BİZİM değil, eski ABD
Başkanı Donald Trump’un sarf ettiği bir sözle başlayalım: “IŞİD’i Obama kurdu!”
Trump’un
Obama’dan kastı, ABD’nin başına gelmiş ilk Zenci adam değil, hemen yanında
kurulu Küreselci zihniyetti. Birinci dönemini bugünkü ABD Başkanı Joe Biden’in,
ikinci dönemini ise Hillary Clinton’un yönettiği zihniyet…
Biden
ve Clinton’un icra mâkâmında bulunduğu ABD, Türkiye’nin Gürcistan sınırından
başlayıp denizaşırı Libya sınırına dek çizili içbükey sınır hattında yepyeni
bir dizayn kurmak ve bu dizaynda parçalı bir Türkiye’ye alan açmak
niyetindeydi.
Bu
ABD, hazırladığı plânda Mısır’da başlangıçta istediğini alamamış, iktidarı Müslüman
Kardeşler’e kaptırmıştı.
Irak’ta
2004’te başlattığı işgal sürecinde Türkiye’den kendisine alan açmasını istemiş,
Türkiye ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan özelinde bölgede bizzat var olmak
istemişti. ABD’nin isteği ise Türkiye’nin varlığı değil, kendisine açacağı
yoldu. Ve Türkiye’de oluşturulan sözde savaş karşıtı cephe, Irak’ı Türkiye’ye
yâr etmediği gibi, Irak ve Suriye’yi gelecekte Türkiye’ye düşman edecek bir
cephenin altyapısını hazırlamıştı.
Irak’ta
Türkiye’nin olmasını istemeyen cephenin sözcüleri, Suriye’de Arap Baharı’nın
etkileri görülmeye başladığında, ellerindeki yetki ve iktidar gücünü de
kullanarak “Suriye’ye bir günde girip ertesi gün Emevi Câmii’nde sabah namazını
kılmaya hazır olduğumuzu” söylemekle kalmadı, bir de kendilerine emanet edilen
koltuğa yerleştirdikleri ses kayıt cihazlarındaki verileri servis ettirerek
Şam’a atılacak toplarla Türkiye’nin hangi pozisyona çekilebileceğini hesap
ediyordu.
Obama
dönemi ABD’si ile Almanya’nın AB’sinin güdümüne sokmaya çalıştıkları Türkiye bu
ayara girmedikçe çirkefleştiler. Türkiye’yi IŞİD’in kurucusu olarak kabul
ettiremeyince, Bayırbucak Türkmenlerinin hâlini Türkiye kamuoyunda suiistimâl
ederken, MİT’in Türkmenlere gönderdiği yardımların önünü kesenlere zerre-i
miskal ses etmediler.
S-400
gündemimizde bile yoktu o sıralar, ancak Patriotlara karşı Doğu Türkistan’da
soydaşlarımızı kıran Çin’den hava savunma sistemi almaya ne kadar
yaklaştığımızı da yine o dönemin yetki sahipleri çok iyi hatırlarlar.
Şimdi
onlar yerlerinde değiller. Recep Tayyip Erdoğan ise Obama döneminin son hamlesi
olan 15 Temmuz’un da muzaffer serdarı olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin başında…
Peki,
Obama döneminin kalıntı politikasını sürdürmek üzere görevlendirilmiş yeni
kimlikleri görmüyor muyuz?
Elbette
görüyoruz!
Zira
bütün tavır ve söylemleriyle kabak gibi ortadalar!
Bu
saatten sonra Türkiye’ye Suriye’de geri adım attırmak isteyen her isim, Biden
yönetimindeki küreselci ABD’nin yeni Türkiye distribütörüdür.
Bu
saatten sonra Türkiye’ye Libya’da geri adım attırmak isteyen her isim, şüphesiz
küreselci plânın artistidir.
Bu
saatten sonra Mısır, Suudi Arabistan, BAE hattında Türkiye’ye yeni imaj çekmek
isteyen her isim, Obama’yı Türkiye kamuoyunda “Hüseyin” diye anıp Türkiye’yi
Amerikan küreselizminin sandalına atmaya kalkışan FETÖ’nün işbirlikçi
taşeronudur.
Obama
döneminin devamını Türkiye’de sürdürecek cepheyi açanlar, patlamış elleri ve
tuttukları kazmalar sebebiyle ortadadırlar ve gizlenemezler.
Not
edeyim ki, bu isimler Cumhur İttifakı’nı en erken zamanda en sivri şartları
oluşturarak dağıtmaya yeminli şarlatanlardır ve kendilerini uzakta aramaya
gerek yoktur.
Kim olduklarını arayan bulur!