Okuma yazma bilmek ile okuryazar olmak

Okuma yazma bilmek ile okuryazar olmak durumu birbirinden çok farklı kavramlar. Günümüzde okuryazar olmak çok daha kıymetli olduğu için artık finansal okuryazarlık, dijital okuryazarlık, medya okuryazarlığı, hukuk okuryazarlığı, çevre okuryazarlığı gibi çok sayıda okuryazarlık ortaya çıkmış durumda. Artık çok sayıda eğitim kurumunda klasik derslerin yanı sıra sözünü ettiğim okuryazarlık eğitimleri de veriliyor…

OKUMA yazma bilmekle okuryazar olmak arasında fark var mı? Ya da okuma yazma bilip de okuryazar olmamak mümkün mü?

Her okuma yazma bilen kişi aynı zamanda okuryazar mıdır? Bu konular üzerine hiç düşündünüz mü?

Soruları çoğaltabiliriz. Ama şurası bir gerçek ki, gelişen teknoloji ve her geçen gün artan bilgi birikimi, özellikle de iletişim ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeler, hayatı ve hayata dair hemen her şeyi başkalaştırdı. Artık uzmanlıklar bile iyice spesifik hâle geldi.

Çok değil, birkaç on yıl öncesine kadar okuma yazma bilmek önemli bir ayrıcalıkken, gelişen teknolojiler ve bilgi birikimi nedeniyle artık okuma yazma bilmek eskisi kadar ayrıcalıklı kabul edilmiyor. Onun yerine okuryazar olmak bir ayrıcalıklı durum olarak kabul görüyor. Finansal okuryazarlık, dijital okuryazarlık, medya okuryazarlığı, hukuk okuryazarlığı, çevre okuryazarlığı, harita okuryazarlığı gibi…

Okuma yazma bilmek ile okuryazarlık olmak aynı şey değildir

Fakat çoğu kişi okuma yazma ile okuryazar olmayı karıştırıyor. Hâlbuki okuma yazma ile okuryazar olmak bambaşka şeyler. Okuma yazma bilmek, alfabe ile bir metni okumak veya yazmak anlamına gelir. Yani okuma yazma; metin, okur ve yazar arasındaki süreci anlatır. Okuma ve yazma için alfabe ve harfler arasındaki ilişkiyi bilmek yeterlidir.

Hâlbuki okuryazarlık bambaşka bir şeydir. Okuryazarlık, harfler arasındaki ilişkiyi bilmek dışında gramer, bağlam, metindeki referansal ilişki, ardalan bilgisi, özne ve nesne arasındaki ilişki, görsel ve metin arasındaki ilişki, metafor kullanımı gibi çok daha derin ve çok daha farklı süreçleri içine alan çok geniş bir kavramdır ve özü itibariyle bir anlamlandırma faaliyetidir.

Bir insan okuma yazmayı ya bilir ya da bilmez. Hâlbuki okuryazarlıkta böyle keskin bir ayrım söz konusu değildir. Çünkü anlamlandırma faaliyetinde yukarıda örneklerini verdiğim çok farklı değişkenler söz konusudur. O nedenle okuryazar olmak ya da okuryazar olmamaktan ziyade nitelikli bir okuryazar olma durumu söz konusudur.

Her geçen gün anlamlandırma üzerindeki değişkenlerin araç ve niteliği de değiştiği için okuryazar olmak durumu dinamik bir süreci kapsıyor.

Okuryazarlık, anlamı anlamaktır

“Okuryazar” kavramı “okur” ve “yazar” kavramlarının birleşimden oluşuyor. Okur ve yazar olmak da tıpkı okuma ve yazma bilmekten farklı bir durumu ifade ediyor.

Örneğin yazar olmak durumu, sadece harflerle ilgili olmayabilir. Resimlerle, simgelerle veya daha başka anlam kurma araçları ile ilgili olabilir. Ayrıca sadece alfabe ile yazmak bile harfler arasında anlamlı bir ilişki kurmaktan daha derin bir anlamı ifade ediyor. Metafor kullanma, söylemin etkisini artıracak sözcükleri seçme veya tam tersi şekilde söylemin etkisini kıracak yüklemleri kullanma, bağlam bilgisi, ardalan bilgisi, gündem bilgisi gibi çok sayıda değişken de yazma eylemini etkiliyor. Değişkenlere ne kadar hâkim olunursa etkin bir yazma faaliyeti ortaya çıkıyor.

Okur olmak da benzer değişkenlerle ilgili bir durumu ifade ediyor. Yazar olmakta bir anlam inşâ etme durumu söz konusuyken, okur olmak ise inşâ edilen anlamı çözmeyi ifade ediyor. Okuryazar olmak, ikisinin bir arada olması anlamına geliyor.

Görüldüğü gibi okuma yazma bilmek ile okuryazar olmak durumu birbirinden çok farklı kavramlar. Günümüzde okuryazar olmak çok daha kıymetli olduğu için artık finansal okuryazarlık, dijital okuryazarlık, medya okuryazarlığı, hukuk okuryazarlığı, çevre okuryazarlığı gibi çok sayıda okuryazarlık ortaya çıkmış durumda. Artık çok sayıda eğitim kurumunda klasik derslerin yanı sıra sözünü ettiğim okuryazarlık eğitimleri de veriliyor.

Çünkü hayatı daha iyi anlamak, onu daha iyi anlamlandırmak veya hayata anlam katmak, nitelikli bir okuryazar olmaktan geçiyor.

Sonraki yazılarda konuya devam etmeyi düşünüyorum. Özellikle “medya okuryazarlığı” üzerine…