Prizren,
Kosova
ÇEK tarihçi, diplomat
ve Slavist ideolog Konstantin Josef Jireçek (1954-1918), 1216 ilâ 1236 yılları
arasında Ohri Doğu Ortodoks Başpiskoposu Demetrios Chomatenos’a ait yazışmaları
incelediğinde, 5’inci yüzyıldan sonraki Slav yayılmasından önce Arnavutların
yerleşiminin günümüz Prizren şehrinin kuzey bölgesinde olduğu sonucuna
varmıştır.
Antik
Çağ’da verimli Metohiya ovasında
kurulan ilk Prizren şehri, Milât
sonrası 2’nci yüzyılda, Priştine’nin 76 kilometre güneybatısında, Bistritsa nehri
kıyısında, “Theranda” adındaki Roma kasabasının devamı olarak kuruldu.
Şehrin Roma döneminden kalma kalıntıları,
Şiroka, Naşeç, Kruşa, Rahofça, Vlaşna, Reçana ve Muşitişte alanlarında
bulunmaktadır.
Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasının
ardından Bizans İmparatorluğu sınırları içinde kalan şehir, 5’inci yüzyılda “Petrizên”
ismiyle restore edilmiştir.
5 ve 6’ncı yüzyılda farklı lehçeler konuşan
Slav kabilelerinin bölgeye yerleşmesiyle şehrin demografik yapısında değişimler
yaşandı. 830 yılında Birinci Bulgar İmparatorluğu’nun hâkimiyetine giren
Prizren, 1018 yılında tekrar Bizans hâkimiyetine girdi ve piskoposluk merkezi
hâline getirildi. Bu dönemde şehir, “Prizren” ismi ile anılmaya başlanmıştır.
1072 yılında Balkanlarda Makedonlar, Sırplar
ve Bulgarlar, Bizans İmparatorluğu’na karşı ayaklanma başlattılar. Ve Sırp
Vojislavljevic Hanedanlığından Kostantin Bodin, şehirde taç giydi. 1073 yılında
isyanı bastıran Bizanslılar şehri geri aldı. 1090 yılında Büyük Sırbistan
Prensi Birinci Vukan, şehri Bizans’tan aldı. 1167 yılında Karadağ’da kurulan Katolik
Sırp Nemanja Hanedanlığından Stefan Nemanja şehri fethetti. 1190 yılında Bizanslılar şehri geri aldı ve 1208-1216 yılları
arasında tekrar Sırp Nemanja Hanedanlığı idaresine girdi.
Katolik krallar tarafından yönetilen şehirden
Bizans
Rum Ortodoks Piskoposu kovuldu. 1250
tarihinden sonra tekrar Ortodoks Sırpların hâkimiyetine giren ve başkent olan şehir,
önemli Ortodoks inanç merkezlerinden biri hâline geldi. Stefan Duşan’ın hâkimiyetinde
(1331-1346) Prizren şehrinden 4 kilometre uzaklıkta Stefan Nemanja
zamanından kalma şehir surları güçlendirildi ve Baş Piskoposluk Kilisesi
kuruldu.
Bu
dönemde “Duşan Grad” diye anılan şehirde Sırp hükümdarlarının ilk paraları
basıldı. 1355 yılına kadar 10 bin kişilik nüfusa ulaşan şehirde, piskopos
yetiştirme amacıyla ilk Orta Çağ üniversitesi kurulmuştur. Halk dilinde “Bogoslovya”
olarak bilinen bu üniversiteden yetişen papazlar, eğitimlerinin ardından
Konstantiniye’ye (İstanbul’a) gidip eğitimlerini tamamlamaktaydılar.
Diğer taraftan, şehirde bulunan Katolik
kiliseleri, Ragusan
tüccarlarına ve Sakson madencilerine hizmet etmekteydi.
Şehir,
Orta Çağ boyunca ticaret yollarının üzerinde olması ve büyük yerleşim yerlerine
yakınlığı nedeniyle önemli bir ticaret şehri olarak önemini korumaya devam
etmiştir. 1346 yılından sonra Çar Duşan’ın hayatını kaybetmesinin ardından
çöküş sürecine giren devlet içinde bulunan Prizren şehrini bir Sırp asili olan
Vun Brankovic yönetmiştir.
Prizren
hükümdarı olan Vun Brankovic’in 1397 yılında ölümünün ardından bıraktığı
vasiyetnâmesinde, şehirden “Grad Drevne Civilizacije” (Eski Medeniyet Şehri)
olarak söz edilmiştir.
Diğer
taraftan, 1389 yılında yapılan Kosova Savaşı, bölgedeki Sırp devletlerinin
yönetimini zayıflatmış, yerlerine şehir ya da despotluklar olarak anılan
yapılar oluşmuştur.
İkinci Kosova Savaşı’nın ardından 1455 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından
fethedilene kadar şehri Mrnjavčević
ve Balsić Aileleri despot olarak yönetmişlerdir.
1912
yılına kadar Osmanlı hâkimiyetinde kalan şehir, mimarî ve ticarî olarak büyük
gelişme göstermiştir. Osmanlı
idaresindeki Prizren’e 32 cami, 6 medrese, 3 hamam, 25 türbe, 17 mektep, 2 saat
kulesi, 13 tekke, 15 çeşme, 10 köprü, 1 rüştiye, 4 vakıfhane, 2 kütüphane ve 1
kale inşâ edildi. Bu 137 Osmanlı eserinin sadece 47 tanesi ayakta kalmış
olmasına rağmen günümüzde dahi şehrin açık hava müzesi diye isimlendirilmesine
neden olmuştur.