BİR de olsa, bin de olsa şehit haberine alışmayacağız. Alışmadığımızdan hüznümüz. Alışmadığımızdan kahrımız.
Ama kahırsız, dengesiz ve de şuursuz şuursuz dolaşanlar var aramızda.
Onların bu ülkede siyaset yapıp bir de makam makam dolaştıklarını, paralarına para kattıklarını gördükçe fıttırıyorum.
Bu ülkenin muhalefeti, ülkenin mücadelesinden ve gerçeklerinden habersiz.
Bu ülkenin muhalefeti, nasılsa ancak öyle yönetildiğinin farkına varmalı.
Bu ülkenin muhalefeti bir gün tuvalet terliği, bir gün odun, bir gün bidon kapağı, bir gün maşrapa.
Ama hiç önemli değil, herkes tercihleriyle yaşar.
Beni şaşırtan, “değişim” kelimesinden de bir şey anlamadıkları. Meğer onlara göre değişim, değişmemekmiş.
Yıllardır her seçime gittiklerinde bu değişimden bahsedenlere, 23 Nisan’da çocuklara verir gibi makam verip, “Bu bir mizansenden ibaret, her şey aynıyla devam edecek” deseymişiz, anlaşıp bırakıverirlermiş ağızlarındaki lakırdıyı.
Değişimi ne anlayış, ne değerlendirme, ne de strateji boyutuyla yorumlayamayan bir güruh, içini boşalttıkları sözlükleriyle yaşadıkları için kelimenin anlamını da şaşırmış belli ki.
Değişimden maksatları, teröristle masa altında değil, gözler önünde flörtleşmekmiş.
Değişimden maksatları, ellerle kalpler yaparken kibirleri saklamak değil, aşikâr etmekmiş.
Değişimden maksatları, kendi aralarındaki terbiyesizlikleri dahi kamuya yaymakmış.
Değişimden maksatları, zabıtaya içtima pozisyonuna geçirtip kırmızı halılarla kendi kendilerini ağırlamakmış.
Ondan sonra Külliye’nin tuvalet taşları altından…
Ya, ne demezsiniz? Siz de o tuvalete lâyık terliklere oy verirsiniz, olur biter…
*
Balkonuna bayrağımızın asıldığı evler gördü bütün gözler kaç gündür.
O evlerin kırık dökük olduğunu söylüyorlar.
Ben bayraktan başka bir şey görmedim.
Bayrak analar, bayrak babalar vardır o evlerin içinde.
Bayrak analar, bayrak bebeler doğurur.
O bebeler dağ olup dağlara karışırlar.
O dağlar yürür gider sonra…
Ve dağlar yerlerinden oynatılıp yürütüldüğünde herkes kendi sonunu öğrenir.
Şehit vermeye değil, şehit haberi almaya alışmayacağız.
Alıştığımız gün kıyametimiz kopsun!
Bu ahlâksız muhalefetin Türkiye’de semirip iktidara geldiği gün kıyametimiz kopsun!
Bizim paralarımızı kimlere veriyorsunuz ey Meclis’in emanetçileri? Bir gün olsun şu Seçim Kanunu’nu konuşmak aklınızdan geçmez mi?