Ruzi Nazar’ın çocukları birbirine düşmüş

Ümit Özdağ, Buğra Kavuncu ile ilgili söylediklerinden çok daha önemli bir şey söylüyor: İyi Parti kurulmadan önce, Türkiye’deki sokak hareketlerinin uzmanı Enver Altaylı, İyi Parti’yi kurmak isteyenlere, “Parti kurmayın sokağa dökülün” demiş! Üstelik bunu, 15 Temmuz’dan önce söylemiş!

ÜMİT Özdağ, İyi Parti’deki FETÖ bombasını patlattı!

Biz bu olaya parti içi mücadele kavgası olarak mı bakacağız?

İyi Parti’de son yapılan kurultaydan sonra parti içi bir kavganın başladığı doğrudur. Kurultayda Koray Aydın yanlısı delegelerin daha lâikçi, dine mesafeli parti yöneticilerini çizdiği doğrudur. Bu yüzden milliyetçi kanatla ulusalcı kanat arasındaki kavga devam ediyor, doğrudur.

Ancak Ümit Özdağ’ın çıkışını bunun bir uzantısı olarak değerlendiremeyiz. Ümit Özdağ, bambaşka bir çatışmayı alevlendirdi, bambaşka bir hesaplaşmanın sinyalini verdi.

Özetle ne diyor Özdağ?

“İyi Parti’nin İstanbul İl Başkanı FETÖ’cüdür. Meral Akşener’e onun partinin kurucusu olmaması gerektiğini söyledim. FETÖ’cü Enver Altaylı’nın yeğenidir…”

Özdağ’ın bu açıklamaları karşısında Meral Akşener, usta bir manevra yaparak olayı parti içi hesaplaşma formatına soktu. Hâlbuki Akşener, bunun bir parti içi kavga manevrası olmadığını çok iyi biliyor; zira Ümit Özdağ’ı herkesten çok iyi biliyor ve tanıyor.

Peki, Ümit Özdağ bilinmeyen bir şey mi söyledi?

Bu düşünceler başkaları tarafından da dile getirildi. O zaman gülüp geçen Akşener, şimdi niye panikle “Büyük yalan, büyük yalancı” dedi?

Buğra Kavuncu, Enver Altaylı’nın yeğeni mi? Yeğeni… Almanlarla çok iyi münasebeti var mı? Var! FETÖ’cü değil ama FETÖ’nün üst aklının aparatı mı? Aparatı!

Bunu Akşener, adı gibi biliyor. Bile bile bu isme İstanbul’u teslim etti. Bu panik niye?

İyi Parti’yi bir kenara bırakıp konuyu Türkiye açısından ele almamız lâzım. Eğer bu parti içi bir kavga ise, konuşmaya bile değmez. Üzerinde durulması gereken, bu olayın ardında asıl hesap ve hesaplaşmanın ne olduğu, kimin kiminle hesaplaşma niyetine giriştiğidir.

Ümit Özdağ, Buğra Kavuncu ile ilgili söylediklerinden çok daha önemli bir şey söylüyor: İyi Parti kurulmadan önce, Türkiye’deki sokak hareketlerinin uzmanı Enver Altaylı, İyi Parti’yi kurmak isteyenlere, “Parti kurmayın sokağa dökülün” demiş!

Üstelik bunu, 15 Temmuz’dan önce söylemiş!

İyi Partililere “Parti kurmayın, sokağa dökülün” diyen Enver Altaylı, acaba kendisini dinlemeyen bu lâf dinlemezlere kızmış ve “Beni dinlemediniz, ne hâliniz varsa görün!” demiş midir?  Kendisini dinlemedikleri için, fırında pişirilen darbe girişiminden haber etmemiş midir?

Bu soruların cevabını bilmiyoruz. Ama Meral Akşener’in 15 Temmuz öncesi hâl ve hareketlerinden, sanki fırında pişen darbeden haberi varmış gibi bir sonuç çıkarabiliriz.

Meral Akşener, darbeye zemin hazırlamak yerine, darbeden sonra başbakan olmayı tercih ettiği için mi acaba sokağa çıkma yerine parti kurmayı tercih etti. Omuzunu silkeleyerek, “Ben Başbakan olacağım” derken, hangi rüyalar âlemindeydi acaba?

Ümit Özdağ’ın çıkışı bir parti içi kavga değildir. Çünkü İyi Parti, bir parti değildir. Hele hele adı gibi hiç iyi değildir!

İyi Parti, 27 Mayıs ürünü vesâyet sisteminin devamını sağlamak için oluşturulmuş bir yapıdır. Bu yapının sahibi, CIA’nın Orta Doğu Direktörü ve Soğuk Savaş’ın sahadaki operatörü Ruzi Nazar’dır.

Bu kavga, Ruzi Nazar’ın çocukları arasındaki kardeş kavgasıdır. İki taraf da aynı sonuca farklı yollardan ulaşmanın mücadelesini veriyor.