“AÇIMA taktığı güller
solmadan/ Bırakıp gitti de çilem dolmadan…/ Ağlayan gözlerime yar olmadan/ Bırakıp
gitti de çilem dolmadan…”
Radife
Erten, 14 Eylül 1922 yılında, İstanbul Beşiktaş Serencebey’de doğdu. Annesi Sare
Hanım, babası Mahmut Bey’dir. Şükrü Neydik isimli bir erkek kardeşi vardır.
Adanalı Celal Erten ile olan evliliğinden 1943 yılında Sevgi ve 1948 yılında
Tuncer isminde iki çocuğu olmuştur.
Erten,
öğrenim hayatına Beşiktaş Çırağan Caddesi’ndeki 17. Okul’da başlamış, ortaokulu
Nişantaşı Kız Lisesi’nde okumuştur. Ortaokul ikinci sınıf öğrencisiyken ondaki
müzik kabiliyetini ilk keşfeden öğretmeni Hikmet Kaptangil olmuştur. Aynı yıl
Necmi Yar ve komşuları olan Nuri Halil Poyraz’dan dersler alarak müzik
çalışmalarına başlamıştır.
Nuri
Halil Poyraz, bir süre sonra Radife Erten’i İstanbul Radyosu Müdürü olan Cevdet
Kozanoğlu’na götürmüştür. Karşısında bu küçük kız çocuğunu gören Cevdet
Kozanoğlu, “Buraya mektep mi açacağız, bu çocukları neden buraya getiriyorsunuz?”
diye sorduğunda Radife Erten, Selahattin Pınar’ın “Ne gelen var, ne giden”
isimli şarkısını okuyunca hayretler içinde kalan Cevdet Kozanoğlu, şarkıyı kendisinden
yeniden okumasını istemiş, sonra da Nuri
Halil Poyraz’a dönerek “Pazartesi günü bu kız emisyonlara başlasın” demiştir.
5
lira yevmiye ile işe başlayan küçük Radife, boyu mikrofona yetişmediğinden
ayağının altına konan tabureye çıkarak şarkılar okumuştur. 1938 yılında Ankara
Radyosu açılınca, 14 yaşında memur sanatçı olarak Ankara Radyosu’na tayin olmuş,
yaşı tutmadığından yaşını 6 yaş büyütmüşlerdir.
Ortaokul
öğrenciliği sırasında Atatürk’ün “Senin adını ‘Küçük Safiye’ koyalım” şeklindeki
iltifatına mazhar olmuştur. Atatürk’ün ölüm haberini duyduğunda, üzüntüsünden
kendisini bulunduğu evin ikinci katından atmış, kolunu kırmıştır.
1938-1948
yılları arasında, Ankara Radyosu’nda solist olarak çalışan Radife Erten, 1948
yılında yine Ankara Radyosu’nda açılan bir sınava Muzaffer İlkar, Sıdıka
Şandarlı, Semahat Özdenses, Sadi Hoşses, Necmi Rıza Ahıskan ve Safiye Tokay’dan
oluşan imtihan jürisinden korkarak girmek istemez. İmtihan kapısında onu gören
Cevdet Kozanoğlu, kolundan tutarak imtihan salonuna alır. 55 dakika süren sınavın
sonucunda Mesut Cemil Bey, “Bunu hoca yaparsak en küçükleri olduğu için
diğerleri gücenir” der. Yeteneğinden dolayı yine de hocalık payesine layık
görülür ve 1951 yılına kadar bu göreve devam eder.
1951
yılında İstanbul’a gelerek 1982 yılına kadar İstanbul Radyosu’nda solist-koro
şefi olarak çalışır. İstanbul Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti’nde de görev
yapan Radife Erten, Colombia Plak Şirketi’nde beş taş plak doldurmuştur.
Kardeşi Şükrü Neydik’in ifadesine göre 300’e yakın beste yapmış olan Radife
Erten’in 13 bestesinin notaları arşivlerde mevcuttur.
Radife
Erten’in besteleriyle ilgili bir anıyı, kardeşi Şükrü Neydik şu şekilde
nakletmiştir: “1951 yılında Küçük Çiftlik Gazinosu’nda çalışırken, dinleyenler
arasında şiir yazan olup olmadığını sorar. Seyircilerin arasından bir kişinin
uzattığı şiiri alır, okur ve Hakkı Derman’dan bir keman taksimi yapmasını rica
ederek kulise geçer. Şiiri besteler, 5-10 dakika sonra sahneye çıkarak
seslendirir. “Aşka Düştüm” isimli bu Hicaz şarkı çok beğenilir, arka arkaya beş
kez okutulur. Ertesi gün gazete manşetlerinde bu haber yer alır.”
1951
yılında Ankara’dan İstanbul’a geldiğinde ilk defa Taksim Kristal Gazinosu’nda
sahneye çıkan Radife Erten, o dönemde gecede en az 8 ayrı yerde konser
vermiştir. Hocası Cevdet Kozanoğlu’nun “Hacı Kirami” lakabını taktığı Erten’in
yetiştirdiği öğrencilerden bazıları şu isimlerdir: Sevim Tanürek, Behiye Aksoy,
Muzaffer Birtan, Mustafa Sağyaşar, Abdullah Özman, Sami Aksu, Altın Kızlar,
Hamdi Demirci, Ziya Taşkent, Ayla Büyükataman, Bülent Ersoy, Nazan Sıvacı…
Müzikle
dolu geçirdiği ömrü 1988 yılındaki vefatı ile son bulan Radife Erten,
Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.
Bestelerinden bazıları şunlardır: “Saçına taktığım güller solmadan” (Hüzzam), “Saki halime bir bak, elemlerle dolmuşum” (Rast), “Çiçeklerle bezenmiş Boğaz'ın sahilleri” (Mahur), “Sevgili İstanbul cihana bedelsin” (Nihavent), “Rast geldim iki cane” (Acemaşiran İstanbul Türküsü-Derleme).