
DERİN devlet algısının
yanlış kulvarlarda sürüklenmesinin bir nedeni de komplo teorilerinin
birbirinden farklı yorumlarla süslenmesinin dışında, bu süslerde “millet”
kavramına hiç yer verilmemesidir.
Millet
kavramına yer vermeyen komplo teorileri, derin devleti mutlaka bir
organizasyona mâl eder ve seçimlerden devlet idaresine, toplumsal atılımlardan
uluslararası ilişkilere dek her olgu ve oluşumu bu organizasyonların marifetine
bağlar.
Milleti
hesaba katmayan komplo teorilerinin bir eksiği de dindir. Dini hesabına katıyor
gibi yapar, ancak dinden kastettiği de yine organizasyonlardır. Vatikan’dan
tutun da Molla idaresine, Tapınak’tan tutun da Masonlara, bütün inançların
muhteviyatında olan cemaat ve tarikatlara dek dinden maksat, bu lokal
oluşumlardır. Bu sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada böyledir ve milletleri
daima dışlayarak işler.
İslâm,
âyetler ile sâbit şekilde konuşur ve der ki, “Siz kendinizi değiştirmedikçe
Allah sizi değiştirmez”. Bu âyetin muhatabı organizasyonlar değil, kullardır.
Bu âyetin muhatabı millettir. İslâm’ın Son Peygamberi Habîbullah Muhammed
Mustafâ (sav), bu sâbiteye ek olarak, “Nasılsanız, ancak öyle yönetilirsiniz”
buyurur.
Rabbin
kanunlarına gayr-i meşru hamleler icat edenler, sürekli O’nun kudretine meydan
okumak derdindedirler. Bu dert, bilerek veya bilmeyerek Müslümanların
devletlerinde de kabul görüp işlerlik kazanmıştır. Hâlbuki Allah, dönüşmek
isteyene kudret eliyle nusretini eriştirir.
Nasıl
mı?
5
Ocak 2017 günü İzmir’de, bir trafik polisi olan Fethi Sekin, PKK’lı
teröristleri fark ederek onlarla çatışmaya girdi. Teröristlerin hedefinde
şehrin merkezini kaosa boyamak olsa da Sekin, şehâdete uçarak yetişti.
Burada
Sekin, bu milletin evlâdı olarak, herhangi bir istihbarat çalışması veya
herhangi bir organizasyonun talimatı olmaksızın can verdi, dem aldı. Öyleyse
kim söyleyebilir ki, iki derin devlet İzmir’de çatıştı?
11
Ağustos 2017, Maçka… PKK’lı militanları fark ederek Jandarma’ya haber veren
Eren Bülbül, şehre sızacak ve terör eylemleri yapacak bir grubun Jandarma
tarafından durdurulmasına vesile olurken, olay yerindeki çatışmada şehâdete
yürüdü.
Burada
Bülbül, bu milletin evlâdı olarak herhangi bir muhaberat yahut organizasyon
üyeliği üzerine mi teröristlere engel oldu? Öyleyse kim diyebilir ki, iki derin
devlet Maçka’da kozlarını paylaştı?
Derin
devlet algısında milleti hesaba katmayan, milleti hesaba katmayarak Allah’ı
unutan ve O’nun kudretine meydan okuyan en bâriz misâlse 15 Temmuz’dur. 252
şehidin hangisi hakkında bir derin devletten bahsedebiliriz?
Ama
evet, bütün şehitler birer derin devlettir. Zira derin devlet, millettir!
Allah’ın plânını bilmeksizin plân kuranlar, buzağı yapan Samiri gibi, üzerine suç atacakları bir Harun ararlar. Ancak her peygamberin özündeki sıfat gibi, milletlerin Mûsâ damarı da, Dâvûd damarı da, Îsâ damarı da, Mustafâ damarı da mevcûttur ve Hakk’ın plânına uydukça, Allah, her milletin nabzına göre şerbet verir.