
EN
kesif karanlıkları yırtıp geçer bir mum alazı, bir
kibrit ateşi, bir minik kıvılcım…
Küçücük bir ışık parçasıyla yol bulunur, iz sürülür,
hedefe yürünür. Korkuların eli kolu bağlanır minicik bir ışık huzmesiyle…
Bu yüzden makbul geceler “kandil” olarak adlandırılır.
Görünür görünmez karanlıklardan azat olmak için
kandil gecelerinde tevbelere, duâlara umut bağlanır.
Böyle küçülür dünyanın omuzlarımızda büyüyen
zahmeti. Böyle güç bulur günaha bulaşmaktan imtina eden kalpler. Ve böyle
korunur günahkârların hilelerinden…
Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun ki, böylesi
mübârek, böylesi lûtuf saklı bir geceye, kandil zincirinin ilk halkası “Regaib
Kandili”ne bir kez daha eriştik.
“Elde edilmesi arzu edilen değerler, herhangi bir şeyi
istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek”
anlamlarına gelen bu gecede, yönümüzü kıbleye döndürüp, ellerimizi semaya
açtığımızda her ne diliyorsak onu en yetkili mâkâma bildirme ikramına mazharız
bu gece.
Öyleyse…
“Konsun
yine pervazlara
Güvercinler,
‘Hû Hû’lara
karışsın
Âminler.
Mübârek
akşamdır;
Gelin
ey Fâtihalar, Yâsinler!” diyoruz ve dinî ve de millî
kaygılarla fikir sancısı çeken tüm yazarlarımızın, okurlarımızın, aziz milletimizin
ve dünya Müslümanlarının kandilini kutluyor, Rabbimizden ömrümüzün ve
gönlümüzün kandilsiz kalmamasını diliyoruz!
***