26 Ekim Pazartesi
günü Haber Ajanda NET’te yayımlanan “Şeytan Hocası Aranıyor” başlıklı yazımız
çok güzel ve özel tepkiler aldı.
Mezkûr
yazıda, “Şeytan ve uşaklarının yaptıkları
yüzünden çok can, çok devlet, çok zenginlik kaybettik; belki hepsinden de
önemlisi, birçok insan imanını kaybetti. “Kontrşeytanî” çalışmalar için ne
gerekiyorsa yapmalıyız. Fert fert, kurum kurum, topluluk topluluk el ele
vermeli ve her şeyimize düşman olan şeytan ve uşaklarına fırsat vermemeliyiz!”
demiş ve şu notlara yer vermiştik:
“Kılıktan kılığa,
şekilden şekle, sıfattan sıfata girebilen bu şeytan ve uşaklarını yetiştiren
hocayı bulup şunları sormak istiyorum:
‘Ey her türlü hilenin, sahtekârlığın, pisliğin mucidi olan, bedhahların
akıl hocası!
1. Şu an bizleri
istismar edebileceğiniz en hassas, en zayıf noktamız nedir? Bu zafiyet ve
hassasiyetimizi hangi tekniklerle istismar edebilirsiniz?
2. Yükselmekte olan
Türkiye’nin yıldızını, yeniden yükselen İslâm güneşini sıvamayı düşündüğünüz
balçıklar nelerdir veya o güneşe sırtımızı nasıl döndürüp ne tarafa
baktırabilirsiniz?
3. Evimizdeki,
toplumumuzdaki, içimizdeki huzuru yok etmek için plânlarınız nelerdir?
4. Elimizdeki doğal
kaynakları, insan kaynağını, zenginlikleri elimizden hangi hilelerle almayı
düşünüyorsunuz?
5. Medya, sosyal medya,
algı yönetimi gibi tekniklere ilâve olarak geliştirmeyi düşündüğünüz yeni
teknikler nelerdir?’”
***
Yazımızı
okuyan çok kıymetli okurlarımızdan, konuya dair birçok iltifat ve katkı geldi.
Bizim
de düşüncelerimizi dile getirmiş olan, Gaziantep’imizin kıymetli milletvekili
ve TBMM İdare Amiri Sayın Ali Şahin’in gönderdiği notları sizlerle de
paylaşmak, buradan arz etmek istedim.
“Lokman
Bey, kaleminize sağlık…
Hak
ile bâtıl mücadelesi, kâinat var olduğu sürece, kıyâmete kadar devam edecek.
Olimpos
dağının çocukları boş durmayacaklar!
Sorun,
onların boş durmamasında değil. Sorun, Hira dağının çocuklarının yaşadığı
savrulma!
Şeytan
ve çocuklarını, vazîfelerini hakkıyla ifa ettikleri için kınayamıyorum. Ama
şeytanın safına geçmiş, rûhunu şeytana satmış, Müslüman görünümlü müptezel
liderler sorunumuz.
Arif
Nihat Asya der ki,
‘Biz
bu dünyadan nereye
Göçelim,
Ya Muhammed?
Yeryüzünde
riya, inkâr, hıyanet
Altın
devrini yaşıyor…
Diller,
sayfalar, satırlar
‘Ebu
Leheb öldü’ diyorlar.
Ebu
Leheb ölmedi Ya Muhammed;
Ebu
Cehil kıtalar dolaşıyor!’
Saygılarımla…”
***
Sayın
Milletvekilimize, bu katkısı dolayısıyla siz okurlarımız adına çok teşekkür
ediyorum.
Aynıyla
iştirak ettiğimiz görüşlerinin gereğini hep birlikte yapmayı diliyorum.
Evet,
bir yandan fikirleri üretecek, değerlendirecek ve ittifak ettiklerimizi de
hayata geçireceğiz. Dolayısıyla “fiil” (veya bir başka ifadeyle “aksiyon”) de
bir o kadar önemli!
Ülkemizin
efkâr-ı umumiyesi, bu şekildeki istişârelerle zenginleşecek ve gelişecek.
Temennim,
tüm okurlarımızın fikirlerinin bir fuarı hâline
gelebilmemiz yönündedir.