
VALLAHİ artık kuştan, kelebekten, börtü böcekten yazmak istiyorum sayın okur.
Biliyorum, bıktınız her hafta aynı şeylerden, dönüp dolaşıp aynı isimlerden dert yanıp durmamdan.
Bunu -inanınız- ben de istemiyorum. Hatta “Gına geldi bu fakire!” desem yeridir.
Lâkin düşmüyorlar ki benim yakamdan da, memleketin yakasından da.
Meselâ yediğim içtiğim benim olsa, gördüklerimi anlatsam fena mı olurdu?
Bir dostumla hayata ve hayatın anlamına dair ettiğim muhabbetten bahsetsem meselâ. Yûnus’tan, Mevlâna’dan, Hafız-ı Şirazî’den konuşsak…
Olmuyor işte! Deniyorum ama, fakat, lâkin, ancak, maalesef, maatteessüf olmuyor, olabilemiyor.
Bunlar uslanmıyor, ben de “Adam aldırma da geç git!” diyemiyorum, aldırıyorum.
Görüyorsunuz, Kemalciğim yine yaptı yapacağını.
İki bin küsur yıllık bu kadim devleti, cari açığını uyuşturucu parası ile kapatmakla suçlayıverdi bir çırpıda.
Yönetmeye aday olduğu (daha doğrusu kapılarını aşındırdığı uluslararası karar vericilerden icazet alabilirse aday olmak için can attığı) bu “yalnız ve güzel ülkeyi” suçladı.
Elinde belgeler, raporlar varmış. Daha önceki belgeler gibi bu belge de basına ya da savcılara verilmek üzere değil, havada sallamak üzere eline tutuşturulmuş.
O belgede, -evet- bir yüzde 60 artıştan bahsediliyormuş. Ancak bu artış, hesap uzmanı Bay Kemal’in dediği gibi uyuşturucu kullanımındaki artış değil, geçen seneye göre bu sene yakalanan uyuşturucu miktarındaki artışın oranıymış.
Yani kolluk kuvvetleri ve Hükümet geçen yıldan daha iyi performans göstermiş bu konuda.
Ülke ekonomisini uyuşturucu kaçakçılarından ve insan kaçakçılarından alacağı vergilerle düzeltmeyi plânlayan Kemalciğimin bu suçlaması, “Kişi kendinden bilir işi” sözünü hatırlara getirmiyor değil hani!
Hesap uzmanı genel müdürümüz vakt-i zamanında işsizlik problemini de 50 bin muhtarın yanına birer kalem memuru işe sokarak hâlletmeyi plânladığını söylemişti ve şöyle bitirmişti cümlesini: “Bu kadar basit!”
Eline tutuşturulan kâğıtları okumakta, okusa da anlamakta ciddî problemleri olan Kemalciğimden elindeki raporu okuyup anlamasını beklemek de ne bileyim, en hafif tabiriyle hayâlcilik olurdu.
İstiklâl Marşı’nı, hatta “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünü bile kâğıttan okuyamayan adamdan bahsediyoruz sonuçta.
O raporu eline tutuşturanlar da bu durumun farkında olmalılar ki Kemalciğime kürsüde ne söylemesi gerektiğini “sekiz saatte” ancak anlatabilmişler.
Zira Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakkında böyle bir suçlamada bulunmak (TSK hakkındaki kimyasal silah yalanına sahip çıkmak da bu paranteze dâhil), bu ülkenin insanının, hele ki bu ülkeyi yönetmeye aday ana muhalefet partisi başkanının aklına bile gelmez, gelemez, gelmemeli, gelememeli!
Türkiye’ye çekilmiş kirli bir operasyondur bu suçlama ve Kemalciğim bu operasyonda posta memuru olarak kullanılmıştır. Bu kadar net!
Üstelik bu “operasyon” buram buram Pensilvanya kokmaktadır. Hani Washington DC ile New York arasındaki eyalet… Hamburgerleri ile meşhur…
Hesap uzmanı Bay Kemal, ABD’den sonra bu kez de İngiltere’ye gitti. Finans çevreleri ile görüşüp Türkiye için para bulacakmış. Hem de temiz para…
Bu ameliyeyi hangi yetki ve vasıfla yapacağı biraz muallâk olsa da gidiş yoluna puan vermeli bence. Navigasyon açmadan “Kağıttepe’den” Ankara’ya gidemeyen Demokrat Dedemizin Londra’ya gidebilmiş olması da başlı başına bir başarı sayılabilir.
Hesap uzmanı genel müdüre göre temiz parayı görünce kirli para anında topuklayacak, ortamı terk edecekmiş. Haydi hayırlısı!
Hayat ne garip ve insana neler yaptırıyor!
Sen yıllarca “Ülkeyi Londralı bankerlere teslim ettiniz” diye mevcut Hükümet’e çemkir, ülkede iş yapan yabancı yatırımcıları tehdit et ve sonunda “temiz para” bulmak için Londralı bankerlere koş. Ne ironi ama!
Bu “temiz para” kaynaklarından biri de Amberin Zaman olmalı Bay Kemal Londra’da kendisi ile görüştüğüne göre.
Amberin Zaman’ı, yaptığı zibilyon tane PKK-PYD güzellemesinden tanıyoruz biz. Sanırım o “temiz paraların” bir kısmı da Amberin Zaman vasıtasıyla Kandil bankerlerinden gelecek.
Kemal abimiz de PKK-PYD’nin “temiz” uyuşturucu parasıyla ülkemizi düzlüğe çıkaracak.
Zira Amberciğim, Bay Kemal ile fotoğrafını da paylaştığı tivitinde “Her şey güzel olacak” diye müjdeler veriyor bizlere.
Bakalım Kemalciğim bu sefer eline tutuşturulan hangi raporlarla yahut belgelerle gelecek memlekete. Ve bu kez bu “yalnız ve güzel ülkeyi” ne ile suçlayacak “temiz para” sahiplerinin özel siparişleri üzerine?
Gemlik’e gelince denizi, Kemal abi yurtdışından gelince de operasyonu göreceksiniz, sakın şaşırmayın.
Bekleyip görelim bakalım.
Kalınız sağlıcakla efendim.