Rabbi yesir

Şimdi de İmamoğlu, “yüzünde ‘Rabbi yesir’ yazan” bir ermiş oluverdi. Bakalım sırada ne var. Allah’tan peygamberlik müessesesi Hazreti Muhammed (sav) ile kapandı. Yoksa bu iş oraya kadar uzanırdı seçime kadar. Yine de ümitsiz olmayalım, yaşayıp göreceğiz. Meral aplanın her “İmamoğlu” güzellemesinde genel müdürün yüzünde ne beliriyor, bilemiyorum. Zira kendisi -bir rivayete göre- “Seyyid soyundan geliyor” ve birinin yüzünde “Rabbi yesir” görünecekse, o, genel müdürün bizatihi kendisi olmalı…

MERAL aplamızın ablası, Ekrem İmamoğlu’nun yüzünde “Rabbi yesir” görmüş. Kendileri durugörü sahibi bir insan olmalı. Zira Meral aplanın dediğine göre, abdestli namazlı bir insanmış.

Meral aplanın ablası, muhtemelen Meral aplanın yüzünde bir şey görememiş olmalı; zira görebilmiş olsaydı bundan da haberimiz olurdu. Ya da kötü bir şey görmüş de olabilir.

Bu durumda iki ihtimâl var ortada: Meral aplanın ablası bunu Meral aplaya söyle(ye)memiş olabilir. Söylediyse de Meral apla bize söyleyememiştir belki.

Biz sıradan insanlar her ne kadar Meral aplanın ablası kadar durugörüye sahip olamasak da az çok bir şeyler görebiliyoruz yine de.

Meselâ bozulan otobüsleri iten İstanbulluların yüzünde “Vela havle vela” görebiliyoruz pekâlâ.

Yolda kalan metrodan inip yerin onlarca metre altındaki karanlık tünellerde yürümek zorunda kalan İstanbul ahalisinin yüzlerinde de “euzu besmele” yazıyordu.

Kara tren gibi dumanı tüten yahut şahlanmış giden veya cayır cayır yanan otobüsleri görünce de yüzümüzde “elemtere fiş, kem gözlere şiş” beliriveriyor.

Ekremciğim, İETT otobüslerinin bakımını Karabat’ın şirketine verip aynı ihaleden teknik yetersizlik nedeniyle Mercedes firmasını eleyince, Mercedes firmasının müdürlerinin yüzlerinde de “Oh my God!” görünmüştü belli belirsiz.

İBB seçimlerinden sonra işlerinden atılan ve belediye binası önünde günlerce eylem yapan lâkin seslerini duyuramayan işçilerin yüzlerinde de “Hasbinallah ve nimel Vekil” görünüyordu sanki.

Ekmeciğimizin “temel atmama” töreninde katılımcıların yüzlerinde “Fesuphanallah” vardı az biraz. Zira ağaçların çılgınca alkışladığını bir tek Ekrem Başkan duyabiliyordu.

Ekremciğim verdiği yemekli davette buşon parasına bir asgarî ücretten fazlasını ve kişi başı da iki asgarî ücret kadar ödeme yapınca, restoran sahibinin yüzünde rahatlıkla “Elhamdülillah” okunabiliyordu.

Ekremciğim, “atalarının yüzyıllar önce inşâ ettiği yerleri” ziyaret etmek üzere Yunanistan’a gittiğinde, mihmandarlarının yüzünde de kabak gibi “God blast you” yazıyordu.

Geçenlerde yaptığı Diyarbakır ziyaretinde rengârenk terörist kellelerinin duvarını süslediği Hafıza Odası’nda gayet keyfi yerindeydi Ekrem Başkan’ın. Başkan’ın yanındaki HDP heyetinin yüzlerinde de “Biji serok Apo” yazıyordu; bazılarında da “Azadi Kürdistan”…

Vesaire, vesaire…

Velhasıl, Meral aplanın Ekrem İmamoğlu aşkı bambaşka! Bu aşkı gizleme gereği görmüyor aplamız ve gönlündeki adayın İmamoğlu olduğunu her fırsatta dile getiriyor.

Yunan medyasının “İstanbul’u fetheden Yunan” olarak tesmiye ettiği İmamoğlu için Meral aplamız “Fatih Sultan Mehmet” benzetmesi yapmıştı, hatırlarsınız.

Şimdi de İmamoğlu, “yüzünde ‘Rabbi yesir’ yazan” bir ermiş oluverdi.

Bakalım sırada ne var. Allah’tan peygamberlik müessesesi Hazreti Muhammed (sav) ile kapandı. Yoksa bu iş oraya kadar uzanırdı seçime kadar. Yine de ümitsiz olmayalım, yaşayıp göreceğiz.

Meral aplanın her “İmamoğlu” güzellemesinde genel müdürün yüzünde ne beliriyor, bilemiyorum. Zira kendisi -bir rivayete göre- “Seyyid soyundan geliyor” ve birinin yüzünde “Rabbi yesir” görünecekse, o, genel müdürün bizatihi kendisi olmalı.

“Millet” cephesinde işler biraz karışık şu sıralar anlayacağınız.

Genel müdürlük binasına boydan boya “Sınır namustur” afişi asan CHP, sınır ötesi tezkeresi için “Hayır” oyu verdi ve hattâ genel müdür, “Bu tezkereye ‘Evet’ demek, vatana ihanettir” açıklamasında bulundu.

Geliniz görünüz ki, ortağı İP aynı tezkereye “Evet” diyerek bu ihanete (!) ortak oldu. İki ortaktan biri ihanet içerisinde. Ama hangisi?

AK troller CHP’nin gizli flörtü ve muhtaç oldukları HDP tarafından tehdit edildiğini, bu yüzden daha önceleri “Evet” dedikleri tezkereye şimdi “Hayır” oyu verdiklerini söylüyor ama bakmayın siz onlara.

Bu kadar hayatî ve millî bir konuda bile uzlaşamayan, her kafadan bir sesin çıktığı Millet İttifakı’nın görünen ve görünmeyen ortakları, bakalım ortak aday konusunda nasıl anlaşacaklar…

Gerçi önceki adayları da piyangodan çıkmıştı; yine aynısı olursa şaşırmamak lâzım. Ne de olsa Gemlik’e gelince deniz görünüyor.

Meral aplanın ablası bir de bizim yüzümüze baksa keşke. “İmamoğlu aday olursa kazanır” diyen anketleri görünce bizim de yüzümüzde “Küllü müneccimin kezzab” görünüyor. Bakalım aplanın ablası bunu da görebilecek mi?

“Görelim Mevlâ’m neyler, neylerse güzel eyler”…

Kalınız sağlıcakla efendim…