COVID-19 salgınının
ülkemizde görüldüğü daha ilk hafta, başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın bulunduğu Hükûmetimiz, bir dizi önlem alarak halkımızın güvenlik,
sıhhat ve ekonomik anlamda zarara uğramaması için bu önlemleri uygulamaya
sürdü.
Bu
süreçte kamu hastaneleri tam zamanlı olarak işlerken özel hastaneler de geçici
ve kısmî bir tür kamulaştırma ile hizmet verdiler. Polisimiz, askerimiz ve
jandarmamızsa olağanüstü bir fedakârlık gösterdi.
Tabiî
sıhhat ve güvenlik konusunun yanında Hükûmetimizin ekonomik zararı en aza
indirgemek için gerçekleştirdiği çok büyük hamleler oldu. Bu anlamda da kamu
bankalarımız özel bankaların aksine tam zamanlı, geç saatlere değin ve hattâ
Cumartesi-Pazar günleri de çalışarak büyük, orta ve küçük yatırımcıya,
işletmeciye ve esnafa yapılan destek çalışmalarını yürüttü.
Hükûmetimizin
özellikle işsizliğin büyümesini engellemek üzere aldığı bu önlem ekonomimize büyük
katkı sağladı.
Ancak
işsiz kalan birçok vatandaşımız olduğu gibi, enflasyon da artarak katlandı.
İkinci
el motorlu taşıt fiyatlarının olağan döneme nazaran iki, hattâ üç katına
çıktığı bir dönemdeyiz.
Kasko
bedeli 100 bin lira olan bir ikinci el aracın piyasa fiyatının 130 bin lira
olması asla mantıklı bir izahla açıklanamaz!
Peki,
sıfır araç fiyatları daha da artmadı mı?
Sıfır
araç bulabilirseniz öğrenebilirsiniz!
Çünkü
yok!
Hükûmetimiz
damping üzerine damping yaparken, kamu bankalarımız zararına konut kredisi
sağlamaya yönelik muhteşem bir icraata giriştiler.
Sıfır
ve ikinci el konut kredisi, kamu bankalarımızda sırasıyla yüzde 0,64 ile 0,74
oranla verilmeye devam ediliyor. Özel bankalarımız da bu durumla rekabete
girmek için bu kadar olmasa da indirimlere gittiler.
Peki,
ev fiyatlarına bu durum karşısında ne oldu?
Henüz
sıfır durumdaki konutlar, inşaat sektörüne ilâç olur şekilde âdeta kapış kapış
satılıyor. Peki, kimler alıyor?
2019
yılında, hattâ 2020’de bitmiş ve oturulmaya hazır herhangi bir daire -örneğin-
400 bin lira ise, söz konusu indirimden yararlanarak böyle bir daireyi almak
isteyen bir vatandaş, bu evi en az 600 bin liradan bulabiliyor.
Neden
mi?
Çünkü
o ev artık ikinci el!
Daha
ucuzu var mı? Hayır! Öyle ya, millet bu durumda neden evini daha ucuza satıp
daha pahalıya ev arasın ki?
Devletinden,
piyasadan, mazlumdan para saklayanlar, piyasada dehşet veren bir kaosa imza
atıyorlar.
Başlarına
bir kötülük geldiğinde “Nerede bu
devlet?” diyenler, “Nerede bu ahlâk?”
sorusuna ise pis pis sırıtıyorlar!
Kamu
bankalarımız aracılığıyla Kredi Garanti Fonu’ndan yararlanarak 100 bin ilâ 10
milyon lira arasında kredi desteği alırken bu krediyi altı ay sonra ödeyeceğini
bilen “vatan hainleri”, o kredileri çeker çekmez ellerine geçen parayı özel
bankaların, hattâ yurtdışı bankalarının vadeli mevduat hesaplarına yatırdılar
bile!
İşçi
işsiz mi kalsın? Ona ne!
Millî
servet mi uçmuş? Ona ne!
Devletten
vergi mi kaçmış? Peh!
Bizim
FETÖ’ye, PKK’ya, dış mihraklara, falana filana karşı değil, evvelâ ahlâksızlığa
karşı savaşmamız şart!
Yoksa
ne devlet kalacak elde, ne millet!