Noel/Yılbaşı törenleri

Yılbaşı kutlamaları neredeyse toplumun ezici çoğunluğu tarafından benimsenmiştir. Bu kadar yaygınlaştırılan İslâm dışı bir geleneğin tümüyle ortadan kaldırılması oldukça zordur. Yılbaşı kutlamalarının küreselleşmenin sonunda Batı kültürünün etkisinden dolayı bu ölçüde yaygınlaştığı söylense de 1935 Türkiye’sinde Yılbaşı kutlamalarının başladığı hatırlandığında, o dönem için küreselleşme diye bir olgu ortada yoktur.

BİR günün “bayram” olarak kutlanması, din kaynaklı ya da toplumun geçmişinde önemli bir yeri olan bir olayın karşılığı olmasından dolayıdır. Türkiye’de Yılbaşı bayramı ya da kutlaması, bu tarife oldukça uzaktır. 1935’te durup dururken bir kişinin “Bugün Yılbaşı olarak kutlanacaktır” demesiyle kutlanmaya başlamıştır.

Buna karşılık, “Yılbaşı” olarak bilinen 31 Aralık akşamındaki törenler Batı’da özellikle “Noel” olarak bilinmektedir.

Noel, Fransızcada “haber” anlamındaki “nowell” den türemiştir. Nowell, Almancada ise “kutsal gece” demektir. Kış gündönümünden sonra (21 Aralık) ortaya çıkan gün ışığını belirtmek için kullanılan ve “dönen çark” anlamına gelen “goel” kelimesinden alındığı da ileri sürülmüştür. Başlangıcı itibarı ile Hıristiyanlıkla ilgisi yoktur ancak sonradan Noel kutlamalarının karşılığı olarak kullanılmıştır. (Hidayet Işık, “Dinî Köken Açısından Noel ve Yılbaşı”, s.448)

Türkçede Noel yılbaşının karşılığı olarak kullanılmışken, Lâtincede Noel, “Tanrı’nın doğum günü” demek olan “dies natalis”, Fransızcada “noel”, eski İngilizcede ise “christes-maesse” hâliyle yer almıştır. Batı dillerinde Hazreti İsa için Mesih yerine kullanılan “Christ” kelimesi, Yunancadaki Christos’tan (yağlanmış) alınmıştır. Eski İsrail dininde de Tanrı tarafından gönderilen kral veya kohenler, başları yağla mesh edilerek kutsanır ve “maişiah” (yağlanmış) diye bilinirdi. Daha sonra bu kelime Hazreti Davut soyundan, ahir zamanda gelmesi beklenen kral için “Mesih” diye kullanılmıştır.

Hıristiyanlık öncesi Pagan döneminde kutsama ve bereket için yağlanan tanrı heykelleri “Christos” (yağla kutsanmış) diye anılmıştır. İbranicedeki “maşiah” kelimesinin Yunancadaki karşılığı “christos”, başlangıçta Yahudilerin “kurtarıcı mesihi” olduğu inancıyla Hazreti İsa için kullanılmışken, zamanla “yağla kutsanmış bereket tanrısı” diye anılmıştır. “Christ-mass” tamlamasının ikinci kısmında yer alan “mass” ise, Farsça kökenli “mazda” kelimesinden türemiş olan “mizdin”in Lâtince karşılığı “missa”dan ortaya çıkmıştır. Mazda “Tanrı”, mizd ise “Tanrı adına yenilen akşam yemeği” demektir. Pers kökenli Mitraizm, Roma pagan kültüründe etkili olmuştur. Bu dinî inanışa göre Güneş Tanrısı Mithra’nın yeryüzüne inerek Zodyak yıldız kümesinin on iki simgesinin karşılığı olarak on iki havarisiyle dünyayı dolaştığına ve sonunda insanlığın günahları için kendini feda ettiğine inanılırdı. Mitraistler bu inançlarının sonucu olarak tanrıya adadıkları bir boğayı keserek kanını içip etini yerlerdi. Hıristiyanların Pazar ayinleri de Mitraistlerin bu törenine önemli ölçüde benzemektedir.

İsa’nın doğumu için kullanılan “Christmass” adlandırması da köken olarak pagan dönemindeki terimlerin sonradan Hıristiyanlaşmış olarak devam etmesidir. (Bülent Şenay, Noel, DİA, C.33, İstanbul 2007, s.201-202).

İngilizcede “İsa’nın ayini” demek olan “Christ’s mass”, Noel’de “Mesih’in doğum günü” için yapılan bir ayin ve kutlamadır. Bu deyim eski İngilizcede “Christes Maesse” olarak 1123’te kayıtlara geçmiştir. 1568’den sonra ise “Christmas” olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hazreti İsa’nın doğum günü olarak Batı (Katolik) Kilisesi 25 Aralık’ı, Doğu Kilisesi ise 6 Ocak’ı Hazreti İsa’nın “evrenin nuru” olarak inananların gönlüne gelip onları aydınlattığını kabul etmiştir. Sonradan her nasılsa Batı Kilisesi’nin kabul ettiği tarih (25 Aralık) dünyaya yayılmıştır. (Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1993, s.266)

Luka İncil’ine göre Hazreti İsa doğduğunda çobanlar çayırlarda sürülerini otlatıyordu (Luka 2:8). Bu durumda İncil’e bakılırsa Hazreti İsa’nın kışın değil, yazın doğmuş olduğu sonucu çıkarılabilir.

Hazreti İsa’nın doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir ve ilk kiliseler Noel kutlamaları yapmamışlardır. Doğu kiliseleri 4’üncü yüzyılın başına kadar Hazreti İsa’nın ruhanî doğumu ve vaftiz günü olarak 6 Ocak’ı kutlamışlardır. 25 Aralık’ın Hazreti İsa’nın doğum günü olarak kutlanmaya başlanması, Roma’da İmparator Konstantin döneminden sonra 354’lerde başlamıştır. (Mehmet Aydın, “Noel” Dinler Tarihi Sözlüğü)

Buna karşılık günümüzde de Ermeni ve Süryani Kiliseleri 6 Ocak’ı Hazreti İsa’nın doğum günü olarak kutlamaktadırlar.

25 Aralık ile 6 Ocak arasındaki on iki gün, Hıristiyanlarca kutsal sayılır; oruç tutulup ilâhilerin okunduğu dinî ayinler yapılmaktadır. Bu dönemdeki Noel törenlerinde pagan döneminin unsurları hediye ve kartlar hâlinde devam etmiştir.

Türkçeye “Noel Baba” olarak geçen mitoloji kahramanı Santa Claus (Aziz Nikolas), Yılbaşı törenlerinin odağı olmuştur. Antalya’nın Demre ilçesinde piskopos olarak çalıştığı kabul edilen Nikolas’ın (Ö.352) türlü mucizeler gösterdiğine inanılmış, Batılı ülke kiliselerinin neredeyse hepsi tarafından kabul edilmiştir. 1087’de İtalyan tüccarları tarafından kemikleri Demre’den çalınarak İtalya’ya götürülüp Güney İtalya’daki Bari kasabasına gömülmüştür. Denizcilerin, tüccarların ve çocukların koruyucusu olduğuna inanılmıştır. Santa Claus (Noel Baba) adıyla, kırmızı kıyafetiyle ve uzun sakalıyla, komik bir hâlde pencere ve bacadan girip çocuklara hediyeler verdiği kabul edilmiştir. Noel Baba görüntüsü ilk defa 1870’de çizilmiş ve görüntü zamanla bütün dünyaya yayılmıştır.

Santa Claus’un evinin kuzey kutbunda olduğu, oradan ren geyiğinin çektiği kızakla bütün dünyayı dolaştığı masalı oldukça kabul görmüştür.

Noel törenlerinin önemli bir unsuru da çam ağacıdır. Eski Yunan kültüründe bereket tanrısı olan Attis’in çam ağacında yeniden vücut bulduğuna inanılmıştır. Bu yüzden Yunan inancında çam ağacı bereketin sembolü sayılmıştır. Bir başka görüşte ise eski İskandinav tanrılarından Odin, dünyayı yaratmış ve evrenin ağacı sayılan ve hiç solmayan çam ağacında kendini asarak hikmet ve bilgiye dönüşmüştür. İskandinav efsanesinde Odin’in kendini çam ağacında asması, Hıristiyanlıktaki Hazreti İsa’nın çarmıha gerilmesi ile eş tutulmuştur.

Yine Noel yortusunda çam ağacının kullanılması, ilk defa Almanya’da 1521 veya 1605’te ortaya çıkmıştır. (Hidayet Işık, A.g.m. s.458)

Çam ağacına mum gibi unsurların asılarak ağacın ışıklandırılması, Eski Yunan dinindeki Yule festivalinden kaynaklanmıştır. Çam ağacı ölümsüzlüğü temsil ederken, mum ışıkları ile de kötü ruhlar ve cadıların kovulduğuna inanılmıştır. Bu gelenek Hıristiyanlık içine yerleşmiş ve çam ağaçlarının çeşitli süsleme ve ışıklandırma unsurları ile Noel kutlamalarının önemli bir kısmı hâline gelmiştir. Çam ağacına asılan güneş, yıldızlar ve ay gibi süslemeler de Babil tanrılarının sembolleri olarak Yunan ve Roma kültürleri yoluyla Hıristiyanlığa katılmıştır.

Hazreti İsa’nın doğum günü olarak 25 Aralık veya 6 Ocak’ın ileri sürülmesine karşılık Yılbaşı kutlamalarının 31 Aralık’ta yapılması, bu kutlamaların Hazreti İsa’nın doğumu ile ilgisiz olduğu iddialarına yol açmaktadır. Buna karşılık Yılbaşı kutlamaları ile Noel hem zaman olarak, hem de kullanılan unsurlar bakımından iç içe geçmiştir. Hıristiyanlıktan önce 1 Ocak’ta başlayan Güneş takvimini eski Romalılar “Jülien” adıyla kullanmıştır. Papa 12’nci Gregorius, artık yıl sorununa bir çözüm bulmak için 1582’deki Konsil kararı ile bu takvimi Milât takvimi adıyla anılıp kullanılacağını ilân ettirmiştir. Bu Konsil kararının sonucu olarak İngiltere 1 Ocak gününü 1752’de yeni yılın ilk günü olarak kabul etmiştir. Türkiye ise 1926’dan itibaren resmî olarak 1 Ocak gününü yeni yılın ilk günü olarak almıştır. Hatırlanmalıdır ki, milât, “doğum” demektir. Burada kastedilen doğum ise Hazreti İsa’nın doğumu yani Noel’dir. Bunun bir sonucu olarak Batı literatüründe “Milât’tan önce (MÖ)-Milât’tan sonra (MS)” yerine “İsa’dan önce (İÖ)-İsa’dan sonra (İS)” deyimleri kullanılmaktadır.

Batı’da her yıl Noel kutlamaları için Katolik Kilisesi adeta seferberlik ilân etmektedir. Kitab-ı Mukaddes’ten parçalar okunur ve Evharistiya (ekmek-şarap ayini) yapılmaktadır. Yıllık bir ibadet sayılan Noel, cemaat hâlinde kutlanmaktadır. Kutlamalar 24 Aralık’ta kilise ayini ve kutsal gece eğlenceleriyle başlar, 25 Aralık sabahında kiliselerde şenlikler yapılır, 26 Aralık günü misafirler ağırlanıp ziyafetler verilir, hastaneler ve kimsesiz çocuklar ziyaret edilir. (A. Küçük, A.g.m.)

Yılbaşı 1935’ten beri Türkiye’de resmî tatil günüdür. Toplumun her kesimine Yılbaşı kutlamalarının yayılmış olmasında resmî tatil günü ve “Millî Piyango” adıyla ulusal çapta kumar oyunları düzenlemesinin etkisi büyüktür. 9 Ocak 1926’da Tayyare Cemiyeti tarafından “Tayyare Piyangosu” çekilişleri yapılmışken, 5 Temmuz 1939’da 3670 sayılı kanun ile Millî Piyango İdaresi kurulmuştur.

Eski pagan dönemi kültürleri Hıristiyanlık âlemine “Hazreti İsa’nın doğumu/Noel” olarak İslâm toplumlarına ve dünyanın diğer bölgelerine ise aynı paganlık “Yılbaşı kutlamaları” adıyla girmiştir. Artık Noel ve Yılbaşı kutlamaları aynı anlama gelmektedir. Müslümanların Yılbaşı kutlamaları, dinî bir ayin olmaktan çok modern dünya ile birlikte sosyal bir âdet olarak kutlanmaktadır. Çünkü Müslümanların ezici çoğunluğu Hıristiyan dünyasını, takip edilmesi gereken “modern dünya” olarak kabul etmektedir. Noel Baba, çam ağacı gibi artık Hıristiyanlığın bir unsuru sayılanların yanında İslâm’ın doğrudan yasakladığı içki, kumar gibi işlerin Yılbaşı kutlamalarının bir parçası diye uygulanması bu minvâldendir. Bir takvim olarak yeni yılın kullanılmasının Müslümanların inançları bakımından sorun teşkil etmediği bilinmektedir.

Yılbaşı kutlamaları neredeyse toplumun ezici çoğunluğu tarafından benimsenmiştir. Bu kadar yaygınlaştırılan İslâm dışı bir geleneğin tümüyle ortadan kaldırılması oldukça zordur. Yılbaşı kutlamalarının küreselleşmenin sonunda Batı kültürünün etkisinden dolayı bu ölçüde yaygınlaştığı söylense de 1935 Türkiye’sinde Yılbaşı kutlamalarının başladığı hatırlandığında, o dönem için küreselleşme diye bir olgu ortada yoktur.

 

Kaynakça

Ahmet Kahraman, Mukayeseli Dinler Tarihi, İstanbul 1993.

Abdurrahman Küçük, İslam’ın Bugünkü Meseleleri, “İthal Noel Şenlikleri”, Ankara 1991.

Gregory Abu’l-Farac, Abu’l-Farac Tarihi, Çeviren. Ömer Rıza Doğrul, TTK, Ankara 1999.

Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1993.

Kâtip Çelebi, Mizanü’l-Hak Fi’htiyari’l- EHak, Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul 1980.

Mehmet Aydın, Dinler Tarihine Giriş, Konya 1993.

Mehmet Katar, “Hıristiyanlıkta İsa’nın Doğumu ile İlgili Kutlamaların Ortaya Çıkışı” İslamiyat, 3, 4 (2000).

Şinasi Gündüz, Din ve İnanç Sözlüğü, Ankara 1998.

W. Herbert Armsrong, Noel Konusunda Basit Hakikat, Çeviren: Mehmet Aydın, Konya 1993.

Aygen Erdentuğ, “Yılbaşı Ağacı ve Noel Baba: Toplumumuzda Bir Kültürel Alıntı Örneği”, Belleten Dergisi, C.51, S.200, 20-08-1987.

Bülent Şenay, “Noel”, DİA, C.33, İstanbul 2007.

Hidayet Işık, “Dini Köken Açısından Noel ve Yılbaşı”, Necmettin Erbakan Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.7, Ağustos 1997.

Mehmet Esgin, “Hıristiyanlık’ta Noel Bayramının Ortaya Çıkışı ve Türkiye’deki Yansımaları”, Bozok Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2,2, (2012/2), s.85-96.

Osman Cilacı, “Hz. İsa, Noel ve Yılbaşı”, Diyanet İlmi Dergi, Ekim/Kasım 1984, C.XX, S.4.