Sabır: Hak yolda karar kılmak

Sabır, hakkın dâvâsına ve sevdasına aşkla bağlanmaktır. Sabretmek sevmektir. Ve hatta aşktır sabretmek. Mücadelesine, sevdasına veya dâvâsına bağlanmak ve asla vazgeçmemektir.

YENİ doğmuş bir güneş gibi olduğunu düşünüyorum bazen dâvâmı gündüzün içinde. Koyu bir karanlığın örttüğü dağlar, tepeler, ovalar, tarlalar, evler, şehirler ve tüm kâinat bu ışığa muhtaçtır, bu ışığı beklemektedir; öyle düşünürüm hep ve bu düşüncemden asla vazgeçmem.

Karanlık dağılacak ve gece çökecek bir gün, tek tek yanacak tekrar sönen ışıklar. Bu ışık huzmesinden kanatları beyazlayarak uçacak bir gün bütün kuşlar. Böyle inanıp böyle düşünürüm hep. Bunun hayâliyle sabreder yüreğim…

Sonrası sessizlik ve sabır ile sebat etmektir hak üzerinde. Öylece durup yerimde, ruhumun sessizce bir kuş gibi aydınlığa doğru uçmasını, berrak bir su gibi akmasını bekliyorum. Hafif bir kuş gibidir bu yüzden ruhum.

Gecenin içine süzülüp uçan beyaz bir kuş gibi uçar gider ruhum çoğu zaman. Ruhlar birbirine ne kadar benziyor ve ne kadar zıtlar birbirine. Vücutlarının, hücrelerinin, ruhlarının hiçbir yönüyle birbirine benzemediği insanların ortak yönlerinden biri, hareket ve davranışlarda sabır ve sebattır. Sabır ve sebat üzerine olmak başarmanın, zafer elde etmenin en temel unsurudur. Hak veya bâtıl, herhangi bir dâvâda, herhangi bir meselede olması fark etmez, kazanmak, üstün olmak, üstün gelmek için çalışmak, mücadele etmek kadar sabretmek de çok önemlidir. Öyle ki, bazen durup beklemek, sabredip bazı şartların olgunlaşmasını beklemek çabalamaktan daha önemlidir.

Toprağı çapaladıktan sonra çimlenmesini ve yeşermesini beklemek sabırdır. Tamamlanıp yeşeren başakların sararması için kızgın güneşin doğacağı günleri beklemek sabırdır. Öyle ki, bazen sabırsız davranmak, elde edilen kazanımların kaybedilmesine neden olabilir.

Hayatı hayat yapan şey, harekettir. Sabır ise derinden ve sessizce gerçekleşen bir harekettir. Bekleyişe geçen ve sonra volkan gibi patlayan, güneş gibi parlayan bir eylemdir. Sabır ve sebatın en önemli yönü ise doğruda karar kılmak ve doğrudan ayrılmamaktır. Haktan ve haklı olan dâvâdan ayrılmamaktır. Hak üzerinde istikrarlı olmaktır. Bütün güzel, doğru ve hayırlı olan işlerde sebat etmektir. Güzel, doğru ve hayırlı olan işlerde veya yollarda azim ile mücadele etmektir. Sabır sadece beklemek değil, aynı zamanda sebat ile sonuca ulaşmak için güzel mücadele etmektir. Mücadeleyi en güzel şekilde yapmaktır.

Kolları olmayan bir çocuğun ayak parmaklarıyla resim çizip boyaması, bir ressam olabilmesi, sabır ile elde edilen başarının en güzel örneğidir. Kollarının olmaması yaşamaya, başarıya ve hiçbir şeye engel olmadığını bilmek, hayatını bu inanç üzerine inşâ etmeye devam etmek en büyük sabırdır; bu sabrın sonunda elde edilen ise o çocuk için en büyük zaferdir.

Rüzgâr hayatı savururken, sabır hayatı derinden tutar. Hayata dair umutları, hayâlleri sessizce çoğaltır, sessizce büyütür. Sabır, hayatı bereketlendiren, çeşitlendiren eylemdir. Toprağa ekilen buğday tohumunun yeşermesi için gerekli olan kış mevsimi, yeşermek için lâzım olan bekleme zamanıdır.

Hayat hep aynı minvâl üzere devam eden hareketten ibaret olsaydı, kâinatta dağların, ovaların ve tepelerin olmayıp her yerin dümdüz kalması gibi bir durum olurdu. Sabır ve sebat, dinginlikten sonra soluklanmak için lâzım olan vakittir. Sabır; önündeki engellere, yoldaki engebelere takılmadan, zorluklara, çileye, meşakkate ve de kınayanın kınamasına aldırmadan hedefe kilitlenmek, hak olan dâvâda, doğru olan yolda yürümektir. Gözünü budaktan esirgemeden sonuca odaklanmaktır.

Sabır salt bir susmak, sessizce beklemek, eli kolu bağlı kalmak değil, mücadeleden vazgeçmemektir. Şartlara teslim olmak değil, şartları değiştirmek için azimle hedefe doğru yürümeye devam etmektir. Sabır, zulüm ve haksızlık karşısında susmak değil, suya susamış ağacın dalları ve damarları gibi suya uzanmak, mücadeleye uzanmak, mücadeleye odaklanmaktır. Kötülüklere ve haksızlıklara karşı savaşmak konusunda sabır ile sebat etmektir. Tüm zorluklara, engelleme ve perdelemelere rağmen dosdoğru yol üzerinde bulunmaya devam etmektir.

Sabır, hakkın dâvâsına ve sevdasına aşkla bağlanmaktır. Sabretmek sevmektir. Ve hatta aşktır sabretmek. Mücadelesine, sevdasına veya dâvâsına bağlanmak ve asla vazgeçmemektir.

Sabretmek, rüyasında bile sevdiğini düşünen âşık gibi dâvâsını ve mücadelesini düşünmek, hep ona bağlı kalmaya devam etmektir. Sabır, hak yolda ve haklı olan yolda, dosdoğru yolda bulunmak, azim ve inanç ile kararını sürdürmek, karşısına çıkan tüm zorlukları ve olumsuzlukları cesaretle aşmaktır. Sabır, öfke ile değil, sevgi ve şefkat ile mücadele etmektir.

“Aşk” dedikleri şey de sevdasında ısrar etmek, sevdasına sahip çıkmak, her şeye rağmen delicesine sevmek, sevmeye devam etmek değil mi?