakta! Bulaş riskine karşı annemin yanına gönderdim. Uzun bir süredir orada”
dedi. Gizlemeye çalıştığı gözlerinden yanaklarına doğru süzülen iki damla yaş,
özleminin büyüklüğünü anlamaya yetti de arttı.
Hasretlikleri
belki hafifler düşüncesiyle sevdikleri ile görüntülü konuşuyorlar. Fakat Koronavirüse
dair belirsizlik yoruyor onları.
Bazılarımız,
“Maske beni bunaltıyor, takamıyorum” bahanelerine sığınarak sorumsuz
davranışlara kılıf bulmaya çalışırken, doktor ve hemşirelerimizinse nefes
almanın bir hayli zor olduğu maskeleri takmak, kat kat koruyucu tulumların
içinde sırılsıklam ter dökmek zorunda olduklarını anladığımız gün, sanırım hiç
çıkarmamak üzere takmaya niyet edeceğiz.
Bizler
her adımda Koronavirüs riskiyle geri çekilirken, bu durumun ortasına
kendilerini atarak yükü sırtlanma telâşına düşen doktorlarımızı ve sağlık çalışanlarını
alkışlamak yetmez!
Pandeminin
ortaya çıkışından bu yana evine gidemeyen, telefonun diğer ucundaki “Baba/anne seni özledim!” sesi ile
avunup çocuğuna sarılamayan, aylardır aile sofrasından uzakta, evinin özlemiyle
lokması boğazında düğümlenen kahraman doktorlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza
alkış yetmez!
Kendilerini
bu ateşin ortasına atmaya devam ederken ya geride kalan eşler, evlâtlar? Akşam
veya nöbet gecesinin sabahı iyi olduklarını duydukları vakit sevinç gözyaşlarını
içlerine akıtan anne babalar?
Eğer
bu bir savaş ise -ki öyle-, cephenin en önünde hayatlarını tehlikeye atmak
pahasına mücadele veren kahraman doktorlarımızı, hemşirelerimizi ve tüm sağlık
çalışanlarımızı alkışlamak yetmez!
“Maske,
mesafe ve hijyen” kuralına uymak, bu kahramanlar için alkıştan öte
yapabileceğimiz en büyük destektir.
Sayın
Cumhurbaşkanı’mdan istirhamım, doktorlarımıza ve hemşirelerimize her anlamda
gereken desteğin fazlasıyla verilmesi yönündedir. Toplumda “maske-mesafe-hijyen”
kuralına uymayanlar başta olmak üzere, caydırıcı cezaların bir an önce hayata
geçirilmesi, yasak ve kısıtlamaların yeniden gündeme gelmesi gerek.
Tedbirsizliğin
üzücü sonuçlarını günbegün daha fazla hissettiğimiz şu günlerde kuru minnet ve
takdir duygularımızla sağlık çalışanlarına “Yanınızdayız” demek yetmez, çok
daha fazlası şart!
Toplum
olarak, Koronavirüsün yayılmasını önlemek adına yapacağımız her hareket,
kahraman sağlık çalışanlarımıza alkıştan öte destektir. Gözlerine bakarak, “İyileşecek
miyim?” diye sorduğumuz doktorlarımızın sağlıklı olmalarına şu an her
zamankinden çok daha ihtiyacımız var.
Pandemi
günlerinde migreni tutan ve doktorun arabaya kadar gelip kendisine iğne
yapmadığını söyleyerek sunuculuğunu yaptığı programdan doktorlarımızı kötülemeye
çalışanlara söyleyecek sözüm zaten yok.
Benim
sözüm, kahraman sağlık çalışanlarımıza: İyi ki varsınız, iyi ki bu mesleğe
yüreğinizi koymuşsunuz! Allah, yâr ve yardımcınız olsun.
Sağlıkla
kalın…