
VARLIK âlemi yokluk âlemine tercih edildiğinden, metafizik âlemden fizik âleme geçiş olmuş olur. Bu geçişle birlikte en büyük imtihan da başlamış olur. Zira fizik âlemde en büyük tuzaklar kurulur.
Varlığın yokluğa tercih edilmesi elbette insanlık için en kolay ipucu mahiyetindeyken sırları da beraberinde getirir. Sırlara sahip olurken çok sayıda yanılgıya da kapılmak mümkündür. Bu yanılgıların en büyüğü de, en büyük tuzak da burada yer alır.
Azalıp çoğalabilen, ölçülebilen nicelik/kemiyet büyük tuzaklardandır. Zira ekonomiden felsefeye, bilimden toplumun genel yapısına kadar insanlığın büyük kısmını meşgul eden nicelik, insanlığı her taraftan kuşatmıştır.
Nicelik varlığın en alt basamağı olup, insanlığın belini saran bir kavramdır. Bu kavram üzerinde inşâ edilecek her medeniyet çökmeye mahkûmdur. Çünkü nicelik, sayılabilen bir kavramdır. Sayılabilen kavram edilgendir, esas teşkil etmez ve özne olamaz. Bu kavramdan aşılıp kabuktan öze geçilmesi gerekir. Bu nedenle kemiyet esas alınmamaktadır.
Bir nesnenin nasılı, yapısı ve içeriği hakkındaki özelliklere dair anlamlar nitelik/keyfiyet olarak tezahür eder. Bu ölçekte nitelik/keyfiyet esastır. Bir olay, bir nesne ve bir durumun yapısı ve özellikleri insanlıktan öğrenilmesi beklenen kavramdır. Nicelik çemberinden nitelik özüne inildiğinde karşılaşılan umman, bir anlam bekleyen tercih yeridir.
İnsan bir cisme baktığında, cisimden göze çarpan ışık ile görme olayını gerçekleştirir. Ancak bir cismin şekil, renk, ışık, büyüklük ve mesafe gibi nicelikleri “basar” olarak bilinir. Bu yönüyle nicelik, niteliğe rücû etmiş olur. Yol, insanı esasa götürmüş olur.
Esastan uzaklaşan her kişi, er kişi niteliğinde işlem görmez. Yokluğunu varlığına tercih etmiş olur. Yokluk, olması muhtemel ve olması imkânsız olarak iki kısma ayrıldığından, varlık âleminde nitelik olmadan olmaya erişilemez. Olmadan ölenler, erenler olamaz. Nitelik olmadan yapılan her fiil, hem sahibini, hem de fiile izin makamlarını sorumlu hâle getirir.
İnsan aklının gözü olan bilim, nitelik ekseninde olmadan teknolojiye evirilemez. Bugünkü teknolojinin tamamında nitelik olanlar, sanayide ürüne dönüşmüşlerdir. Bir ürün varsa, bu üründen önce ürün olmayan binlerce fikir ve atılım vardır.
Gerçek ve doğru fikirler nitelik ekseninde yükselir. Nicelik, niteliğin kapıcısı hükmündedir. Nicelik köle, nitelik ise efendidir. Kapının açılması yolunda niceliğe, nitelik hedefi için ilerlemek kaydıyla izin verilir. Bu durum eserden eser sahibine gidişin ilk adımı olarak görülür. Bütün niteliklerde böyle birer kapı vardır. Bu kapıların hepsi sadece Yüce Bir Yaratıcıya açılır. Aksi mümkün değildir.
Nicelik odağındaki her madde, nitelik makamında bir elife işaret eder. Bu yoldaki her bir kılavuz sadece bu metni okur. Söylemler ve kılavuzlar değişse de söylenenler sadece asrın idrakine göre birer farklı vasıtadır. Bu yoldan ayrılan her şey ve her oluş, aslında yok oluştur. Bu çerçeveden bütün atılım ve olayları nitelik ekseninde ele almak gerekiyor.