26 Ağustos’ta,
“proje adamı olmak ile proje adam olmak arasındaki farka değinmişim…
O
yazıda demişim ki, “Proje adamı ifadesi
halkta ‘projeleriyle öne çıkan adam’ anlamını çağrıştırırken, ‘proje adam’
ifadesi ise ‘Örümcek Adam’ der gibi bir kahramanı çağrıştırırken, ‘başkalarının
proje olarak ortaya sunduğu adam’ anlamını da çağrıştırır”.
Birkaç gündür Ankara sokaklarında “Projeye değil, ranta karşıyız”
sloganının bulunduğu reklâm panolarıyla karşılaşıyorum. Üzerinde, kendisini
eleştiren vatandaşlara hakkını helâl etmeyeceğini sayıklayan İyi Parti Genel
Başkanı Meral Akşener’in de fotoğrafı var.
Belli ki bu ilânlar İyi Parti’ye ait…
Söz konusu ilânı henüz görür görmez öyle iğreti bir his duydum ki… Projeye
karşı olmadıklarını proje isimlerle çalışarak kanıtlamış kimselerin böyle bir
sloganla nereye varmak istediklerini az çok anlayabiliyorum.
Demek istiyorlar ki, “Biz iktidar olduğumuzda hiçbir hizmet alamayacaksınız!
Çünkü proje demek, rant demektir. Dolayısıyla bizim iktidarımızda hizmet
görmediğiniz için bizi suçlamamanız gerektiğini şimdiden söyleyelim”.
AK Parti iktidarında yetkili olan isimler ceplerinden para verip Devlet’in
kasasından tek kuruş dahi çıkarttırmayıp iş yaptırsalar, üzerine de ağızlarıyla
kuş tutsalar, “Projeye değil, ranta karşıyız” diyenlerin bu kez söyleyecekleri
şu: “O kuşları ağızlarıyla tutmak için kim bilir hangi yandaşlarına örtülü
ödenekten para yedirdiler…”
On yıllardır kendi ellerinde tutup da hizmet vermedikleri gibi sadece
ceplerini dolduranların projeye değil de ranta karşı olmaları ne tuhaf, ne
tutarsız bir söylem!
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın basından
sorumlu danışmanı, İstanbul’daki otobüs faciasını es geçerek, yanan bir İETT
otobüsünün görüntüsünün arşivden paylaşılarak yeniymiş gibi kamuoyuna
duyurulduğunu ifade ederek şöyle bir beyanda bulundu: “Daha önce de
belirttiğimiz gibi arşiv görüntülerden medet umanlar var. İstanbul’a yakışır
sağlıklı bir muhalefet beklentimiz, her şeye rağmen sürüyor.”
İBB
Basın Sözcüsü, “arşiv” diyerek nitelediği görüntünün 50 yıl önceye ait olduğunu
filan zannediyor sanırım.
Hele
“İstanbul’a yakışır sağlıklı muhalefet beklentisi” ifadesini okuduğumda ben
kahkaha attım durduğum yerde. Yahu, iyi ki İstanbul’da belediye iktidarı
elinizde ve projesizliğinizin üzerinden çevrilen rant konusunda konuşulunca
suspus oluyorsunuz. Öyleyse Türkiye’nin iktidarının Türkiye’ye yakışır sağlıklı
bir muhalefet beklemek hakkı yok mu?
Projeye
değil de ranta karşı olduklarını söyleyenlerin rantabl olmak ile rant adamı
olmak arasındaki fark konusunda da ezildikleri buradan da belli. Ama yok, onlar
susarak muhalefet etmenin çok eskilerde, eski diyarlarda kaldığını unutuyorlar.
Ve onlar hem bu yüzden irticacılar, hem de hizmet etmek yerine hizmet gitmeyen
şehirleri aynıyla durdurmak anlayışı nedeniyle irticacılar!
Biz
irticacı olmadık, olmayacağız!
Sözün
noktasını Üstad koysun:
“Zamanı kokutanlar
mürteci diyor bana
Yükseldik
sanıyorlar alçaldıkça taban…”