Pandemisiz günler ve müsilajsız denizler dilerim

“Ne zaman adam oluruz?” sorusuyla sıkça karşılaşırız. Ciddiyetle cevap veriyorum: Önceki milenyumdan bugüne kadar aksatmadan “Ne zaman adam oluruz?” başlığında hükümler veren gazeteci-yazar o yazılarından vazgeçince... Çünkü o zaman hedefe ulaşmış oluruz. Fakat bizim dostlarımız ve müttefiklerimizin ne zaman adam olacağına dair bir karar vermek hiç de kolay değil.

PANDEMİ… Yakın zamana kadar, bu kelimeyi tıp camiası dışında bilen pek azdı. Bütün dünyayı saran Koronavirüs ile tanışınca, milletin diline dolandı.

Pandemi sürecinde… Pandemiden çıkınca… Pandemi…

“Salgın” kelimesinin köküne kıran girmiş sanki.

Az kaldı “Mi’ler ayrı yazılacak” diyen hocanın sözünü hatırlayanların “Pande mi?” yazmasına.

*

Tam bundan kurtuluyoruz derken, müsilaj çıktı.

Yeni öğrenilen kelimeleri cümle içinde kullanmak bazılarının özel merakı.

Salya, deniz salyası deyince, ayıp bir şey söylenmiş gibi bakanlar var.

Müsilaj diyeceksin, havalı olacak.

Diyelim…

“Babam bize müsilaj getirdi.”

*

Müsilajın müsebbibi MÜSİAD olsa gerek.

Nereden belli?

Adından… TÜSİAD olsaydı, “tüsilaj” derlerdi.

Tü sana! Böyle mi yorum yapıyorsun?

Beğenemedin mi? Kemal Bey ya da Ekrem Bey bunu düşünseydi o zaman görürdün, herkes nasıl inanırdı.

*

Ekrem Başkan “temel atmama töreni” düzenlemeseydi ve yapraklar alkışlamasaydı iyiydi.

Tam da arkasından deniz fena kirlenip salya salmaya başlayınca, çok kötü oldu.

İptal edilen projenin arıtma tesisi olması ne büyük talihsizlik!

Çok puan götürmüştür.

Yahut götürmesi gerekir.

*

Bütün Marmara kirlendi.

(Yetmedi, Yunanistan kıyılarına da ulaştı. İster misiniz Yunan sahil güvenlik elemanları ve askerleri ucu sivri demirlerle savunmaya geçsinler şimdi? Mülteci botlarına yaptıkları gibi…

‘Komşu komşunun külüne muhtaç’ derler ama denizdeki salya için bir şey dememiş atalar.)

Dört koldan değil, kırk dört koldan temizlik çalışmaları başladı.

Marmara Denizi’ne kıyısı olan bütün şehirlerde sıkı bir gayret var.

Fakat temizlik yaparak başa çıkılmaz.

Sebebini yok etmek gerekir.

Erdek’te sahilde salya temizliği yapılırken, on yaş civarı çocuklar, kirliliğe hiç aldırmadan denize giriyorlardı.

Cup cup atlayıp yüzdüklerini gördük.

Sadece bir yerde değil, ülkenin pek çok yerinde denize girenler oldu. Salyalara aldırış etmeden yüzdüler.

Çoğunluğu çocuktu. Büyükler söz geçirememiş.

*

ABD yetkilileri de böyle bir sıkıntı içine girmişler bir vakit.

“Dizginleyemiyoruz. Kontrol edemiyoruz” diye rapor yazıp göndermişler Vaşinton’a.

Onlar da karar vermiş: “Mademki kontrol edemiyoruz, söz dinletemiyoruz; o hâlde karşısına güçlü bir lider getirmeliyiz.”

Evet, böyleyken böyle.

Yahut öyleyken böyle.

Kontrol edemedikleri o dönemde Başbakan olan, bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Karşısına getirdikleri de Kemal Bey.

Fıkra bu kadar.

Neresinde, ne miktar güleceğinize karar verin.

Bizde gülme efekti yok, dizilerdeki gibi.

Emoji dedikleri gülücük işareti kullanmak da ayıptır burada.

*

Onca zahmete değer miydi?

Kasetle masetle uğraşıp Baykal’ı devirdiniz de bula bula bunu mu seçip getirdiniz?

Hele sizin ufkunuza!

Performansa bak, kapasiteye bak, neticeye bak.

Nereye bakarsan bak.

Nasıl bakarsan bak.

Tablo ortada.

Neyse, biz memnunuz.

*

İngiltere, cinayet işleyen PKK’lıyı Türkiye’ye iade etmeme kararı aldı.

Dostumuz, müttefikimiz.

Bizde de ne dostlar var arkadaş!

Müttefikten, dosttan yana yüzümüz hiç gülmedi.

*

İngiltere böyle de diğerleri farklı mı?

Bölücüsünü, darbecisini, katilini, hırsızını hep tutar, besler, büyütürler.

Yeter ki Türkiye aleyhine zerre kadar faaliyeti olsun.

*

“Ne zaman adam oluruz?” sorusuyla sıkça karşılaşırız.

Ciddiyetle cevap veriyorum:

Önceki milenyumdan bugüne kadar aksatmadan “Ne zaman adam oluruz?” başlığında hükümler veren gazeteci-yazar o yazılarından vazgeçince...

Çünkü o zaman hedefe ulaşmış oluruz.

Fakat bizim dostlarımız ve müttefiklerimizin ne zaman adam olacağına dair bir karar vermek hiç de kolay değil.

*

Bugün 1 Temmuz.

Kabotaj Bayramı.

Kıymetini bilen, denizlerin ve denizciliğin önemini kavrayanlara kutlu olsun!

Özellikle “Mavi Vatan” için ter dökenlere, kafa yoranlara…

Pandemisiz günler ve müsilajsız denizler dilerim.