DOĞRUSUNU söylemek
gerekirse, önceki hükûmetler şimdikinden daha şanslı idiler.
Daha
önceki hükûmetlerin hiçbirisi, “Bilmem kaç milyar dolar nerede?”
türünden bir soru ile muhatap olmadılar. Zira kasada hiç o kadar para
olmamıştı.
Hatta
önceki hükûmetler zamanında yaşanan malî krizlerde çuvallarla bankalardan para
kaçırılırken bile “O çuvalların içerisinde kaç kayme vardı birader?”
diye soran da çıkmamıştı. Sonuçta batan geminin malları…
Geçmiş
hükûmetlerin en büyük problemi, o ay 1 milyar dolar borç bulup memurun,
emeklinin maaşını ödeyebilmek ve günü kurtarmaktı.
Hatta
ve hatta, IMF’den 1 milyar dolar borç alabilmek için bir gecede 20-25 tarım
ürününe kotalar konurken bile kimse “Ne oluyoruz kuzum?” diye de sormayı
akıl edememişti.
Güzel
günlerdi vesselâm... Bir gecede yüzde 100 devalüasyon için Anayasa kitapçığının
havada uçması yetiyordu.
Şimdi
“128 milyar dolar nerede?” diye çığrışıp duruyorlar.
Onların
bu hâllerini gördükçe Vizontele filmi aklıma geliyor: “Baba akü yok. Kaputu
açmışlar, aküyü çalmışlar.”
Bunların
durumu bu sahneden biraz daha abartılı. “Baba araba yok. Kaputu açmışlar,
arabayı çalmışlar” gibi bir şey… Sadece kaput kalmış, araba tümden gitmiş.
“Kaput nasıl havada duruyor?” diye sormayınız, sinema hilesi işte…
Resmî
kaynaklar ve Sayın Cumhurbaşkanı arada bir Merkez Bankası’ndaki rezervi duyurur,
malûmunuz. Bu 128 milyar dolar yalanından evvel son duyduğum döviz rezervimiz
90 küsur milyar dolar civarındaydı.
Şayet
birileri 128 milyar doları iç ettiyse, sanırım kaputu açıp Merkez Bankası’nı da
kökünden söküp götürmüş olmalı. Binayı bir kontrol etmekte fayda var.
128
milyar dolar konusunda yapılan açıklamalarda hâlen Merkez Bankası’nda 80-90
milyar dolar civarında rezerv olduğu da söyleniyor. Bu işte bir gariplik var
ama anlayabilmiş değilim.
Hitler’in
Propaganda Bakanı Gobbels’in “Yalan ne kadar büyük olursa inananlar o kadar
çok olur” dediğini duymuşunuzdur.
Aslında
tam da şöyle söylemiştir Gobbels Abimiz:
“Yeterince
büyük bir yalan söyler ve sürekli tekrar ederseniz, sonunda halk buna inanır. Bunu ispatlayan gerçekler açık bir şekilde
önlerine getirilse bile hâlâ şüphe duyacaklar, tereddüt edecekler ve başka bir
açıklama olabileceğini düşünmeye devam edeceklerdir. Ortaya çıkarıldıktan sonra
bile bu kadar rezil bir yalanın her zaman arkasında izler bırakacağı, bu
dünyadaki tüm uzman yalancılar ve yalan sanatında komplo ustaları tarafından
bilinen bir gerçektir.”
Sanırım
bu gerçeğin, bizdeki uzman yalancılar da farkında.
Her
ne kadar Erdoğan bu 128 milyar dolar yalanına açıklama getirmek zorunda kalsa
da inanmak istemeyen inanmayacaktır. Zaten sorgulamadan bu tip yalanlara
inanmaya teşne bir kitle var. Kitle kitleyebildiğin kadar!
Ne
de olsa, “Yahu Merkez Bankası’nda o kadar dolar var mıydı?” diye soran
da yok.
Bence
Erdoğan uzun uzun pandemi döneminde yapılan sübvansiyonlardan, para
hareketlerinden, yurtdışına çıkan döviz miktarından bahsedeceğine, “Merkez Bankası’na
inek girdi, yeşil yeşil dolarları ot sandı ve yedi” dese malûm kitle
nazarında daha inandırıcı olurdu.
E
tabiî devamında “İnek nerede?” diye soracaklardır. İnek de dağa kaçtı.
Dağların durumu da malûmunuz, altı üstüne getiriliyor. İnek de bu arada
cezasını çekmiş olurdu, konu kapanırdı.
Böyle
yalana böyle cevap! Adam olana çok bile…
Kalınız sağlıcakla efendim…