Noyan’dan değil, Allah’tan kork!

15 Temmuz’da sivilleri, teröristlere bile atılmayan bombalarla bombalayan Fetullahçı hainlere diyemediği “câni” ifadesini Sevda Noyan için söylemekte beis görmedi Arınç. Gezi’de yan çizdi, 17/25 Aralık’ı pas geçti, 15 Temmuz’da günah çıkartmaya çalıştı, onu da beceremedi. Normal şartlarda köşesine çekilip kendini unutturması gereken biri olan Arınç’ın böylesi puslu havalarda ortaya çıkması düşündürücüdür.

ARAYA Koronavirüs girse de 2019’un son çeyreğinden beri darbe dürtüsü depreşen birileri, kaşınmaya devam ediyor.

“Türkiye’de darbe olur mu?” sorusunu yanlış buluyorum.

Sorulması gereken soru, “Türkiye’de birileri darbe yapmak ister mi?” şeklinde olmalı.

Darbenin olup olmayacağını bilmiyoruz, ama darbe hevesi içinde olanları adımız gibi biliyoruz. O hâlde yapılacak şey, “Darbe olursa ne yapacağız?” üzerinde düşünmek değil, “Darbe hevesi içinde olanları ne yapacağız?” üzerinde düşünmektir.

***

Koronavirüs öncesi darbe hevesini ortaya koyanları şimdilik bir kenara bırakıp, Korona sürecinde bu iştahını dile getirenler üzerinde biraz duralım…

CHP’nin Grup Başkanvekili Özgür Özel, fitili ateşledi…

İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu açık açık dile getirdi…

Ragıp Zarakolu da darbenin teorisini yazdı…

Bu isimlerin hiçbir önemi yok! Bunlar birer figüran...

Ama belli ki, birileri bunları konuşturuyor. İşte ciddiye alınması gereken tam da burasıdır!

Bunları konuşturanların kimler olduğunu da az çok tahmin ediyoruz.

Öngöremediğimiz, bunları söyletme amaçları ve bu söylemlerin ardında ne yapacaklarıdır.

***

Türkiye’de sular bulandığı zaman hemen birileri balık avına çıkar…

Bu darbe söylentileri dolayısıyla ortalığı sis sarınca, puslu havayı sevenler hemen sahne aldılar.

Ülke TV’de sanatçı-aktivist Sevda Noyan’ın “Bizim aile 50 kişi götürür, maddî-mânevî donanımımız var, bizim listemiz hazır” gibi ifadeleri üzerinden sahne alan Bülent Arınç, almış eline sazı, vermiş veriştirmiş…

Evet, Sevda Noyan’ın söyledikleri kabul edilemez… Evet, rahatsız edici ifadeler… Peki, bunlara itiraz etmek, üstelik de Bülent Arınç’a mı kaldı?

Beyefendi, Noyan’ın komşusu olsaymış korkarmış…

Niye korkuyorsun ki?

Evet, kabul edilmez bir üslûpla söylemiş olsa da, Noyan, bunları yeniden darbeye kalkışacaklar için söyledi. Darbeye kalkışma niyetinde olmayanların korkacağı bir durum yok ortada!

Burada mesele Noyan değil zaten.

Dertleri üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek… Noyan kendi hâlinde bir insan. Ne siyâsî bir kimliği var, ne de temsil durumu. O hâlde Noyan’ın sözleri üzerinden amaçlanan ne?

Noyan bu sözleri, son dönemde dillendirilen ve yukarıda isimlerini verdiğim kişilerin darbe heveslerine binaen söyledi.

Bülent Arınç, bir partinin İstanbul İl Başkanı olan yani siyâsî bir kimliği ve temsil durumu olan Canan Kaftancıoğlu’nun Erdoğan için “Bir şekilde gidecek” ifadesinden de korktu mu acaba? Bu ifade ile ilgili bir görüş beyan etti mi bir yerlere?

Gezi eylemlerinde korkmayan, 17/25 Aralık’ı umursamayan, 15 Temmuz’u “Nasıl da yanılmışım” diyerek es geçen Arınç, Sevda Noyan’dan çok korkmuş…

15 Temmuz’da sivilleri, teröristlere bile atılmayan bombalarla bombalayan Fetullahçı hainlere diyemediği “câni” ifadesini Sevda Noyan için söylemekte beis görmedi Arınç.

Gezi’de yan çizdi, 17/25 Aralık’ı pas geçti, 15 Temmuz’da günah çıkartmaya çalıştı, onu da beceremedi. Normal şartlarda köşesine çekilip kendini unutturması gereken biri olan Arınç’ın böylesi puslu havalarda ortaya çıkması düşündürücüdür.

***

Türkiye’de başörtülü kadınların ve kızların mücadelesini siyaset yaptığı partiler vesîlesiyle bilen ve de 1999 yılında Merve Kavakçı’ya yönelik “Bu kadına hâddini bildirin” saldırısına tanık olan Arınç’ın, “Millet başörtüsünden nefret edecek hâle gelecek. Sokakta yürürken hakaret ediliyor. Neden? Bu kadın yüzünden” diyecek kadar izanını yitirmesi üzerine söylenecek tek söz var:

“Noyan’dan değil, Allah’tan kork!”