Oda içinde oda, o da başkalarının kulağında

Odalarda ele alınmayan konu yok. TikTok pazarlama sırlarından astroloji ve metafiziğe, Müslümanlardan tutun da Hıristiyanlara, müzik ve teknolojiden sağlık ve gençliğe, düşünce kuruluşlarından örgütsel bağlara, siyâsî görüşten taraftarı olduğu futbol takımına, aşktan ekonomiye varıncaya kadar sayısız başlık… Ama en çok da ülke ve dünya gündemleri… Bu da bahsi geçenlerin ekmeğine tereyağı, üzerine de Anzer balı sürmek demek…

SON çeyrek yüzyıl gösterdi ki, dünyayı egemen bir güç yani organize akıl yönetiyor…

Nerede seçim yahut nerede darbe olacak veya kim muktedir; ham petrolün varil fiyatına, değerli maden ve taşların ölçülmesini sağlayan kütle birimi onsa, küresel salgınlardan küresel iklim değişikliklerine varıncaya kadar sayısız saha hâkimiyetine; son zamanların yatırım gözdesi olan ve blockchain temelinde merkezî olmayan bir sistemle çalışan kripto para madenciliği ve sosyal medya mecrasına dek her şeye…

Bu başlıkları çoğaltmak mümkün ve birçoğu bilinen gerçekler...

20’nci yüzyılda Rusya ile Amerika arasında kendini gösteren “Soğuk Savaş”, sonraki yüzyılda yerini “yeni dünya” düzenine bıraktığından olsa gerek, farklı metotların denendiği büyük bir laboratuvara dönüştü dünya. Hâliyle insan da deneği oldu.

Amerika’nın hammadde sıkıntısı çekmeyen, ucuz iş gücü ve büyük bir pazar payına sahip olan Çin’i devre dışı bırakma adına Hindistan, Afganistan ve Japonya ile yakınlaşmasını bu açıdan doğru okumalıyız.  

Türkiye’nin gerek Müslüman coğrafyada, gerekse Türk dünyasında ağırlığını hissettiren projelere imza atması lâzım. Belki de yaşanan sorunlardan dolayı epey bir süredir ırak durduğumuz Mısır, Irak ve İran’la bölgesel işbirliğinin yeniden tesisi için el sıkışmalıyız.

2020 yılının bize armağanı olan Koronavirüs gibi 2008 yılında kripto para madenciliği de -ilginçtir- Çin’den başladı ve denetlenemiyor. Ama denetlenen en önemli şey, hiç şüphesiz sosyal medya. Geçmişte yaşanan istihbarat savaşları günümüzde bu mecra üzerinden devam ederken, kullandığımız uygulamalar da birer ajan görevi görüyor.

Bu yazımızda “Mor Oda” üzerine birkaç cümle kurmak istiyoruz. En bilindik adıyla “sohbet odaları”…

***

İnsanlığın Covid-19 ile tanıştığı 2020 yılında, “Alpha Exploration Co.” isimli yazılım geliştiricileri, sesli sohbet içeren Clubhouse’yi kullanıcıların hizmetine sundu. Bununla birlikte, evlerine kapananlar uygulamaya büyük ilgi göstermiş ve geçen yılın Aralık ayında 100 milyon ABD doları değerinde olan şirket, sene başında 1 milyar dolar piyasa değerine ulaşarak dikkatleri üzerine çekmişti.

Dünya sathına yayılan ve davetle erişilen Clubhouse, böylelikle başta Twitter olmak üzere Facebook’un da iştahını kabartmış oldu. Twitter’in “canlı” ve sesli sohbet gerçekleştirmenin yolu olarak gördüğü sanal odalar, kullanıcıların yoğun ilgisiyle karşılaştı.

Herkese açık bir şekilde hayata geçirilen uygulama, ülkemizde de popüler hâle geldi. Akşam başlayan sohbetlerin gece boyunca devam etmesi, hatta sabaha taşınması, kullanıcıların “konu başlığına” yahut “katılımcıların” ismine göre girip çıktığı odaların şu anki hâline bakarak masum olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

IOS ve Android üzerinden Twitter kullanan herkes, takip ettiği kullanıcılardan birinin yönettiği, konuşmacı veya dinleyici olduğu herhangi bir sohbet odasına katılabiliyorlar.

Sohbet odasını oluşturan, odanın doğal yöneticisi oluyor ve astığı astık, kestiği de kestik oluyor. Dilediğine söz hakkı veriyor, dilemediğine vermiyor. Dilediğini odada tutarken, istemediğini de atıyor. Bu yüzden odalar, aslında birer cephe görevi görüyor. Farklı fikirden olanların egemen olma gayreti ise savaşı kızıştırıyor. Tek galip var; o da odada kulağı olanlar…

Zaman akışının üst kısmındaki “mor” bir çerçeve içinde nabız gibi atan bir profil resmini seçerek, takip ettiklerinizin mesajındaki bağlantıyı seçerek ya da DM (direkt mesaj) üzerinden gelen bağlantıyı seçerek bir sohbet odasına katılmak mümkün.

Konuşmacıların mikrofon erişimine ulaşması için “Sesi aç” butonuna tıklamasının ardından yönetici tarafından onay verilmesi gerekli. Mutlu olmayanlar, konuşturulmayanlar, farklı fikirlere tahammül göstermeyenler, “O oda senin, bu oda benim” misali gezip duruyorlar.

Daha ilginci, internetteki herkesin sohbet odalarında dinleyici olabilmesine imkân tanınması... Bunun için Twitter hesabında oturum açmasına, hatta bir Twitter hesabına sahip olmasına gerek kalmıyor ve odalarda olup biteni dinleyebiliyor.

Aynı anda yönetici ve en fazla 2 yardımcı dâhil maksimum 13 kişinin konuşabildiği odalarda, dinleyicilerin tek tek ya da tümden sessize alınmasına olanak veriliyor.

Sohbet odaları, canlı yayında oldukları müddetçe erişilebilir durumdalar. Sonlandırıldıktan sonra ise Twitter’de kimse tarafından erişilemez duruma geçiyorlar. Bu yüzden bazı kullanıcılar izinsiz “sesli kayıt” yapabiliyorlar. Bu da son derece büyük bir güvenlik zafiyeti oluşturuyor.

Sohbet odaları, istenmesi hâlinde canlı sohbet sona erdiğinde kaydedilebiliyor. Herkese açık bu durumda, sohbete kimlerin katıldığı görülebiliyor.

Odalarda ele alınmayan konu yok. TikTok pazarlama sırlarından astroloji ve metafiziğe, Müslümanlardan tutun da Hıristiyanlara, müzik ve teknolojiden sağlık ve gençliğe, düşünce kuruluşlarından örgütsel bağlara, siyâsî görüşten taraftarı olduğu futbol takımına, aşktan ekonomiye varıncaya kadar sayısız başlık… Ama en çok da ülke ve dünya gündemleri… Bu da bahsi geçenlerin ekmeğine tereyağı, üzerine de Anzer balı sürmek demek…

Hiç mi faydası yok? Elbette var ama sır vermeden… Yoksa sır verdiklerimiz, bir gün ser isterler bizden!

Biz yine de “Oda içinde oda, o da başkalarının kulağında” hatırlatmasını yaparak, “Aman ha dikkat!” diyelim.