KENDİMİZİ zaman zaman çok
yorgun hissettiğimiz anlar vardır. Yoğun geçen bir günün ardından ağrıyan
bacaklarımız, masaj isteğiyle yanıp tutuşan kaslarımız, fazla meşgul olmaktan
sızlayan gözlerimiz bizlere âdeta hâlsizce el sallamakta, kendi varlıklarını
hatırlatmaktadırlar.
Bir
an evvel güzelce evimize dönüp yatağımıza kıvrılma isteği duyarız. Eve dönüp
günün tüm yüküyle yatağa kıvrılınan akşamların sabahında o yerden kalkabilmek
de bir o kadar zordur. Kimi zaman uyanmak istemez, saatlerce olduğumuz yerde
kalmayı diler; kimi zamansa erkenden uyanıp, bir müddet daha yatarak dinlenmek
adına uykuya dalıvermek için âdeta kendimize yalvarırız.
Tüm
bu fiziksel dinlenme çağrılarını duymak mühimdir. Beden sağlığı korunmalı,
kişiler kendi vücutlarını tanımak adına onları dinlemeli, yorgun bedenlerini
kendilerine uygun şekilde ve uygun zamanda dinlendirmeli, bir türlü dinlenemediklerini
hissetmeleri hâlinde çeşitli yollara bakınmalı ve kronik yorgunluk durumundaysa
mutlaka bir doktora görünmelidirler.
Bu
dinlenme yollarından bazıları, bir müddet ortalama uyku saatini uzatarak uykuda
dinlenme süresini arttırmak, bedene daha çok vitamin ve enerji sunacak
yiyecekleri tüketmede öncelik göstermek, bize iyi geldiğini bildiğimiz bitki
çaylarıyla güzel bir an yaşamaktır. Kendini dinleyerek dinlenmenin ardından
devam etmekte olan yorgunluk hâliyse bir doktora gitmeyi zorunlu kılar. Genel
beden yorgunluğu da tıpkı bariz bir mide sancısı, açıkça kendini gösteren bir
boğaz yanması ve sızım sızım sızlayan bir diş gibi kendini göstermektedir.
Kronik
yorgunlukların nedeni vitamin eksiklikleri, kişi tarafından henüz bilinmeyen belirli
bir hastalığın olması ve benzeri çeşitli belirtiler olabilmektedir. Sancıyan
bir mide, yanan bir boğaz ve sızlayan bir diş gibi kronik yorgunluk için de bir
an evvel tedavi yöntemlerini bilmek adına bir profesyonele görünmek mühimdir.
Kendimizi zaman zaman çok yorgun hissettiğimiz bu zamanlar elbette yalnızca
fiziksel yorgunluklarımızdan ibaret değildir. Bu fiziksel yorgunlukların yanı
sıra psikolojik yorgunluklarımız da söz konusudur. Hatta kimi zaman fiziksel
yorgunlukların o denli yoğun hissedilmesinin nedeni, doğrudan duygusal
yorgunluklar olabilmektedir.
Zihnin
daimî olarak dolu oluşuyla kişinin kendini bedenen yorgun hissetmesi senkronize
bir şekilde ilerleyebilmektedir. Bu açıdan yeniden bakıldığında, yorgunlukları
gidermenin bir başka çözüm yolunun daha olduğu açıkça söylenebilir.
Fiziksel
yorgunluğu geçirmek niyetiyle kişinin kendini/bedenini dinlemesinin önem arz
edişi gibi, psikolojik yorgunluğunu geçirmek dileğiyle de kendi zihnini
dinlemesi büyük önem taşımaktadır. Kişinin kendisini fizikken ve zihnen yoran
şeylerin farkında olması, bunları değiştirebilmesi için bir ön koşul mahiyeti
taşımaktadır. Bu bağlamda tüm koşuşturmacalarımız arasında soluklanmak ve hengâmeli
hayatın içerisinde kendimizi her açıdan dinlendirebileceğimiz çeşitli periyotlar
oluşturmak yarar sağlayacaktır.
Tüm
bunların yanı sıra, bizi psikolojik olarak yoran şeylerin neler olduğunu idrak
etmenin ardından bu yorgunluklarımıza çare aramak önde gelmektedir. Bu
nedenleri sıralayabiliyor olmak elbette büyük bir başarıdır. Lâkin bu başarı
burada kalmamalı, kişiyi yorgun düşüren nedenler uzun zamanlar boyu listelenmiş
bir vaziyette bırakılmamalıdır. Bu nedenlere çözümler aramak, bulmak ve üretmek
faydalı olacaktır. Kişi dilediği zaman bir yardımcıyla beraber bu tür nedenlerine
çözüm arayabilmekte, üretebilmekte ve bulabilmektedir.
Psikolojik
yorgunlukları geride bırakabilmek adına bir profesyonelle görüşmek, nedenlerin
büyük olmalarını katiyen şart kılmamaktadır. Yaşamımızı derinden etkileyen anı
ve deneyimlerimiz için bir psikoloğa gitmek gibi, aklımızı meşgul eden ve
günlük hayat kalitemizi aşağı çeken nedenler dolayısıyla da bir psikologla
görüşmek oldukça normal ve kişinin kendisine edeceği en yararlı iyiliklerden
biridir.
Mide
sancısı, boğaz yanması, diş ağrısı gibi nedenler nasıl bizi telaşlandırıyor ve
tedbir amacıyla yahut acıdan durulamaz hâlde hissettirerek doktora gitmemizi
sağlıyorsa, hayat kalitemizi düşüren, içimize dert olan ve sürekli zihnimizde
dolaşarak bizi yoran nedenler de (ertelemeden) bir uzmana gitmemiz için
yeterlidir.
İnsan psikolojisi, bir kalp hastalığı kadar mühim, bir beyin kanaması kadar hayatîdir.