ÖZBEKİSTAN Cumhuriyeti,
bağımsız bir Türk devletidir. Pekin’den Londra’ya kadar uzanan hat üzerinde,
kritik bir noktada bulunuyor.
Kritik
olmasının dört ana omurgası var: Birincisi, ekonomi finans merkezlerinin
Batı’dan Doğu’ya kaydığı güzergâhta bulunurken, Pekin-Londra yolunun köprüsü
niteliğinde olmasıdır.
İkinci
neden, coğrafî açıdan Afganistan-Kazakistan arasında yer almasıdır.
Üçüncüsü
ise, bulunduğu coğrafyada medeniyetlere beşiklik etmiş olmasıdır.
Sonuncusu
da doğal gaz, altın, petrol, uranyum ve kömür gibi zenginliğe sahip pak bir
devlet olmasıdır.
Batı
kendisini Antik Yunan (Grekler) ile ilintilediği için Buhara, Uluğ Bey
Medresesi ve özellikle Semerkant’ı İslâm mimarisinin dönüm noktasını oluşturması
üzerinden bu ülkeyi İslâmî değerlerden dolayı yok sayılmak istemektedir.
Batı,
Antik Yunan merkezinden para ve güç odaklı olarak yoluna devam ediyor. Bu
nedenle de dünyaya sadece para/güç olarak bakıyor. Bu minvâlde Rusya da bu
kefenin içindedir. Bu durum açıkça ekonomi tarihi konusunda çalışan İngiliz Profesör
Harold James tarafından “Medeniyetler çatışması demode olmuş; her şey para/güç ile
ölçülüyor” şeklinde ifade edilmektedir.
Bu
nedenle Batı’nın alternatif bir medeniyet algısına bile tahammülü yoktur. Dünya
ticaret yolları ve köşe taşlarını elinde tutmak isteyen İngilizler canhıraş bir
şekilde Pekin-Londra hattında konuşlanmayı en iyi şekilde gerçekleştirmiş beş
altı ülkeden biridir.
Kazakistan’da
olaylar patlak verdiğinde, aslında Özbekistan ve diğer Türk devletleri üzerinde
bir karmaşıklığın beklenmesinin daha mantıklı geldiğini önceki yazılarımızda
ifade etmiştim. Bu durum şimdilerde doğrudan değil de dolaylı veya ikincil bir
plân olarak kapitalist canavarların hedefinde bulunuyor.
Biden
Ailesi ABD’de iktidara gelmeden önce, Kazakistan’la en fazla ticaret yapan
gruplardan biriydi; şimdi de bu durum devam ediyor.
Konusunda
uzman kişiler Kazakistan olayları patlak verdiğinde haklı olarak ilk Rusya’yı
işaret ettiler. Rusya’nın eski alanına yayılmak istemesi anlaşılabilir bir
durumdur. Ancak Kazakistan ile başlayan olayı sadece bu şekilde açıklamak çok
dar bir anlam içerir. Kazakistan’ın, Türklerin kendi topraklarında çoğunluk
olmasını sağlaması, alfabe üzerindeki çalışmaları ve Türk Devletleri Teşkilatı
atılımı Rusya’yı harekete geçirmiş olabilir.
Coğrafyadaki
olayları makroekonomik politikalar açısından değerlendirmek daha doğru
olacaktır. Buradaki “makroekonomik” ifadesini ekonomik kavramdan daha çok fen
alanındaki dinamik açıdan değerlendirmek istendiğini özellikle belirtme
zorunluluğu vardır.
Makro
olaylar dinamik yapılardır. Harekete geçildiğinde dinamik/makro sistemlerde sırasıyla
üç durum gerçekleşir: Bunlardan birincisi, bu yapılar, eylemsiz olarak
konuşlanan yapılardır. Bunlar çevreyi ve ekonomiyi takip edip yapıtaşlarını tek
tek hesap ederler. Nitekim ABD ve İngiltere’nin burada bulunmasının tek nedeni
işte budur.
İkincisi
ise, makro yapının dinamiklerinin kontrol edilmek istenmesidir. Bu durumda Batı
asla aksi ya da farklı bir tutum içerisine girmez, giremez. Zira zihin yapıları
bu şekilde kodlanmıştır. Londra-Pekin hattında nasıl bir makro dinamik eylem
gerçekleşecek, bunu en iyi Batılılar biliyor. Çünkü baştan beri bu nedenle
Kazakistan, Özbekistan ve diğer Türk devletlerine girdiler.
Üçüncü
ayak ise, etki-tepki ile harekete geçme durumlarıdır. Aslında bunu “Afganistan’dan
çıkıyorum” diyerek coğrafyanın kalbine hançer sağlayan ABD ve avenesi yaptı.
Afganistan, güney coğrafyasının karışık bir ülkesi olarak sahneye sürüldü. Kuzeyde
Kazakistan’ı vurdular ve ülkeyi yaktılar. Güneybatıda Türkmenistan, doğuda
Kırgızistan ve güneydoğuda Tacikistan ile komşu olan Özbekistan, Batılı
kapitalistlerin hedefindedir. İlk fırsatta Özbekistan’ı da vuracaklar!
Bu
saldırı da gerçekleştiğinde, artık Pekin’den Londra ve Venedik’e kadar olan
kritik ekonomik hat, İngiliz kontrolündeki Batı eline geçecektir. Kraliçe
merkezli Batı’nın derdi bu. Kontrolü eline alan Batı, Semerkant ve Buhara ile
diğer şehirlerin Türkiye-Özbekistan ortaklığındaki medeniyet iddiasına izin
vermeyecektir.
Afganistan
ve Kazakistan’ı vuranlar, şimdi de Özbekistan’ı hedefe koydular. Dolayısıyla
Pekin-Londra hattındaki ekonomik olaylar açısından çok ciddi doktora
çalışmalarına şiddetle ihtiyaç vardır. Bu tür kritik çalışmalar doğrudan
İletişim Başkanlığınca da desteklenmelidir.
ABD,
Çin, Rusya, Birleşik Krallık ve diğer Batılı devletlerin Türk devletlerine tehlike
oluşturmaktan çıkarılması için köklü manevî, stratejik, fikrî, askerî ve
dördüncü sanayi devrimi hazırlıkları ve uygulamaları çok iyi bir şekilde
yapılmalıdır.