Safiye Ayla Targan

En çok bilinen ve yıllardır sevilerek dinlenen eseri “Gönül Şarkıları”, hâlâ dillerde söylenegelmektedir. Cumhuriyet tarihimizin 75 yılına Türk Sanat Musikisi dalında damgasını vuran Safiye Ayla, 90 yıllık yaşamında yapayalnızlığın acısını yüreğinin orta yerinde sürekli taşımasına karşın acıyı bal eylemeyi hep başarmıştır.

“SENİNLE doğan güldür bu gönül./ Ah bu gönül şarkıları!../ Dilimdeki bülbüldür bu gönül./ Ah bu gönül şarkıları!../ Dolu sevgi tasında,/ Bu gönül bir gençlik masasında,/ İkimiz arasında bu gönül,/ Ah bu gönül şarkıları!..

Kavuşmanın tadını,/ Ayrılık feryadını,/ Taşır senin adını bu gönül,/ Ah bu gönül şarkıları!../ Dolu sevgi tasında,/ Bu gönül bir gençlik masasında,/ İkimiz arasında bu gönül,/ Ah bu gönül şarkıları!..”

Saray kalfalarından Seyyide Hanım ve Hicacizade Abdullah Bey’in kızı olarak14 Temmuz 1917 tarihinde, İstanbul’da, ailenin biricik kızı olarak dünyaya geldi. Üç yaşındayken annesi vefat ettiği için öksüz büyümüştür. Sütanne olarak kendisini büyüten kişi ise Çerkez asıllı Edadil Kalfa’dır. Darüleytam denilen öksüzler yurdunda, dört yaşında iken ilkokula başlamıştır. Altı yaşındayken ise Cumhuriyet ilan edilmiştir. Dokuz yaşına geldiğinde öksüzler yurdu kapatılmış, bu nedenle kendisini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Bursa milletvekili olan Şeyh Servet Efendi evlatlık almıştır. Böylece Bursa’da yaşamaya başlayan Safiye Ayla, Bursa Kız Muallim Mektebi’ne başlamıştır.

13 yaşında -üçüncü sınıftayken- okuldan ayrılmıştır. Öksüzler yurdunda çok iyi eğitim görmüş olduğundan, kendisini tanıyan Maarif Müdürü kurslara devam etmesi şartı ile Safiye Ayla’yı muallim muavini yapmıştır. Gevher isminde bir tanıdığı aracılığıyla bestekâr Mustafa Sunar ile tanıştıktan sonra, ayrıca Fahri Kopuz ve Cevdet Çağla’dan da dersler almıştır.

Polidor, Colombia ve Sahibinin Sesi adlı plak şirketlerine pek çok şarkı okuyan sanatçı, Colombia Plak Şirketi’ne okuduğu Yesari Asım Arsoy’un “Sevda yaratan gözlerini her zaman öpsem” isimli şarkısı ile tanınmaya başlamıştır.

İlk defa 1931 yılında, Moulin Rouge adlı gazinoda sahneye çıkan Safiye Ayla, 1944 yılında, İstanbul Tepebaşı Bahçesi’nde, Cemal Reşit Rey’in Alabanda Operet Revüsü’nde “Kraliçe Mimoza” rolü ile başrol oynamıştır.

8 Nisan 1953 tarihinde ud virtüözü ve bestekâr olan Şerif Muhittin Targan ile evlenen Safiye Ayla, 15 Eylül 1967 tarihinde eşini kaybetmiş, 1998 yılının 14 Ocak’ında ise vefat etmiştir.   

En çok bilinen ve yıllardır sevilerek dinlenen eseri “Gönül Şarkıları”, hâlâ dillerde söylenegelmektedir. Cumhuriyet tarihimizin 75 yılına Türk Sanat Musikisi dalında damgasını vuran Safiye Ayla, 90 yıllık yaşamında yapayalnızlığın acısını yüreğinin orta yerinde sürekli taşımasına karşın acıyı bal eylemeyi hep başarmıştır.

Kendinden önceki ve kendi dönemindeki diğer kadın ses sanatçılarından ayrı ve kendine özgü bir okuyuş tarzı vardı Ayla’nın. Onun yorumuna yansıyan Batı müziği beğenisi, bu tavrın belirgin bir özelliğiydi. Ölçüye uyarak, iyi bir diksiyonla, düzgün ve aynı zamanda coşkun ve de çekici bir tavırla okurdu. Sesindeki pürüzsüz akış, en tiz perdelerde bile kaybolmazdı. Zamanın gözde şarkılarıyla fantezilerde olduğu kadar, Rumeli türküleriyle klasik örnekleri de içine alan repertuarıyla geniş bir dinleyici kesimince çok sevilmiş, beğenilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk ise sesini pek beğenir, sık sık toplantılarında sevdiği şarkıları söyletir, onu büyük bir hayranlıkla dinlerdi. Özellikle “Yanık Ömer” türküsünü sık sık kendisinden özellikle isterdi. “Bir gün bu şarkıyı operada söylemeni çok isterim” demesine karşın ise birçok girişimde bulunmuş olsa da muvaffak olamamıştır.

Diğer bestelerinden bazıları ise şöyledir: Saba makamındaki “Bu akşam ay ışığında seninle buluşalım”... Hicaz makamındaki “Ey zalim beni dinle, aşkımla eğlenme öyle!”... Uşşak makamındaki “Seninle doğan gülüdür (Gönül Şarkıları)”...