Otur, sıfır!

Kemalciğim ABD’de ve İngiltere’de istediği icazeti alamamış, yelkenini şişirememiş olmalı ki Ekremciğim yine piyasaya sürdü kendisini. Kendisi Yedili Masa’nın en çalışkan neferiymiş. İstanbul’u almış, Türkiye’yi de alırmış.

“ARİTMETİK ortalama şöyledir. Bir matematik hatırlatması yapayım kendisine. Biraz matematiği gelişsin arkadaşın” diyor İmamoğlu katıldığı yayında.

“Arkadaş” dediği kişi de Süleyman Soylu, iyi mi?

“Sekiz yüz ile dokuz yüzü toplarsın. Onun yarısı, işte yedi yüz yapar.”

“Arkadaş” bu hesaplama yöntemine şaşırmıştır muhtemelen. Ya da matematiği gelişmiş de olabilir.

Bu nasıl bir özgüven arkadaş!

İnsan yaptığı bu hatayı anlayınca utanır değil mi, ne bileyim, yüzü filan kızarır.

İçinden, “Ulan güya ders verecektik, beylik laflar ettik, rezil olduk canlı yayında” diye geçirir.

Hayır, ilkokul talebesinin akıldan yapabileceği bir ortalama hesabını yapamıyor lâkin yüzünde utanmadan eser yok.

İnsanın matematikle ya da sayılarla arası kötü olabilir, bu ayıp bir şey değil elbette. Ama insan biraz hâddini bilmeli böyle durumda.

Daha iki basit sayıyı toplayamıyorsan, “Biraz matematiği gelişsin arkadaşın” gibi altında kalacağın laflar etmeyeceksin.

“Bana bütçe dersi vermeye kalkmasınlar, akıllarını başlarından alırım” diye de bir açıklaması vardı İstanbul şeysinin.

Meğer haklıymış kendisi. Daha yedi yüz ile sekiz yüzü toplayıp ikiye bölemeyen adama bütçe dersi mi verilir?

Bu işe kalkışanın aklından şüphe ederim zaten.

Önce dört işlemden başlamalı işe. Epeyce sonra bütçe dersine geçilebilir.

Bir insan İngilizce de bilmeyebilir. Bu da ayıplanacak ya da gocunulacak bir şey değil.

Meselâ Erdoğan da İngilizce bilmiyor. Ama ortada İngilizce biliyormuş gibi caka satmıyor. Adam gibi yanına tercümanını alıyor, muhatabını anlıyor, söyleyeceğini de söylüyor.

Öyle sıradan büyükelçilerin karşısında süklüm püklüm oturup elin adamına “Okey, ay em okey” filan deyip kendisini rezil etmiyor.

İngilizce bilmese de bir “Van minüt” ile dünyayı silkeliyor.

Her şeyi en iyi biliyormuş gibi yapan Ekremciğimin belediye başkanlığını da ne kadar bildiği ve nasıl yaptığı ortada zaten.

Kemalciğim ABD’de ve İngiltere’de istediği icazeti alamamış, yelkenini şişirememiş olmalı ki Ekremciğim yine piyasaya sürdü kendisini.

Kendisi Yedili Masa’nın en çalışkan neferiymiş. İstanbul’u almış, Türkiye’yi de alırmış.

Ulan, İstanbul İstanbul olalı böyle zulüm görmedi!

Ekremciğimin belediyeciliği, daha önceki yönetimlerin başlattığı ve çoğunu bitirdiği projelere çökmek, açılışı yapılmış binaları tekrar açmaktan daha fazlası değil.

Matematik seviyesi de ortada olduğu için İstanbul Belediyesi çok ciddî borç batağında üstelik. Devletten alınan onca paraya ve bulduğu devasa kredilere rağmen kendi başlayıp bitirdiği tek bir metro hattı, elle tutulur tek projesi yok.

Durdurduğu projeler ve hafriyatla doldurduğu metro şaftları da cabası.

Bir de bu adam cumhurbaşkanlığı adaylığı için yanıp tutuşuyor. İnanılır gibi değil!

Keşke Kemalciğim tutmasa küçük enişteyi de aday olsa.

Bir de biz görmeye çalışsak yüzündeki “Rabbi yesir”i.

Hani kazanacak olursa, Yunanistan bayram yapsın.

Kalınız sağlıcakla efendim.