“SANAT özgürlüğü başka bir kişinin özgürlüğünü kısıtladığında,
geliştirdiğimiz hedeflerle belirli çelişkiler içinde oluyor. Peygamber Muhammed’e
yönelik hakaret sanat özgürlüğü mü? Bunun özgürlük olmadığını düşünüyorum. Bu,
din özgürlüğünün ve Müslümanların kutsal duygularının ihlâlidir…”
Rusya
Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’e ait bu sözler Müslümanlardan çok olumlu
tepkiler aldı. İslâm düşmanlığının galiz bir hâl aldığı dönemde bu çıkış
oldukça kıymetliydi.
Ancak
aynı Putin, Tataristan’ın özerkliğini bir kararname ile kaldırarak Rusya
Federasyonu’nun en büyük özerk bölgesini kendi hâkimiyetine doğrudan bağladı.
Rusya’da
Tataristan gibi 85 bölge varken en büyüğü olan Tataristan ile böyle bir hamle
sürecine girmesi, Putin’in SSCB sevdasını yeniden hatırlattı.
Bizimse
soracağımız soru şu: Kutsal duyguların ihlâli hakkında konuşarak takdirimizi
kazanan biri varlık ihlâli hususunda acaba ne düşünüyor?
Türk
Devletleri Teşkilatı’nın kuruluşundan olumsuz anlamda en çok etkilenen ve
nüfusu günden güne Müslümanlar lehinde değişen bir ülkenin liderinden böylesi
iki kutuplu (ikiyüzlü de diyebilirdim) birer çıkış görmeyi nasıl
anlamlandırmalıyız?
Karabağ’daki
varlık savaşında Azerbaycan’ı durdurmak için varını yoğunu ortaya koyan ve
bütün işgalin temizleneceğini anladığında Azerbaycan ile Ermenistan’ı masaya
çağıran Putin’in anlamak istiyorum.
Ermenistan’ın
Türk mallarına ambargoyu kaldırdığını resmen açıklayacağı ve Türkiye’nin
Tataristan ile ticaretinin zirve yapması plânlanan dönemde Putin’in yaptığı bu
hamle, diğer Türk devletlerine kesin bir tavır mesajı içeriyor.
GZT’den
Nazgül Kenzhetay ile Emin Karaçak’ın Hakasya Cumhuriyeti’nde Rus polisleri
tarafından casusluk iddiasıyla günlerce gözaltında tutulup salıverilmesi
hâdisesini bangır bangır duyurmadık bile.
Kenzhetay
ile Karaçak’a tekrar iyi dileklerimi sunuyorum, ancak tam da köklerini ve
akrabalarını unutmaları için bir açık hava hapishanesi gibi yaşadıkları
coğrafyalarda Türklerin kültür izlerini keşfe çıkmış iki genç gazetecinin böyle
bir süreçte tutuklanmış olması asla tesadüf değildir ve kesinlikle hesabı
sorulması gereken bir hâdisedir.
Rusya’nın
güttüğü siyaseti Putin üzerinden anlamlandırmak zor değil elbette. Ancak bir
taraftan Müslümanları kutsallarıyla elde tutmak isterken diğer taraftan
haklarını gasp etmek, anlaşmadan dönmektir. Kendisine bu kadar savaş cephesi
açan bir yönetim, ne Bonapart Fransa’sında, ne Nazi Almanya’sında galibiyet
görmüştür. Gördüğünü zannettiği galibiyetler birer seraptan ibaret kalmış ve
tükenmiştir.
Rusya,
önce Kazakistan’da göz diktiği arazi iştahı, ardından Tataristan’da yaptığı bu
hamleyle kendisi için yanlışlar yumağını dağıtıyor. Bunu toplamak imkânsız olacak!