PAPA’nın 5-8 Mart 2021
tarihleri arasında Irak’a yaptığı ziyaret, ziyaretin tarihi, ziyaret edilen
yerlerin niteliği ve ziyaret edilenlerin kimlikleri yönünden ele alınınca
sıradan bir “barış ve huzur” (!) ziyaretinin ötesinde anlamlar taşımaktadır.
Papa’nın
zor durumda bulunan düzinelerce Hıristiyan ülkesi dururken, güvenlik ve asayiş
yönünden dünyanın en riskli ülkelerinden biri olan Irak’ı ziyaret etmesi,
içinde pek çok soru barındıran bir durumdur. Üstelik bayram değil, seyran
değil, Papa’nın Irak’ta ne işi olur?
Biz
Papa’nın 2017’de Mısır ve 2019’da BAE’ye yaptığı ziyaretleri de biliyoruz.
Papa’nın 28-30 Nisan 2017’de Mısır’a yaptığı “dinler arası diyalog (!) ziyareti”,
Mısır Ezher Şeyhi Ahmed Tayyib’i Sünnî İslâm dünyasının otoritesi gibi
algılatmak amacını taşıyordu. Batı, Sisi’nin darbe ile yönetime gelmesini Sünnîler
arasında bir fitne çıkartma aracı olarak da kullandığı için, Papa’nın Ahmed
Tayyib’i ziyareti, bu amacın işaretiydi.
Papa’nın
bir diğer ziyareti de 4 Şubat 2019’da BAE’ye yaptığı ziyaret idi. Papa bu
ziyarette de “dinler arası diyalog” sakızını çiğneyerek gizli ajandasının
işaretini asıl muhataplarına verdi. Papa’nın gerek Mısır ve gerek BAE
ziyaretleri sonrası bu ülkelerin yöneticilerinden yükselen Türk düşmanlığı,
verilen işaretlerin “Türklere saldırın!” komutu olduğunu düşündürüyor.
Gelelim
Papa’nın Irak ziyaretine…
Papa’nın
yine dinler arası barış ve diyalog yavesiyle çıktığı bu zamanlaması manidar;
ziyaretin işaretleri neler olabilir?
Şimdi
bu ziyaretin güzergâhlarına bakalım…
Papa’nın
Ninova’da kadim Ur kentine yaptığı ziyaret ve o beldede yaptığı ayin, “İbrahimî
dinlerin kardeşliği” maskesi adı altında yapıldı. Papa’nın Ur ziyaretini “hac
yapma(!)” olarak niteleyişi, ülkedeki dağınık Hıristiyan gruplarını Ur merkezli
bir Hıristiyan birliğine dönüştürerek ileride Irak’ta bir Hıristiyan devletçiği
teşkil etmenin işaretidir.
Papa’nın
Irak’ın Şii önderi Sistani’yi ziyareti ise, onu Şii Müslümanların otoritesi
olarak takdim etme amacına dayanmaktadır. Batı, Ezher şeyhi ile Sünnîleri,
Sistani ile de Şiileri kontrolü altında tutmak istemektedir. ABD’nin Irak
işgalinde hamiyet sahibi Şiilerin ABD askerlerinin giriştiği ırz, can ve mal
yağması sırasında direnişe geçmeleri üzerine Sistani tarafından mücadeleden
alıkonulmaları daha dün gibi hafızalarımızdaki yerini koruyor. Sistani’nin
tavrı ile FETÖ elebaşısının “Haçlılar sizin malınıza, namusunuza dokunmaz”
hezeyanın birbirinin ikizi olması dikkatlerden kaçmamalıdır!
Batı,
binmediği merkebe asla yem vermez, bu böyle biline!
Bu
ziyaret esnasında Papa’nın tesbih hediye ettiği Haşdi Şabi’nin Hıristiyan
koluna mensup Keldanî komutanın, “Bu savaş Mesih’in çocuklarıyla Yezid’in
çocukları arasında geçecek” sloganı, ziyaretin örtülen yüzünün o andaki
ihtiyatsız coşku ile açılmasından ve asıl niyetin ortaya saçılmasından başka
bir şey değildir. Demek ki FETÖ’nün 2010 yılı Eylül ayında biatını açık ettiği
“hazreti papa”sı (!), orada sadece ayin güvercini uçurmamış, asıl mesajlarını
posta güvercinleri ile ilgili yerlere uçurmayı da ihmâl etmemiştir.
Keldani
komutanın Papa’dan tesbih almanın heyecanıyla attığı o slogan, Haşdi Şabi’ye
hangi güvercinlerin uçurulduğunu çok açık anlatıyor.
Şimdi
gelelim bu örtmece ziyaretlerden sonra bu ziyaretin asıl amacına…
Papa’nın
bu ziyaretinin asıl amacı, Kuzey Irak Yerel Yönetimi’ne yapılan ziyaret idi. Bu
ziyarette referandumcu yönetimin Papa için hazırladığı pul, Papa’nın
ziyaretinin saklanan yüzünü pul pul ortaya döktü. Bu pula yerleştirilen harita,
Türkiye’nin güneydoğusunu külliyen, Akdeniz ve Doğu Anadolu’yu da kısmen içine
alan bir harita idi. Dahası da var bu harita: Aynı zamanda Suriye, Irak ve İran
topraklarından da parçalar alarak genişleyen bir harita...
Bu
haritayı içeren pulun Papa’ya hediye edilmesi, bu haritayı çizdiren yerin
neresi olduğunu göz önüne sermesi yönünden de çok uyarıcıydı. Papa, kendilerinin
çizdirdiği haritayı, hediye adı altında alarak tekrar kendi arşivlerine
götürüyordu. Ama bir tasavvurun vücut bulmuş hâli olarak…
Nitekim
Papa’nın Erbil ziyaretini değerlendiren PKK yandaşı kanalların, bu ziyareti o
haritadaki devleti oluşturmak için “atılmış çok önemli bir adım” diye
nitelemeleri, Papa’nın sadece stadyumda dinî ayinler yapmadığını, kapalı
kapılar ardında da çok sinsi siyâsî ayinler yaptığını göstermektedir. Zaten
adamın dışı din adamı, içi devlet başkanı. Papa’nın bu hüviyeti, nasıl riyakâr
bir surat taşıdığını da alenen gösteriyor. Batı, herkese lâiklik afyonu
içirmekle meşgulken kendisinin din ve devleti aynı şahısta toplaması, suratına
tükürülmeyi hak eden bir yalancılıktan başka bir şey değildir!
Evet,
Papa’nın Irak ziyaretinde koynundan haçlı pulu çıkmış ve amacı, bu pulun
yapıştırıldığı bir mektup zarfıyla bize açıkça iletilmiştir.
ABD’de
Katolik Biden’in başa gelmesi, Katoliklerin ruhanî lideri Papa’ya can suyu
olmuştur. Üstelik Vatikan’ın 1506’dan beri İsviçre Kelt şövalyeleri tarafından
korunması ve Biden’in atalarının da Kelt olması boş tesadüf olmasa gerek. Biden’in
köklerine ne kadar bağlı olduğu, Kelt İncili üzerine yemin etmesinden de çok
iyi anlaşılıyor.
Keltler
Avrupa’ya nereden gittiler? Ninova’dan…
Ninova’daki
akrabaları kimler? Keldanîler…
Hım,
anlaşıldı Papa’nın tesbihi niye Keldani komutana verdiği!
Bu
tesbihin ucu, yakında bir yerlerden baş gösterecek demektir.
Demek
ki FETÖ’nün Papa’sı, Irak’a Biden’in özel mesajlarını götürdü ve kapalı kapılar
ardında siyâsî ayin yaptı. Papa’nın siyâsî ayinde verdiği vaaz, aşağı yukarı şu
minvâl üzere olmalıdır:
“Ey kadim ata
topraklarımızda açık Hıristiyan olarak yaşayan dindaşlarım! Ve ey Şii ve Sünnî
Müslüman görünümünde yaşayan şövalyelerim!
Artık el ve
koynunuzdaki haçları çıkarmanın vakti gelmiştir. Bu topraklarda Ur merkezli bir
Hıristiyan devleti ile Erbil merkezli İsrail yoldaşı bir Kürt devleti kurmanın
vakti gelmiştir. Siz bu amaçlar için başkaldırdığınızda, bir ayağı çukurdaki
evlâdımız Sistani ve onun arkasından gelecek filancazani, tüm kitleyi size
karşı harekete geçmekten men edeceklerdir.
Evlâtlarım! Bu
uğurda sizin yolunuzu kesecek yegâne düşman Türklerdir. Onların bu topraklara
girerek İslâm’ı tekrar ayağa kaldırması, hepimizin haçını kırıp çanına ot
tıkar. O yüzden Biden evlâdım, bölgeye para ve silah akıtıp Türkiye sınırına
üsler kurarak buna mani olmaya çalışacaktır. Biden evlâdım bana, Türklere
vermediği Patriotları Türklere karşı kuracağı üslere yerleştireceğini ve onları
size karşı bir müdahaleden alıkoyacağını vaat etmiştir.
Evlâtlarım! Siz ne
yapın edin, Irak’ı mutlaka üç veya dört parçaya bölün. Sizin hissenize düşen
kısımları Biden evlâdım, İsrail’i ihya eder gibi ihya edeceğine söz vermiştir.
Evlâtlarım! Size
sınırsız para ve silah yardımı, işte şu elimde tuttuğum senetle teminat altına
alınmıştır. Ben bu senetleri size sembolik bir pul karşılığında verecek ve o
aziz pulu da Vatikan’ın en görünür yerinde teşhir edeceğim.
Evlâtlarım! Malûm,
bu gibi durumlarda Türklerin ne yapacağı belli olmaz. Onlar, gözlerini
kararttıklarında Biden evlâdımı da, Patriotları da pek takmazlar, bu duruma
haçlı tarihimiz tanıktır. Öyle bir günün şerrinden sizleri korumak için
Vatikan’ın en izbe dehlizlerinden getirdiğim şu suyla sizleri kutsuyorum. Türklerin
elinden öldüğünüzde bu kutsal su, sizi İsa’nın mâkâmına ulaştıracaktır.
Baba ve oğul önce sizleri, sonra da Kandil, Sincar ve Haseke’mizi Türklerin SİHA’larından emin kılsın. Âmen, âmen, âmen!”