Sabrediyoruz!

Biz, ihanet çetelerinin, terör yanlısı muhalefetin, kuyu kazan yeni partilerin kurdukları tuzaklara ve arzuladıkları provokasyonlara mahâl vermemek adına ibadet gibi susarken, inanıyor ve biliyoruz ki, gayet aktif ve gayet dirayetli bir konuşanımız var. Devletimiz, milletimiz adına konuşan Cumhurbaşkanımız var. Biraz daha sabır! 2023’e çeyrek var!

TÜRKİYE’NİN gündemi çok değişken, çok çeşitli ve bir o kadar kurgusal(!)…

Hattâ “kurmaca zekâsı en yüksek muhalefete sahip tek ülke” olma unvanı bize verilebilir bence.

Aslında, normal şartlarda, gündemin çokça değişken olması çok yönlülüğe ve gerek siyâsî, gerek sosyal, gerek ekonomik hareketliliğe ve dinamizme işaret ederken, gündem mevzularının çeşitliliği toplum adına “Nerede hareket, orada bereket” şeklinde kabul edilebilir.

Kurgusal gündemimizin zenginliğini ise hayâl dünyası geniş, demokrasi cıngılıyla raks ederken yaşadığı coğrafyanın insanına, toprağına, bayrağına ihaneti meslekten sayan darbe severlere borçluyuz.

“Lâiklik ve Cumhuriyet elden gidiyor” çığlıkları arasında hâddini bilmez mâneviyat hırsızı, minareyi (!) çalıp kılıf hazırlayanların üç kuruşa fit olan ayakçıları İzmir’de minarelerden şarkılar çalıyor.

Burhaniye’de şöhret meraklısı bir aklı evvel, Diyanet’e, ezana, Devlet yönetimine küfretme cüretini gösteriyor.

Bizler bu cennet vatanda kardeşçe yaşayıp giderken, gündemi kendi hain emelleri adına manipüle ettikleri medya kanallarından “Kürt, Kürtçe” söylemleriyle ötekileştirme, kışkırtma eylemlerine su taşıyorlar.

Türkiye’nin istikrarından, özellikle pandemi dönemi boyunca sağlık sisteminin muazzam işleyişinden, sosyal hizmetlerin düzenli seyrinden, tüketim sektöründeki arz-talep dengesinden ve Koronavirüs gerekçesiyle yardım talebinde bulunan 135 ülkeden 57’sine insaniyet nâmına yardımda bulunmasından rahatsızlık duyanlar, her türlü durumu provoke etmekte ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.

Bu hâdsiz güruh, kendi kanallarından ve medya kaynaklarından başka bir yerden haber almadıklarından, işlerine geleni yayımlayıp her başarıyı manipüle ettiklerinden, kendi yalanlarına kendilerini inandırıp “Körler sağırlar birbirini ağırlar” konforunu doyasıya yaşıyorlar.

Dünyanın dört bir yanında çanlar çalarken, sair ülkelerde, dinlisi dinsizi rahatsız olmuyorken, rahatsız olanlar varsa bile kutsala dil uzatmaktan hayâ ediyorlarken, bizim ülkemizde ne oluyor, nasıl oluyor da bu kadar hesapsız ve dahi kitapsızca İslâm dinine ve Müslüman halkın kutsal değerlerine saldırılabiliyor?

Son yüzyılda, dünyanın her yerinde, İslâm dinine saldırıldığı kadar, tanrılı tanrısız hiçbir dine böylesi saldırılmadığının farkındalığı ile biz inananlar ve inançsız olduğu hâlde erdemlerini yitirmemiş insanlar, boğazımızda binbir yutkunma, yüreğimizde derin ancak masum bir sızı ile muhatap kılındığımız çirkinliklere sabretmeyi ibadetten sayarak seyrediyoruz olup biteni.

Susuyoruz; çünkü Minneapolis’te cereyan eden ırkçı cinayetin kelebek etkisi yapıp tüm Avrupa ülkelerine sıçraması hâlinde ülkemizde mahâl vermek dilemiyoruz.

Susuyoruz; çünkü kaos mühendislerinin hesapladığı ancak vatanseverlerin tahminden öteye geçemeyeceği ve öngörüden ibaret tedbirlerle beklenenin ötesinde kaotik bir durumdan imtina ediyoruz. Zira kaos, kurgulanabilir ancak yönetilmesi ve netîcesinin belirlenmesi değişken ihtimâllerle seyredebilir.

Susuyoruz; çünkü Türkiye, dünya ülkeleri arasında en müreffeh zamanlarını yaşarken, şükürsüzlerden olup beklenmedik çalkantılara, ekonomik krizlere sebebiyet vermek istemiyoruz.

Susuyoruz; çünkü karmaşaya değil huzura, düşmanlığa değil kardeşliğe, ayrışmaya değil birleşmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu biliyoruz.

Susuyoruz; çünkü beklentilerini temin eden olmak istemiyoruz. Kurdukları darbe hayâlleri, kurguladıkları ayaklanmaları, plânladıkları kaoslarını gerçekleştirmelerine müsaade etmeyeceğiz ki beslenmesinler.

Susuyoruz; çünkü pencerelerin ardından kaosun görüntülerini seyredip şampanya patlatarak âlem yapmalarda konu komşu rahatsız olur diye endişeliyiz!

Ancak, tüm bu bilinçle birlikte susuşumuz reaktif bir sessizlik değil.

Biz, ihanet çetelerinin, terör yanlısı muhalefetin, kuyu kazan yeni partilerin kurdukları tuzaklara ve arzuladıkları provokasyonlara mahâl vermemek adına ibadet gibi susarken, inanıyor ve biliyoruz ki, gayet aktif ve gayet dirayetli bir konuşanımız var.

Devletimiz, milletimiz adına konuşan Cumhurbaşkanımız var.

Biraz daha sabır! 2023’e çeyrek var!